Böyle enflasyon eleştirisi olmaz!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

TÜFE'nin pinpon topu, saç jölesi gibi ürünlerle hesaplandığını, bu yüzden de gerçek fiyat hareketlerini yansıtmadığını söylemenin modası çoktan geçti. TÜFE'nin kapsamında hangi ürünlerin hangi ağırlıkla yer aldığı TÜİK'in sayfasında herkese açık.

Bu demek değil ki TÜİK'in eleştirilecek yönleri yok. Gerçek eleştiri konusu olacak noktalardan uzaklaşıp modası geçmiş söylemlere takılıp kalmak dikkatlerin yanlış yere çekilmesine yol açıyor.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine inanan neredeyse yok. Ağırlıklı görüş gerçek oranların gizlendiği ve kamuoyuna düşük oran açıklandığı yönünde.

Ekonomi yönetimi de oranlara inanılmasın diye adeta çaba gösteriyor. TÜİK Başkanlığı için yapılan son iki atama bunun en tipik örneği. Bu görevlere getirilen kişiler belki tam donanımlıdır, işinin ehlidir ama atama zamanlaması ve bazı ailevi yakınlıklar dolayısıyla kamuoyunun zihninde bir dizi soru işareti oluşmaktadır.

Ama şöyle de bir gerçek var. Eğer Başkanlık koltuğunda oturan kişilerden yola çıkarak eleştiride bulunuyor, açıklanan sayıları inandırıcı bulmuyorsak, aslında elimizde eleştiri için somut veri yok demektir.

“Başkan ya da onun talimat verdiği kişiler şu veriyi şöyle değiştirdi” diyebiliyor muyuz, diyemiyor muyuz; önemli olan budur.

İlla bir kişinin talimat vermesi gerekmez tabii ki. "Şu oran aslında öyle değil, böyle olmalıydı" diyebiliyor muyuz, bunu söyleyebilecek veriye sahip miyiz; o da yeterlidir.

Ya da somut biçimde “Şu veri setinin şu detayında şöyle bir hata var” görüşünü sayısal olarak da destekleyebiliyor muyuz, ona bakmak gerekir.

Dönelim tekrar enflasyonla ilgili eleştirilere...

Mayıs ayındaki artıştan sonra muhalefet partilerinin temsilcileri bu oranların gerçeği yansıtmadığını söylediler.

Nedir dile getirilen eleştiriler...

CHP adına yapılan açıklamada enflasyonun pinpon topu, saç jölesi gibi ürünler dikkate alınarak hesaplandığı ifade edildi. Tam bir şehir efsanesi!

Zincir, takoz, çekme halatı, pinpon topu, saç jölesi... Bunlar, enflasyonun halkın kullanmadığı ürünlerle hesaplandığı görüşü dile getirilirken artık simgeleşmiş ürünler.

Ama enflasyon bu ürünlerle hesaplanmıyor. Açın bakın TÜİK’in web sayfasına, TÜFE’nin hangi ürünler kapsanarak hesaplandığı, ürünlerin ağırlıklarına ve aylık fiyatlarına da yer verilerek açıklanıyor.

Diğer tarafta İyi Parti adına yapılan açıklama; çerçeve aynı. Enflasyon halkın kullandığı ürünler dikkate alınarak hesaplanmıyormuş. Yazımızın ekinde bir tablo var. TÜFE’nin hangi mal ve hizmetler dikkate alınarak hesaplandığını gösteren bir tablo. Zaten ilk otuz mal ve hizmet TÜFE’nin yarısı. Vatandaşın bu mal ve hizmetleri kullanmadığını söyleyebilir misiniz?

Eleştiri doğru yapılırsa anlam kazanır

TÜİK’in gerek enflasyon, gerek diğer verilerle ilgili olarak eleştirilecek yanı yok mu, olmaz mı! Ama siz tutar gerçek tuhaflıkları görmez ya da göremez de “olmayan hatalar” üstünde durursanız eleştiriniz de boşa gider.

Doğrusu merak ediyoruz.

Muhalefet partileri enflasyonun halkın kullanmadığı ürünlerle hesaplandığını söylerken acaba gerçeği bilmiyorlar mı? Herkese açık olan verilerden haberdar olmamak vahim bir durumdur.

Ama daha vahimi de var. Gerçeğin böyle olmadığını bile bile bu görüşleri dile getirmek.

Bu açıklamalar bilgisizlikten mi yapılmıştır yoksa bile bile mi? Merak ediyoruz.

Malzeme mi istiyorsunuz, buyurun!

TÜİK’i eleştirmek için malzeme çok. Üstelik bu malzemeler somut sayılara dayanıyor. İki örnek vereceğiz.

Şehirlerarası otobüsler korona yüzünden tüm koltuklarına yolcu alamayınca fiyatlar hızla yukarı gitti. Nisanda bilet fiyatları adeta uçtu. Zam öyle bir hal aldı ki sonunda şehirlerarası otobüs bileti ücretlerine tavan getirilmek zorunda kalındı.

Peki TÜİK’e göre nisan ayında şehirlerarası otobüs bileti ücretleri ne kadar arttı? Sıkı durun, yalnızca ama yalnızca yüzde 0.1882! (Dünya 5 Mayıs 2020)

Bu köşede 5 Mayıs’ta şunları yazmıştık:

“Sahi fiyatlar yalnızca bu düzeyde artmışsa niye tavan getirildi ki?

Fiyatlara tavan getirme kararı alanlar mı yanıldı, TÜİK mi yanılgı içinde?”

O günlerde muhalefet partilerinden herhangi bir açıklama duymadık. Bundan güzel eleştiri malzemesi mi olurdu!

Ya işsizlik?

Türkiye’nin en önemli ekonomik sorunu enflasyon değildir. En önemli sorunumuz işsizliktir ve bu konudaki verilerde çok tuhaf bir durum yaşanmaktadır.

Son olarak 13 Mayıs’ta yazdık...

Şubat ayı itibarıyla son bir yılda 15 yaş üstü kurumsal olmayan nüfus, yani çalışma çağına giren nüfus 1 milyon 18 bin kişi arttı. Normalde işgücü de nüfus artışına paralel olarak artar ama nasıl olduysa aynı tarih itibarıyla işgücü artmak bir yana 1 milyon 102 bin kişi azaldı. Bu nasıl mı oldu, çünkü son bir yılda işgücüne dahil olmayan, yani çalışmak istemeyen nüfus 2 milyon 120 bin kişi arttı.

Ülke en büyük ekonomik krizlerden birini yaşıyor ama insanlar çalışmak istemiyor.

“Bu nasıl veri” diye soran bir muhalefet partisi oldu mu?

Biz hala pinpon topuyla, jöleyle avunuyoruz!

Tüm yazılarını göster