Geçen hafta Türkiye ekonomisi açısından bir iyi haber vardı; bir de kötü haber.
İyi haber Hazine’nin 1.5 milyar dolar borçlanabilmesiydi. Üstelik Eurobond ihracına 150’den fazla yatırımcıdan ihraç tutarının 3 katından fazla talep gelmişti. Hazinenin böyle borçlanabiliyor olması sevindirici ve de önemli bir gelişme.
Kötü haber ise 5 yıl vadeli bu tahvil ihracı için yıllık yüzde 9,875 faiz ödenecek olmasıydı. Yani Hazine borçlanabiliyordu ama pahalıya para bulabiliyordu. Hazinenin Mart ayında aynı vadeli borçlanma için ödediği kupon faizi yüzde 8.6’ydı. Geçen yılın başında kurların daha alıp başını gitmediği, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uyguladığı ve enflasyonun yüzde 15 dolayında olduğu Ocak ayında ise 1.75 milyar doları yüzde 4,75 kupon faizi ile 5 yıl vadeli olarak borçlanmıştı. Yani yaklaşık 20 ayda borçlanma maliyetimiz ikiye katlandı. 2020 başındaki aynı vadeli 2 milyar dolarlık borçlanmanın faizi ise yüzde 4.25’ti.
Hazinenin ihraç ettiği TL cinsi tahviller düşük faizleri nedeniyle içeride yerli yatırımcılar için çok cazip olmasa da dolar cinsi Türk eurobondları, yabancı yatırımcılar için likiditesi olan yüksek getirili bir enstrümanlar. Yani yatırımcılara diğer ülkelerin sunduklarından daha yüksek getiri sunuyor; daha iyi para kazandırabiliyor. Mesela son ihraçta yatırımcılara Amerikan Hazine kağıtlarının 561 puan üzerinde bir getiriyi sunduk. Yabancıların başka kağıtlarda bu getiriyi yakalamaları zor. Yabancıya iyi para kazandırıyoruz ama mevcut koşullar altında borçlanabilmek için Hazine bu maliyeti ödemek zorunda.
Türkiye tahvillerini Fitch B-, Moody’s B3 ve S&P ise B kategorisinde notlandırıyor. Yani kredi kuruluşlarından düşük kredi notlarına sahip bir ülkeyiz. CDS risk primimiz son dönemde biraz gerilese da hala yüksek düzeylerde bulunuyor. Dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip birkaç ülkesinden birisiyiz. Rezervlerimiz yetersiz ve cari işlemler açığımız genişliyor. Bu olumsuzluklara rağmen borçlanabiliyor olmak önemlidir. Çünkü bu borçlanmalara ihtiyacımız var. Hazinenin bu yıl 13 milyar dolar dolayında dış borç ödemesi var. Bu borçlanmayla birlikte 2022'de uluslararası piyasalardan sağlanan toplam finansman ise 9 milyar dolara ulaştı. Borcu borçla çeviremezsek eldeki kısıtlı dövizden ödemek zorunda kalırız.
Kısacası tüm olumsuz koşullara ve konjonktüre rağmen Hazine dış piyasalarda borçlanabiliyor, kaynak bulabiliyor. Ancak borçlanıyor olduğumuza bakıp her şeyi güllük gülistanlık zannetmek hata olur. Çünkü borçlanabilmek için yüksek maliyet ödeyen bir ülkeyiz. Bir zamanlar şimdi ödediğimiz maliyetin çok altında faizlerle daha uzun vadelerde borçlanıyorduk. Şimdi ise maliyet arttı, vadeler kısaldı.