Türkiye’nin elindeki gerçek değerleri görmezden gelme gibi garip bir huyu var. Popüler olan hak ettiğinden fazla rağbet görürken, misal sanayimizin temel direklerinden olan Erdemir gibi değerlerimizin önemini ya kanıksadık veya olan bitenin pek farkında değilmişiz gibi geliyor bana.
Çelik, modern dünyanın en önemli mühendislik ve yapı malzemesi… Hayatımızın her alanında kullanılan çelik olmadan, gelişme ve kalkınmadan söz edilmesi mümkün değil. Çelik, 2030-2050 yolculuğunda ve sürdürülebilir yeşil ekonomide önemli bir role sahip olmakla birlikte yeşil ekonomiye olanak sağlayan teknoloji ve sektörler için de kritik bir ürün olarak yer alıyor.
Yenilenebilir enerji, kaynak, enerji verimli binalar, düşük karbonlu ulaşım, yakıt tasarruflu ve temiz enerjili araçlar ile geri dönüşüm tesisleri altyapılarının var olmasında çelik önemli bir yerde duruyor. Çeliği uygarlıktan çıkarınca geriye tuğla yığınlarıyla sınırlanmış bir dünya kalır.
ERDEMİR’İN 5 YILDIZI
- 1. Piyasa değeri en yüksek beş şirketimizden biri. İlk beş şirket: Enka, Ford Otosan, Sasa, Koç Holding.
- 2. Yassı çelik ihtiyacımızın ana kaynağıdır.
- 3. Varlığıyla 50’den fazla sektörümüzü besliyor.
- 4. Cari fazla vermenin has dostudur.
- 5. Yatırımcısına sürekli kazanç sağlayan vefalısıdır.
Ancak sorun şu ki Türkiye’nin gelecek tasarımında bize çok fazla benzer şirket gerekiyor. Erdemir sayısını arttırmanın yollarını aramalıyız. İKİ SORU İKİ CEVAP
Sürdürülebilirlikte çeliğin rolü ne olur?
Çelik, endüstrinin ihtiyacı olmanın ötesinde emtia milliyetçiliğinin yükseldiği bu çağda, giderek zorunluluk halini almaya başladı. Çelik tüm endüstrileri yatay kesen belki de en stratejik ürün.
Dünyada HRC Fiyatlarının düşüş ve yükselişleri neden Ereğli’yi etkiliyor?
Sıcak Haddelenmiş Yassı Çelik (HRC) Ereğli’nin sattığı ana ürün... Bu nedenle HRC fiyatlarındaki düşüşten olumsuz, yükselişten olumlu etkilenir. HRC fiyatlarındaki düşüşte yatırımcılar maliyetlerin gerileyip gerilemediğime bakar.
NOT
SAN OL NİLÜFERİM KİM SUDA BİTTİM SUDA YİTTİM BEN
Şair Rehai, 17’nci Yüzyıl’dan bugüne sanki Timuçin’i anlatmış bana; “Ecel râhına gözyaşı ile âhır revân oldum / Hemân ağlayı geldim âleme ağlayı gittim ben / San ol nilüferim kim suda bitdim suda yitdim ben…”
Timuçin Bozkurtoğulları; aniden ayrılıverdi aramızdan… Sayfalarımı tasarlarken akıl danıştığım, 32 yılını DÜNYA’ya adamış bir gönül insanı idi. Gazeteyi hazırladı, evine gitti, divana uzanıverdi ve uyanmayıverdi… Namazını kıldık ve ebediyete uğurladık. İki kızı bize emanettir artık. Divan şiirinden aklıma yukarıdaki mısraları düşürdü Timuçin; bir nilüfer gibi mesleğinde bitti ve mesleğinde yitti, gitti. Nur içinde uyu aziz dost…