Enflasyon birkaç ay önce tahmin edemeyeceğimiz kadar yükselecek. Bu yükselişin bir kısmı elbette Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonucunda özellikle enerji fiyatlarında yaşanan büyük artıştan kaynaklanacak. Ama önemli bir kısmı bizim yüksek faiz – yüksek kur – yüksek risk – yüksek enflasyon (4Y-politikası) politikamız nedeniyle oluşacak.
Alın mesela motorin fiyatlarını. 23 Eylül 2021’de Brent petrolünün varili 76.4 dolardı. 8 Mart günü ise 128 dolar oldu. Bu dönemde %67.5 oranında yükselmiş. Oysa motorinin litre fiyatı (çok yaygın bir akaryakıt istasyon zincirinin Çankaya-Ankara fiyatları) aynı dönemde 7.38 liradan 21.34 liraya çıkmış. Yüzde 189.2 oranında artış anlamına geliyor. Açık ki ham petrol fiyatındaki artışın çok üzerinde yükselmiş motorin fiyatı. Aradaki farkın nedeni malum: Döviz kurundaki artış. Anı dönemde dolar kuru 8.67 liradan 14.49 liraya sıçramış: Yüzde 67 oranında artış anlamına geliyor bu sıçrama. Şöyle de belirtilebilir: Kur 8.67 düzeyinde kalsaydı motorinin litresi 21.34 lira değil 12.3 lira olacaktı (yine yaklaşık bir hesap).
Neden 23 Eylül’ü milat olarak aldım? Sanırım açık: 4Y-politikasının tam anlamıyla ete kemiğe büründüğü gün. TCMB politika faizinin %19’dan %14’e düşürülmesi süreci o gün alınan kararla başlıyor. Ama bu ete kemiğe büründüğü gün. Enflasyonu ciddiye aldığını ve onla mücadele etmeyi amaçladığını hem aldığı kararlarla hem de uygulamada gösteren eski TCMB Başkanı’nın görevden alındığı 20 Mart 2021 dönemine de gidebilirdim. Yorum açısından bir şey değişmeyecekti. Yine de o rakamları da vereyim. O günden bu yana yüzde artışlar şöyle: Motorin: %227.8; Brent petrolü: %100, dolar kuru: %99.2.
Denilebilir ki dolar kurunda son günlerde yaşanan artış Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile ilgili. Elbette. Ama şuna ne buyrulur: Ortada bu gerginlik yokken kendi marifetimizle dolar kurunu 18 liraya sıçrattığımızı hatırlamak gerekir. Zorlama –ancak düzgün bir politika tasarlanıp bir an önce uygulamaya konulması için gereken zamanı kazandıracak- önlemlerle döviz kurunu 13.5 lira düzeyinde tutabildik. O zaman kullanılıp 4Y-politikasını rafa kaldırarak düzgün bir program uygulamasına geçilmediği için zaten o düzey sürdürülebilir değildi.
İşin özü: Kendimiz ettik kendimiz bulduk. Elbette önce masum insanlar ölmesin ve bu yüzyılda bağımsız bir ülkenin topraklarının işgal edilmesi çılgınlığı başarısız olsun diye ama sonra da kendimiz için dua edelim. Savaş bir an önce bitsin de enflasyonumuz çok sevimsiz düzeylere sıçramasın. Bir de işin üretim kısmı var. Dualarımızın bir kısmını da o alana yönlendirmek gerekiyor: Ekonomimiz daralıp işsizlik artmasın diye. O da ayrı bir yazı konusu olsun.