2050 itibariyle küresel nüfusun 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünya genelindeki tarım arazilerinin ise çok büyük bir bölümü tükenmiş durumda.
İklim krizinin artan etkileri nedeniyle geleneksel tarım modellerinin giderek zorlaşması, su kıtlığının ciddi bir boyuta yaklaşması, kentlere yönelen nüfus ile kırsal bölgelerin büyük ölçüde boşalması, geleceğe dair gıda güvenliğinin sağlanması açısından alternatif çözümler gerektiriyor. Alternatif ve sürdürülebilir çözüm arayışları da hem yeni iş modellerini hem de yeni iş birliklerini beraberinde getiriyor.
Signify ile Urla Digital Agriculture arasında hayata geçirilen işbirliği de, daha iyi bir gelecek adına teknoloji ile tarımı, “Horticulture” yani “teknolojik kentsel tarım” alanında bir araya getiriyor.
Kapalı mekan, doğru ışık, yapay zeka gibi unsurların bir araya gelmesi, iklim ve coğrafya şartlarının yol açtığı zorlukları ortadan kaldırarak, üretimde verimlilik, kalite ve çeşit artışı sağlıyor.
Bu işbirliği ile hedeflenen faydayı Urla Digital Agriculture Kurucusu Okan Alper, Signify İş Geliştirme ve Ticari Satış Direktörü Selin Türkmenoğlu ve Signify Orta Doğu, Türkiye, Afrika ve Pakistan Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Ertan Bilge’den dinledim.
Tarımda katma değer yaratmanın yolu
1,5 senelik geçmişi olan Urla Digital Agriculture, bilgisayar üzerinden tarım yapıyor. “Türkiye’de şehir tarımı yapmak isteyenlerin ve bu alana yatırım yapanların sayısı hızla artıyor” diyen Urla Digital Agriculture Kurucusu Okan Alper, şehir tarımına yönelik şu bilgileri veriyor: “Şehir tarımı modelleri arasında; küçük ölçekli alanlarda dikey tarım, atıl fabrika binalarının tarım arazisine dönüştürülmesi, veya konteyner çözümlerini sıralayabiliriz. Bitkiler, doğadan ne alıyorlarsa, çevre kontrollü kapalı steril ortamlarda da aynısını alıyorlar. En kritik konu ışık. Işığı en ideal şekilde sağlıyoruz. İklim, nem, sıcaklık gibi 10 parametreyi yapay zeka ile kontrol ediyoruz. Hormon ve genlerle oynamadan bitkinin kalitesini, vitaminini artırıyoruz. Lokasyon sınırlaması olmadığı için endemik bitkiler üretebiliyoruz. Tarımda katma değer yaratmanın yolu artık ‘lavanta’ üretmek değil. Bu teknoloji sayesinde gramajı çok daha değerli olan ürünler yetiştirme şansımız olacak. Öte yandan, tarım uygulamalarının doğaya ne kadar zarar verdiğini biliyoruz. Bu nedenle teknoloji sayesinde tarımı kapalı alanlara taşıyarak, doğaya verilen zararı ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Hedefimiz bu sistemi endüstriyelleştirmek.”
"Bitkilerin en ideal şekilde yetişmesini sağlayacak dijital reçete sunuyoruz"
Signify İş Geliştirme ve Ticari Satış Direktörü Selin Türkmenoğlu, “Tarım alanlarının yüzde 80’ini tükenmiş durumda. Su tüketiminin ise yüzde 70’inden fazlası tarım arazilerinde kullanılıyor. Signify olarak bitki yetiştiricileri için tarıma yönelik özel aydınlatma sistemi içeren Horticulture’ı geliştirdik. Atıl binalara, karanlık binalara kurduğumuz sistemlerle, doğru ışığı kullanarak hem enerji ve kaynak tasarrufu sağlıyoruz, hem verimliliği artırıyoruz, hem de yerinde üretim ile gıdaya ulaşımı kolaylaştırıyoruz. Böylece gıda atığı önlenirken, yapay zeka ile ayarlanan nem ve ışık ortamında, coğrafyadan ve iklim şartlarından bağımsız olarak çok çeşitli bitkilerin yetişmesini sağlıyoruz. Kapalı kentsel tarım sistemi sayesinde fırtınalardan, aşırı yüksek ve düşük sıcaklıklardan, kuraklıktan, mevsimsel değişimlerden ve haşereden etkilenmiyor. Bu sayede tarım ilaçlarına da gerek kalmıyor. Bu teknoloji sayesinde, geleneksel tarımda kullanılan suyun yüzde 5’ini kullanarak aynı verimi elde edebiliyoruz. Büyük tarım arazilerine ihtiyaç duymadan, suyu verimli kullanarak dikey tarım alanları geliştirilebiliyor. Aslında bulut teknolojiler ile uzaktan çiftçilik hizmeti veriyoruz ve bitkilerin en ideal şekilde yetişmesini sağlayacak dijital reçete sunuyoruz” yorumlarını yapıyor.
“Işığın anlamını değiştirmek için yola çıktık”
Signify Orta Doğu, Türkiye, Afrika ve Pakistan İletişim Direktörü Ertan Bilge, “Signify, yıldır dünyada, 90 yıldır ise Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket olarak, Philips Aydınlatma ismiyle başladığı serüvende, 2016 yılında Royal Philips’ten ayrılarak halka arz sürecini gerçekleştirdi. İsmini Mayıs 2018’de Signify olarak değiştirdi. ‘Daha Aydınlık Yaşamlar, Daha İyi Bir Dünya’ sürdürülebilirlik programı kapsamında ‘hem dünyayı iyileştirme hem de insanların hayatını iyileştirme’ misyonunu üstleniyor. 2019 yılında Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nde (DJSI) üç yıl üst üste Endüstri Lideri seçildi. 2020 itibariyle karbon nötr bir şirket olduk. Hedefimiz insan hayatına ve dünyaya değer katan çözümler üretmek. Işığın anlamını değiştirmek için yola çıktık. Işığı kaynak ve veri transferi için kullanmaya odaklandık” diyor.
Klasik tarıma kıyasla 30 kata varan verim artışı
• Birim metrekarede klasik tarıma göre 30 kata varan verim sağlanıyor.
• Klasik tarımda, 1 kg marul yetiştirmek için ortalama 25 litre su harcanıyor. Oysa 30 metrekare alanda 25 günde 4 bin 500 adet marul yetişebiliyor.
• Stevia bitkisinde yılda 1 kez hasat alınırken bu teknolojiyle yılda 6 hasat alınabiliyor.