Geçen hafta Londra'da Huawei tarafından düzenlenen "Trust in Tech" yani Teknolojiye Güven konferansına katıldım. O sırada enflasyon oranları açıklandı. Sürpriz bir rakam çıkmadığı için ben Türkiye’nin değil dünyanın ne konuştuğuna dikkat kesildim.
Konferansın hemen başında söz alan Huawei CTO'su Paul Scanlan, günün anlam ve önemini belirten açılış konuşmasını yaptı. Konferansı baştan sona yöneten Marsha Collier inovasyon dünyasının yakından tanıdığı, sağ duyunun sesi olan bir hanımefendi. Kitapları ve sosyal medyadaki paylaşımlarıyla dikkat çeken bir uzman. Scanlan'ın ardından sahneye davet ettiği Prof. Kevin Curran siber güvenlik konusunda ciddiyetle takip edilen bilim insanlarından biri. Daha konuşmasının başında bizi şaşırtan ve düşündüren bir çok yaklaşımla ilgili örnekler verdi. Siber Güvenlik ile ilgili yanlış ve doğru yaklaşımları anlatırken, yansıttığı her slaytın dinleyiciler tarafından not edildiğini gördüm. Ben de kendisini yakından takip ettiğim için, herkese de tavsiye ederim.
Prof. Curren konuşmasını bitirdikten hemen sonra sahneye Huawei CSO'su Jeremy Thompson'u davet etti. Beraberce Siber Güvenlikteki 2020 trendlerini anlattılar. Bu panelin hemen ardından Huawei'den Andrew Williamson GCI yani Dünya Rekabetçilik Endeksinden bilgiler paylaştı. Slaytları hızla geçerken, bizi ilgilendiren detayı gördüm. Açıkçası Dünya'nın 18. Ekonomisi olan Türkiye'nin endekste 46. sırada yer alması beni şaşırtmadı ama endişelendirdi. Bulgaristan gibi teknoloji atılımına geç başlayan ülkelerin sıralamada hızla yükselmeleri de dikkat çekiciydi açıkçası.
Bu açıklamalardan sonra benim konuşmacı olduğum panel başladı. Elise Quevedo hem Hispanik hem de Anglo Sakson dünyanın en çok talep gören konuşmacılarından biri. Bir süredir Huawei'nin Küresel Kanaat Liderleri (KOL) arasında yer alıyor. Bu sefer moderatörlük görevini üstlendi ve oldukça başarılı şekilde gerçekleştirdi. Soruları nokta atışı ve gerçekçiydi.
Teknoloji Yatırımcısı Mike Flache, panelin açılış konuşmasını yapan Andrew Williamson ve bir zamanlar Galatasaray Üniversitesinde de ders vermiş olan Jonathan Liebenau ile beraber, Elise Quevedo'nun "Güven ve Şeffaflık" üzerine ateşlediği sorulara cevap vermeye çalıştık. "Yapay Zekaya Güvenebilir miyiz ?" şeklinde sorulan sorulara hep beraber "neden güvenmeyelim ki?" diye koro halinde cevap verdikten sonra, hükümetlerin öncelik tespitlerindeki yanlışlarından firmaların tereddütlerine, bazı işlerin yok olmasından yeni işlerin ortaya çıkışına, teknolojinin doğru/yanlış kullanımından teknolojiyle alakalı güven bunalımının nereden kaynaklandığına kadar birçok koyuya değindik. Sanıyorum Huawei, panellerde seslendirilen tüm düşünceleri bir rapor halinde kamuoyuyla paylaşacak.
"Geriye değil ileriye bakalım artık..."
Panel bitiminde Türkçeyi gayet iyi konuşan Jonathan Liebenau'ya "İktisattan Çıkış" kitabımı hediye ettim. İngilizcesi Ocak ayında basılacağı için diğer misafirlere Şubat Ayında Barcelona'da başlayacak olan MWC yani Dünya Mobil Teknolojiler kongresinde "Exit From Economics"i takdim edeceğimi söyledim.
Öğleden sonraki panellerde, bunun gibi birçok organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan Spenser Blank'in moderatör olduğu ve Marsha Collier'in yönettiği olduğu panellerde 5G'den "sınırları olmayan teknoloji"ye, engellilerin ekonomiye kazandırılmasından değer yaratmaya kadar birçok konu ele alındı. Özellikle Prof. Glen Gilmore'un oldukça dikkatli ve akılcı açıklamaları, Avrupa Parlamentosu İnsan hakları Alt Komitesi Başkan Yardımcısı Beatriz Becerra'nın yaklaşımları oldukça etkileyiciydi. Bu arada sürekli takip ettiğim The Economist Intelligence Unit'ten Telekom Sektörü Baş Analisti Matthew Kendall sakin ses tonuyla son gelişmeleri ve yaklaşımları bizlere aktardı. Panel sonunda bir kahve sohbeti yaptığımızda hükümetlerin teknolojilere yaklaşımı konusunda birçok ortak noktası olduğunu gördük. Elbette sadece kötü tecrübeleri değil iyi tecrübeleri de konuştuk. Çok az olsa da.
Beni en çok memnun eden ayrıntı, Huawei'nin sağır ve dilsiz olsan Justin Smith'i konuşmacı olarak çağırmasıydı. Özellikle Dünya Engelliler Gününde sahnede olması önemli bir mesajdı. Smith teknoloji sayesinde engellerin hayata katılabilmesi adına ciddi önerilerde bulundu. İşaret dilini bilen iki uzmanla bu konuşmasını gerçekleştirdi. Görülmeye değerdi. Bu arada Britanya İşitme Engelliler Federasyonu'nda görev yapıyor. Bunu da belirteyim.
Özetle, biz Türkiye'de enflasyon-faiz-mega projeleri konuşulurken, dünya başka şeyler konuşuyor. Artık kafamızı kaldırıp ileriye bakmalıyız. Hala "1920'lerde latin harflerine geçmemiz iyi oldu mu ?" diye soran akademisyenlerin bile var olduğu ülkemizde, geriye değil de ileriye doğru bakacak insanların sayısını artırmalıyız.
Belki de teknolojiye daha fazla güvenerek bunu başarabiliriz.