Biz demiştik diyelim mi?

Selçuk Turgay Azak
Vergi müfettişi - Ekonomist

Geçen hafta gelen ekonomi verilerine göre ABD Ticaret Bakanlığı, ABD’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla değerinin 2021 yılı son çeyreğinde gerçekleşen %6,9'luk büyüme hızının ardından, 2022 yılının ilk çeyreğinde % 1,4 oranında küçüldüğünü açıkladı. Ancak beklenti ve tahminler ABD ekonomisinin % 1,1 büyüyeceği yönündeydi. Bu verilere göre gerçekleşen oran sürpriz olarak değerlendirildi. Söz konusu oranın çıkmasına sebep olarak, Ukrayna – Rusya savaşının olumsuz etkileri gösterildi.

Genel olarak sürpriz addolunan durum bizim için beklenen bir durumdu. Çünkü 22 Mart ve 2 Nisan tarihli yazılarımızda, küresel salgın olayı ve akabinde Ukrayna – Rusya savaşı gibi gelişmeler doğrultusunda bozulan ve yorulan küresel ekonomik faaliyetler ve bunun etkileri doğrultusunda tedarik zincirinin bozulması ve bu sebeple istikrarsızlığın artması görünümüne rağmen, enflasyonu düşürmek için tek seçenek olarak kullanılacak sıkı para politikasının enflasyonu düşürmek yerine büyümeyi durduracağını ve sonrasında düşüreceğini ifade etmiştik. Çünkü günümüzde ortaya çıkan küresel enflasyonun maliyet kaynaklı olduğu ve talep kaynaklı enflasyonu düşürmek için kullanılması gereken sıkı para politikası enstrümanının olumlu sonuç vermeyeceğini, aksine üretim ve istihdamı yavaşlatarak küresel bir stagflasyonu ortaya çıkaracağını düşünmekteyiz. Yazımızın başında ifade ettiğimiz gelişme bu tahminlerimizin doğru olduğunu gösterdiği kanaatindeyiz.

Ayrıca küreselleşmenin had safhaya ulaştığı günümüzde, ülke ekonomilerinin bu kadar iç içe geçtiği ortamda ülkelerin müstakil ekonomik kararlar alması da hiç isabetli değildir. Özellikle bu ülkeler küresel ekonomide, payı yüksek ekonomilere sahipse… Dolayısıyla çözüm olarak küresel çapta maliyet kaynaklı fiyat baskıları için istikrarsızlığı gidermek adına uluslararası ticaret ve finans kuruluşları devreye girmeli, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler samimi bir şekilde ekonomik koordinasyonu sağlamalı ve küresel üretim faaliyetleri kapsamında bir standart belirlenmelidir. Örneğin, uluslararası bir kuruluş kurulmalı ve bu kuruluş küresel temel hammadde ve enerji ürünleri için bir borsa organize etmeli ve bu borsanın kuralları konjonktürel gelişmelerden etkilenmemek suretiyle tarafsız olmalıdır. Bu şekildeki bir yaklaşım belirsizliği azaltmak suretiyle bir fiyat standardının oluşmasını sağlayarak orta vadede maliyet enflasyonunu aşağı çekebilecektir.

Son olarak şunu tekrar ifade etmek istiyoruz. Euro Bölgesi ve ABD, enflasyonu düşürmek için sadece para politikası uygulamasından vazgeçmeli, üretim yani arz odaklı yapısal politikalar tercih etmelidir. Aksi takdirde hem ABD hem Euro Bölgesi açısından büyüme oranlarının negatif gelmesi sürekli hale gelebilir. Buna Çin’in büyüme oranının düşmesi eklenirse vay dünya ekonomisinin haline…

Tüm yazılarını göster