İstanbul taksileri ve tabii ki taksicileri… Benim “sarı vesayet” adını taktığım cemaat. Bizler askeri vesayeti aştık, yargı vesayetini çözdük ve daha birçok vesayet ile baş edebildik. Ama şu sarı vesayet ile baş etmek ne mümkün…
SARI VESAYET NEDİR?
Sarı vesayet dediğim; İstanbul’da sayıları 17 bin 500 olan sarı plaka sahibi taksiciler… Onların vesayeti öylesin güçlü ki bundan 9 yıl önce Korsan Taksi ve Servis Taşımacılığı Yasası çıkardık. Bugün dahi pek çok taksi durağında “Korsana hayır” pankartı görebilirsiniz.
Korsan taksi dedikleri, sarı plaka vesayetinden bıkmış insanlar. Şayet sarı vesayete isyan ediyorsanız, korsan muamelesi görüyorsunuz. Peki, korsan aslında kim? Öncelikle işini hakkıyla yapan taksicileri özenle ayrı tutarak söze başlıyorum. Zira benim durağım dâhil pek çok taksici, müşterisine saygılı davranıyor. Araçta unuttuklarımıza dahi sahip çıkabiliyor. Fakat genel durum ne yazık ki böyle değil.
KORSAN YASASI KİMLERİ KORUYOR?
Korsan yasası, sarı vesayetin taksi plakasını ve sahiplerini koruyadursun, bizleri sarı vesayetten kim koruyacak? Sarı vesayetin korsan gibi şoförleri mi? Tarif edeyim, bakalım size yabancı gelecek mi?
1-Aracı pis, kendisi kokuyor, suratı asık ve size “eşya muamelesi” yapıyor.
2-Radyoyu kısmayarak aracı ıstıraphaneye çeviriyor. Yetmezmiş gibi telsizindeki durak anonslarını yüksek sesle size dinletiyor. Araç kullanırken cep telefonuyla siz yokmuşsunuz gibi konuşması da cabası.
3-Yağmur yağıyorsa, kral kesiliyor. Sizi araçtan atabiliyor, size duranları da güzergâh pazarlığı yapıyor.
4-Adres bilmiyor, siz tarif etmelisiniz. Daha da vahimi cehaletini dert etmiyor.
5-Hele ki havaalanı ya da yabancısı olduğunuz bir kentte ise sizi “dolandırarak” dolandırıyorlar. Fark ettiğinizde sesiniz çıkamıyor zira bir yerlerinde kafanızı dağıtacak bir sopa veya sizi çizecek bir falçata taşıyorlar.
Yineliyorum; işinin hakkını veren, temiz, dürüst ve saygılı taksicilerden söz etmiyorum. Korsan taksi yasası ile koruduğumuz bu insanlar olsa, gam yemem. Benim derdim, biz yolcuları, sarı vesayetten kimin koruyacağıdır… Benimki de romantik bir söylem. Zira her şey bu taksiciler için. Neden mi? Anlatayım.
Onlarla başınız derde girince, sistem sizi değil onları korur. Zira eski belediye başkanı Kadir Topbaş, yememiş içmemiş, onları müşteriden koruyan “korsan taksi” yasasının çıkmasına önayak olmuştu. Denetim mi? Hiç gülesim yoktu.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Taksici sorunu neden yaşanıyor? Sorunun kaynağı nedir?
Bir sistemi denetlemez, rekabet dışı tutar ve tekel kılarsan ne olur? Çok basit; o sistem kokuşur, değer üretemez ve sorun halini alır. Tıpkı sarı taksiler gibi… Bundan 35 yıl önce İstanbul’da 6 milyon kişiydik ve 17 bin 500 taksi vardı. Bugün 15 milyonluk kentimizde hala aynı sayıda ruhsatlı taksi var.
Ekonominin 3’te 1’inin üretildiği İstanbul’daki dinamizmle bağdaşmayan bir durum… Biliyoruz ki kıtlık, rant doğurur ve kendi elimizle oluşturduğumuz, değer üretmeyen imtiyazlı sınıflar doğar. Tıpkı, İstanbulluya kent ulaşımını zehir eden taksiciler gibi…
Taksileri ünlü Londra’da 1000 kişiye 3, Paris’te 7, Brüksel’de 4, Atina’da 3 iken İstanbul’da bu sayı; 1,7’dir ve yetersizdir. Kaldı ki sorun sadece nicelik değil, niteliğe dairdir. Bugün taksi plakası milyon liralarla ölçülüyor ancak verilen hizmet ise sıfır kaliteye koşuyor.
Teknoloji taksici sorununa bir çözüm olabilir mi?
Teknolojinin sunduğu çözümler; UBER, BiTaksi gibi uygulamalar ile bu imtiyazlı sınıfın bize uyguladığı işkenceden kurtulmak istedik, daha temiz araçlarla, güleç yüzlü hizmet sunan üstelik yolcuyu dolandırmayan araç sürücüleri dövülür, alternatif çözüm arayan yolculara saldırılır oldu.
MEYDANI SARI VESAYETE BIRAKMAK
Teknoloji UBER filan dedil; “uber muber yok” diye ülkeden kovduk. Meydanı sarı vesayete bırakmak için… Peki, bütün bunlar olup biterken belediye ne yapıyor dersiniz? Eski yönetim, korsan gibi davranan taksicileri eğitmek, denetlemek bir yana, onları koruyan “korsan taksi yasası” çıkartmıştı.
Yenisi “hiç değilse 1000 yeni taksi ilave edelim” önerince, her biri taksicilerin yılmaz savunucusu belediye meclis üyeleri, “istemezük” diye karşı çıktı. Kısacası, biz İstanbulluların kanı, canı, zamanı, bu sarı vesayete feda olsun. Biz yağmurda bekleriz. Yeter ki taksicinin rantı korunsun.