İSTANBUL’un Şişli İlçesi Belediye Başkanı Muammer Keskin, gazeteye ziyarete geldiğinde Hakan Güldağ ve bana bir kitap uzattı:
- Katılımcı Bütçe ile Başka Bir Şehir Mümkün…
Editörlüğünü Yves Cabannes’in yaptığı kitabın kapağında Şişli Belediyesi’nin logosu, ayrıca “Benim Bütçem” ibaresi vardı.
Rüştü Bozkurt, Ömer Türkdönmez, Handan Sema Ceylan ve Mustafa Kemal Çolak ile birlikte ağırladığımız Muammer Keskin, dünyada“Katılımcı Bütçe”yi Paris başta olmak üzere 100 dolayında belediyenin uyguladığını belirtti:
- Halk, 5 yılda bir sandığa gittiğinde söz sahibi oluyor. Biz dedik ki, ilçemizi yöneteceğimiz bütçede halkımız da söz sahibi olsun. Bütçeyi halkla birlikte yönetelim. Bunun için dünyada örnekleri olan “Katılımcı Bütçe” modelini devreye aldık.
Keskin’in kitaba yazdığı önsöze baktım:
- “Katılımcı Bütçe”, Porte Allegre’den bugüne dünyada 3 bine yakın belediyede uygulandı. “Benim Bütçem” ile 2022 yılından başlayarak her yıl belediye bütçesinin harcanabilir kısmının belli bir yüzdesinin faaliyet giderleri için nasıl kullanılacağını halkımıza soracağız.
Şişli’nin 2022 bütçesinin büyüklüğünü merak ettim, paylaştı:
- 800 milyon lira.
Harcama tarafının halka sordukları bölümünün büyüklüğünü sordum, yanıtladı:
- 113 milyon 324 bin lira. Bütçemizin harcama tarafının yüzde 52’sini halka sorduğumuz bölüm oluşturuyor.
Mahallelerde “Bütçe Komitesi” kurulduğunu bildirdi:
- Tüm siyasi partilere eşit mesafede durduk. Yani, mahalle komitelerinde her siyasi görüşten vatandaşımız var. “Benim Bütçem” modelini devreye alırken ilçemizdeki vakıflarda, camilerde, derneklerde anlattık, muhtarlarımızı bilgilendirdik.
Mahalle komitelerinde kadın-erkek dengesine özen gösterdiklerini kaydetti:
- Ayrıca mahalle komitelerinde gençler öne çıktı. Bir mahalle komitesinin başkanı 13 yaşında bir gencimiz. Gençlerin talepleri gerçekten farklı oluyor. Bu vesileyle onların taleplerini ilk ağızdan öğrenmiş oluyoruz.
Şişli’nin nüfusunun 266 bin olduğuna işaret etti:
- İkamet edenler 266 bin kişi ama gün içi nüfus 3-4 milyon arasında değişiyor. İlçemizde ayrıca 5 bini Moğolistanlı olmak üzere 35 bin mülteci var.
İlçenin mali gücüyle ilgili şu bilgiyi verdi:
- Nüfusa göre Türkiye’nin geliri en yüksek ilçelerinden biriyiz. Maslak’ın Sarıyer’e bağlanması sonrası gelirimizde 3’te bir azalma olsa da Emlak Vergisi geliri en yüksek ilçeyiz.
Yükselen dövizin tetiklediği enflasyonun toplumda açtığı yaraya örnek verdi:
- İlk zamanlar yanıma yaklaşan vatandaşlarımız benden iş talebinde bulunurdu. Şimdi “Açım” diyenlere sıkça rastlıyoruz.
İlçede geliri olmayan ailelere “Komşu Kart” uygulamasıyla destek vermeye çalıştıklarını anlattı:
- “Komşu Kart”lara 250-750 lira arasında yükleme yapıyoruz.
“Katılımcı Bütçe”, vatandaşın beklentisinin karşılanması, daha da ötesi “bütçede söz sahibi olması” açısından önemli bir adım değil mi?
Tahakkuk katibi olarak işe başladı kızı için sanayici oldu
İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’dan mesaj geldi:
- İSO’ya uzun yıllar Meclis Başkanlık Divanı, Yönetim Kurulu Üyeliği, Mevzuat Komisyonu Başkanlığı görevlerinde değer katmış sanayi çınarlarımızdan Mehmet Şuhubi ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.
Mehmet Şuhubi’nin vefatını Erdal Bahçıvan’dan gelen mesajla öğrendim. Şuhubi’yi 1980’li yılların başlarında İSO Meclis toplantılarında tanıdım. Başta İSO olmak üzere iş dünyası örgütlerinin önemli bölümünde yönetim kurullarındaki görevlerine tanıklık ettim. Öğretici sohbetlerinden beslendim.
Şuhubi’yi etiket üreten bir işletmenin sahibi olarak bilirdim. Erdal Bahçıvan’ın mesajına eklediği, İSO tarafından hazırlanıp yayınlanan “Üretenlerin Öyküsü” kitabındaki söyleşiyi yeniden okudum:
- Yüksek Ticaret Okulu mezunuyum. Çalışma hayatına Maliye’de başladım. Abim tahsis şefliğinde müdür yardımcısı idi. Bana da orada 50 lira maaşla bir iş buldular. Tahakkuk katibi oldum. Tahakkuk memuru ile birlikte hacizlere gidiyordum.
Uzun süre memurluktan sonra emekliliğe yakın dönemde şirketi Teslo’yu kurduğunu anlattı:
- Teslo’yu küçük kızıma bir işyeri olarak kurdum. Memurlukta fırsatları gördüm, avantajları kullanarak kendime fazla mali yük yüklemeden, makinelerin kredili olarak alınması gibi bir sistemle başladık.
Makineler çalıştıkça kendi kendini ödemeye başladığını aktardı:
- Yeni iş kurabilmek için devletin teşvikleri vardı. O teşvikleri çok iyi biliyordum. 250 metrekarelik bir yer kiralayıp çorap makinelerini kurdum. Çok güzel bir pazar oluştu. Makineleri çoğalttım. Dokumada da genişledik.
Sonraki aşamada Çorlu’daki yer aldıklarını belirtti:
- Çorlu’ya taşınırken yeni makineler aldık. Yeni makineleri hep krediyle alıyordum. Bir ara fabrikada 600 kişi çalışır oldu. Sonra baskılı etiket işine girdik. Doğru bir yatırım yaptık ki, sonunda yabancılara sattık.
Şuhubi, “Üretenlerin Öyküsü” kitabında sanayicilikle ilgili şu mesajı verdi:
- Yaratıcı düşüncenin sanayiciliğin ayrılmaz bir parçası olması lazım. Olmazsa bir sanayici zengin olur ama statik bir hayat yaşar. Yaratıcı düşünce hep yenilikçi bir şeyleri ortaya koymayı getirir. Yenilikçi düşünceyle ilgilenmeyen bir süre sonra batmaya mahkumdur.
Mehmet Şuhubi’ye Allah’tan rahmet diliyorum…