Diyarbakır’a ilk kez 1994 yılında gittim. Tam 29 yıl geçmiş. Ekrem Demirtaş’ın başkanlığındaki İzmir Ticaret Odası, Diyarbakır’a bir gezi düzenlemiş ve ben de ekonomi muhabiri olarak bu geziyi izlemekle görevlendirilmiştim. Sokağa çıkmanın bile cesaret istediği bir dönemdi. Özellikle hava karardıktan sonra otelden çıkmamamız istenmişti.
Ziyaret ettiğimiz Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın o dönemki başkanı Felat Cemiloğlu ekonomik konuların yanı sıra siyasi olarak yaşananları dile getirmiş ve İzmir heyetinin ziyaretinden memnuniyetini dile getirmişti.
Sonraki yıllarda Diyarbakır’a birçok kez gittim. Tarım yazarı olarak konuşmalar yaptım. Her gidişimde alınan göçle kentin daha da büyüdüğüne tanık oldum. İlk gittiğimde nüfusu 1 milyon civarındaydı. Şimdi 1 milyon 780 bini aşmış, 2 milyona yaklaşmış.
Geçen hafta bir kez daha Diyarbakır’daydım. 1994 yılındakinin aksine güvenlik endişesinin yaşanmadığı kent merkezinde çok sayıda turist vardı.
Bismil’de çiftçilerle sohbet
Türkiye İş Bankası, Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki şubesini “Tarım İhtisas Şubesi” ne dönüştürdü. Bismil Tarım İhtisas Şubesi’nin organizasyonu ile Bismil’deki çiftçilerle bir araya gelerek sohbet etmek için Diyarbakır’a geldim.
İzmir’den Diyarbakır’a ulaştıktan sonra Türkiye İş Bankası Bölge Müdürü Vaner Ersezer, Müdür Yardımcısı Zafer Akdamar, Ekonomi gazetemizin Diyarbakır Temsilcisi Mahir Solmaz ile Diyarbakır Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar ve Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ile görüşerek Diyarbakır’ın tarımsal potansiyeli ve yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldık.
Bismil’de çiftçilerle buluştuk. Tarımdaki güncel gelişmeler, bölgenin önemli ürünleri pamuk, buğday, mısır, mercimek ve hayvancılık konusunda görüşlerimizi paylaştık. Çiftçilerin sorunlarını, görüşlerini dinledik.
Diyarbakır için tarımın önemi
Nüfusu 1 milyon 783 bine ulaşan Diyarbakır, 2022 verileri ile 6,5 milyar lirası bitkisel üretim, 8,8 milyar lirası hayvansal üretimden olmak üzere toplam 15,3 milyar lira tarımsal üretim geliri var. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre, Diyarbakır’ın Çiftçi Kayıt Sistemine(ÇKS) kayıtlı 4 milyon 326 bin 895 dekar arazisi var. ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı ise 33 bin 544 kişi. Hayvansal üretim işletme sayısı 36 bin 443 kişi. Toplam üretici sayısı 69 bin 987 kişi. Diyarbakır’da 2023 yılı itibariyle çiftçilere ödenen destek miktarı 12,3 milyar lira.
Tarımsal gayrisafi milli hasıla bakımından 81 il içerisinde 14.sırada yer alan Diyarbakır’da 2022 yılı verileri ile en fazla üretilen ürünlerde ilk sırada 799 bin 210 ton ile buğday var. İkinci sırada 408 bin ton ile pamuk yer alıyor. Arpa üretimi 185 bin 789 ton, dane mısır üretimi 185 bin 789 ton. Beşinci sırada ise 131 bin 701 ton ile mercimek var.
Meyvecilikte en çok üretilen ürünler arasında üzüm, badem, ceviz ve fıstık ilk sıralarda yer alırken, sebzede ise sırasıyla karpuz, domates, kavun, biber ve hıyar en çok üretilen ürünler.
Hayvancılıkta da önemli payı olan Diyarbakır, 2022 verileri ile 568 bin 597 büyükbaş ve 1 milyon 938 bin 209 küçükbaş hayvan varlığına sahip.
Bismil pamuk üretim merkezi
Bismil, tarımsal üretimde Diyarbakır’ın en büyük ilçesi. Arazilerinin neredeyse tamamında tarım yapılıyor. En önemli ürün ise pamuk. Diyarbakır, Şanlıurfa’dan sonra Türkiye’nin en çok pamuk üreten ikinci ili. Diyarbakır’ın en çok pamuk üreten ilçesi ise Bismil.
Diyarbakır’dan Bismil’e giderken hasadı yapılmış pamuk tarlaları ve ilçe merkezinde ise çok sayıda çırçır işletmesi ve pamuk tohumu işletmesinin varlığı pamuk üretim merkezinde olduğunuzu hissettiriyor.
Üreticiler pamuk ekiyor ancak özellikle son iki yıldır pamuktan para kazanamıyor. Maliyetler artarken pamuk fiyatının artması bir yana fiyat geriledi.
Bismil Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Vural, pamuğun çevre dostu ve sıfır atığı olan bir ürün olduğunu belirterek şunları söyledi: “Biz pamuk üretiyoruz. Pamuğumuz tekstil sektörünün hammaddesi. Çekirdeğinden yağ elde ediliyor ve bitkisel yağ sanayine katkıda bulunuyoruz. Küspesi hayvancılık sektöründe değerlendiriliyor. Çöpünden yenilenebilir enerji üretiliyor ve kömüre alternatif bir kaynak. Hepsini tek tek saymaya gerek yok ama pamuk ekonomiye en büyük katkı sağlayan ürünlerin başında gelir. Pamuğun bir diğer sosyal yönü var. Türkiye’de yüzde 10’un üzerinde işsizlik var. Bizim Diyarbakır’da genç işsiz oranı yüzde 35 civarında. Biz bu gençleri ancak pamukta istihdam ederek iş sağlayabiliyoruz. Pamuk emek yoğun bir iş ve 1 dönüm pamuk eken bir kişi en az 60 aileye ekmek kapısı oluyor. Bunu en az 5 ile çarpabilirsiniz.”
Üretici pamuğa bir defalık 5 lira prim istiyor
Pamuktaki sıkıntıları bir bir sıralayan Hasan Vural: “ İki yıldır pamuk fiyatları çok düşük. Bu iki yılda girdi maliyetleri ise çok yüksek seyretti. Çiftçi 2021’de pamuktan biraz para kazandı. Ama 2022 ve 2023’te çiftçi para kazanmıyor. Şu anda 1 kilo pamuğun maliyeti 23 lira biz 18-19 liradan satıyoruz. Orada bizim 5-6 lira bir açığımız, zararımız var. Biz bu aradaki farkı hükümetimizden, devletimizden, bize gelen siyasilere dedik ki en azından bir yıllığına 5 lira prim verilsin. Biz kar da istemiyoruz. En azından zararımız karşılansın. Biz yine pamuk ekmeye devam edelim. Yoksa pamuk ekim alanları azalır. Bugün pamuktan para kazanamayan çiftçi başka ürünlere yönelecektir. Gerçi başka ürünlerde de bu yıl fiyat nedeniyle zarar var. Mısıra yöneldik mısırdan zarar ettik. Buğdaya yöneldik buğdaydan zarar ettik. Bismil’in yüzde 80-90’ı tarımdan geçimini sağlıyor. Tarımdan da zarar ederse halkımız ne yapacak. Bu nedenle devletimizden pamuğa kilo başına 5 lira destek verilmesini talep ediyoruz.”diye konuştu.
GAP tamamlanana kadar sulamaya destek verilmeli
Bismil Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Vural, bölgenin sulama konusunda da ciddi sorun yaşadığını belirterek şunları söyledi: “ GAP(Güneydoğu Anadolu Projesi) sulama sistemlerinin sadece yüzde 15’i devreye girdiği için geri kalan yüzde 85’i elektrikle sulama yapıyor. Kimisi Dicle Nehiri’nden kimisi derin kuyulardan su çekerek elektrikle sulama yapıyor. Bu elektrik parası maliyetlerimizi ekstradan artırıyor. Biz devletten elektrik maliyetinin en azından yüzde 50’sinin sübvanse, destekleme yapılmasını istiyoruz. Yüzde 50’sini çiftçi, yüzde 50’sini devlet ödesin. GAP devreye girinceye kadar bu uygulama olmalı.
Çiftçilerimiz kendi imkanları ile tarlalarını sulu hale getirdi. Enerji, sulama isale hatlarını, trafoyu kendisi yaptı. Ama dönüm başına 2 bin 500 lira sulama bedeli ödüyoruz. Bu büyük bir rakam. Çiftçinin bunun altından kalkması mümkün değil. Birlik olarak pamuk ekim alanlarını genişletmeye çalışıyoruz. Ama bu olumsuzluklar bizim bu çabamızı boşa çıkarıyor.”
Pamuğu ABD, Yunanistan’dan değil Diyarbakır’dan alsınlar
Pamuk ekim alanları azaldıkça daha çok ithalat yapıldığına dikkat çeken Vural: “ Bugün dışarıdan alınan pamuğun fiyatına Diyarbakır’dan pamuk alınsın.Türkiye’den alınsın. Biz diyoruz ki Amerika’dan,Yunanistan’dan, Brezilya’dan pamuk kaç liradan alınıyorsa bizden de aynı fiyata alınsın hatta yüzde 5 daha düşük alınsın. Ama sanayiye verilen değer tarıma verilmiyor. Tarımı ihmal edersek Türkiye tarım ülkesi olmasına rağmen aç kalırız. Gereken desteği verirlerse hem Türkiye’yi hem de Avrupa’yı besleriz. İddialıyız.” dedi.
Vural, bankalardan da çiftçiye destek gelmediğini ileri sürerek:”Kredi desteğinin olması lazım. Kredi limitlerinin artırılması lazım. Düşük faizli kredilerin faizi yüzde 5 ilken yüzde 19’a çıktı. Kredi limitleri yerinde sayıyor. Limitler artırılmalı. Biz yüzde 25-30 faizle çiftçilik yapamayız.” diye konuştu.
Barajlarla 3,5 milyon dönüm sulamaya açılabilir
Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ise konuşmasında, Silvan ve Dicle Kralkızı Barajı yapımının yılan hikâyesine döndüğünü söyledi. Bu barajlar bitmediği için çiftçilerin en büyük girdi maliyetini yüzde 25 ile yüzde 30 oranında enerji giderlerinin oluşturduğunu anlatan İskenderoğlu: “ Silvan Barajı tamamlandığında 2 milyon 350 bin dönüm, Kralkızı Barajı tamamlandığında ise, 1 milyon 482 bin dönüm arazi suya kavuşacak. Bunun üretime, verimliliğe çok büyük katkısı olacak. Bu barajlar tamamlanırsa sadece Diyarbakır’da 1,5 milyon dekarda 750 bin ton pamuk üretilecek ve ithalata gerek kalmayacak.”dedi.
Hayvancılık hibeleri amacına ulaşmıyor
Hayvancılık yapan Ramazan Büber ise, hayvancılık yatırımlarında verilen hibelerden şikâyet ederek, çiftlik kurmak için başvuru yapıldıktan 6 ay sonra hibe çıktığını ve başvuru dönemi ile hibe çıktığı dönem arasında büyük fiyat farkı olduğunu bu nedenle amacına hizmet etmediğini söyledi. Çiftlik kurmak için 10 milyon lira harcadığını ama aldığı hibenin sadece 600 bin lira olduğunu belirterek: “ Yüzde 50 hibe veriyoruz diye söylüyorlar. Nerede yüzde 50? Benimle birlikte 20 kişi başvurmuştu ama hiç biri yatırım yapamadı. Evini, tarlasını satsa da bunu karşılayamaz. Bu nasıl hibe?” diye sordu.
Kuru tarım yapanların sorunu daha büyük
Kuru tarım yapan Mehmet Aslan, buğday ve arpa priminin geç ödenecek olmasının çiftçileri sıkıntıya düşüreceğini belirterek erken ödenmesi durumunda çiftçinin gübresini, diğer ihtiyaçlarını alacağını söyledi. Bu yıl Toprak Mahsulleri Ofisi’nden randevu alamadıkları için ve borçlarını ödemek için piyasaya buğday satmak zorunda kaldıklarını söyleyen Aslan, birçok çiftçinin devletin 8 lira 250 liraya aldığı buğdayı 6,5-7 liraya tüccara satmak zorunda kaldığını anlattı. Aslan, sertifikalı tohumun teşvik edildiğini belirterek: “Ben buğdayımı Ofis’e 8 lirada satarken sertifikalı tohumu 17,5 liradan aldım. Sertifikalı tohuma verilen destek çok geç ödeniyor. Daha erken ödenmesini istiyoruz” dedi.
Toplulaştırma ile araziler parçalanıyor
Bismil’de çiftçilerle sohbetimizde en çok gündeme getirilen konulardan birisi bölgede yapılan arazi toplulaştırma çalışmaları oldu. Çiftçiler toplulaştırma adı altında arazilerin parçalandığını iddia etti. Çiftçilik yapan Mehmet Aslan bu konuda şunları anlattı: “ Arazi toplulaştırması bizim köyde 10 yıl önce yapıldı. Toplulaştırma denilince herkesin aklına küçük parsellerin birleştirilmesi geliyor. Bununla üretimin artırılması hedefleniyor. Ben buna toplulaştırma yerine parçalama diyorum. Çünkü büyük parseller özellikle Devlet Su İşleri’nin yaptığı sulama projeleri nedeniyle büyük parseller bölündü. Bizim 948 dönümlük tek bir parsel 6’ya bölündü. Şu anda 1,5 dönümlük parseller oluştu. Devlet Su İşleri’ne dilekçe verdim. Yapılacak bir şey yok dediler. Bunu dile getirirseniz çünkü bu bölgede bu büyük bir sorun. Köyler küçük ve herkes akraba. Çok sorun yaşanıyor.”
Kan davaları arazi anlaşmazlığından çıkıyor
Barış Elçisi Ömer Çalın kan davalarına dikkat çekerek bu davaların büyük ölçüde toprak anlaşmazlığından kaynaklandığını ve mahkeme süreci uzadığı için çok sayıda kişinin kan davasında hayatını kaybettiğini söyledi. Buna da çözüm getirilmesini istedi.
Özetle, Diyarbakır Bismil’in büyük bir tarımsal potansiyeli var. Ancak yaşanan sorunlar nedeniyle bu potansiyel yeterince değerlendirilemiyor. Çiftçi sorunlarına çözüm bekliyor. Bizi çiftçilerle buluşturan ve organizasyonu yapan İş Bankası Bismil Tarım İhtisas Şube Müdürü Tamer Bilgiseven ve şube çalışanlarına, toplantı için İstanbul’dan gelen İş Bankası Tarım Bankacılığı Tarımsal Pazarlama Bölümü’nden Satı Erol’a teşekkür ederiz.