Bitmekte olan yıl konusuna romantik açıdan yaklaşanlara lafım yok; belki biraz hüzünlü, belki biraz duygulu bir yaklaşım. Biraz daha gerçekçi olursak son dört yılın da; 2019, 2020, 2021, 2022 bitmesine pek üzülecek bir şey yok. Hattâ bazılarının bitmekte ağır davrandığı bile söylenebilir.
Bu sadece ekonomi açısından değil, sağlık, barış, yaşam başta olmak üzere tüm açılardan böyle… Bence aklı başında hiç kimse bu son dört yıl için olumlu duygular beslememiştir. Tabii bazı minör olaylar, istisnai durumlar dışında…
2019-2021 yılları için çeşitli bitiş yazıları yazdım, hepsi arşivde mevcut. O bakımdan bu yazımı sadece 2022 için okuyun. Aslında tarih koymasam herhalde kimse pek fark etmez. O kadar bire bir benzer yıllar bunlar…
COVID-19, adında da belirtildiği gibi 2019 yılının en temel ürünü. Halâ da devam ediyor, üstelik sadece kendisi değil yanında birçok varyantı da almış halde. Dünyada milyonlarca insan öldü. Ayrıca küresel ekonomilerde başta CoVid etkisi olmakla beraber son derece ağır ekonomik koşulların oluştuğu bir yıl oldu 2019.
Yani siz şimdi, “2019 yılı iyi bir yıl oldu” diyebilir misiniz?
Tabiiki hayır.
COVID-19’ un esas yayıldığı yıl 2020 Şubat ayı itibariyle başladı. Ölümler, artan bulaşı sayıları, ölenler, maske kullanım zorunluluğu, bazı lokasyonlarda sokağa çıkma yasakları, aşı çalışmaları… Artan ölüm sayılarına bakıldığında başarının sağlanamadığı bir yıl. Diğer taraftan da küresel ekonomilerde son derece ağır koşulların sahne aldığı kötümser senaryoların gerçek olduğu bir yıl…
Peki, şimdi siz “2020 yılı iyi bir yıl oldu” diyebilir misiniz?
Elbette hayır…
Pandemi devam ederken, kayıplar sürerken, aşı denemelerinin yapıldığı yıla, 2021 yılına bakıyorsunuz; pandemi karşımıza yandaşlarıyla çıkıyor. Ekonomilerde, birçok ekonomik yapıda hiperenflasyon, durgunluk baş gösteriyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlik büyüyor.
Sizce 2021 iyi bir yıl oldu mu?
Hayır…
İçinde bulunduğumuz, hattâ bitmesine az kalan yıl için, 2022 için neler diyeceksiniz. Bence katiyen mutlu bir yıl olamadı 2022, kendisinden önceki yıllar gibi… Burada yılların sayısal ifadeleri tabii ki sadece bir tanım; 2019 veya 2022 gibi. Ama üst üste son dört yılın da benzer olumsuz koşullarda yaşanması küresel anlamda insanlık için son derece talihsizlik…
Bitmesinden zerre kadar üzülmeyeceğim 2022 yılından da, son 45 gün kalmış olsa bile en ufak bir üzüntü duymayacağım. Bir başka açıdan bakıldığında biten her yıl ömrümüzden de bir yıl almakta…
Bence artık bunu herhalde pek de düşünen olmasa gerek. Hemen herkes bu da bitsin diyor sanırım. Tabii bu arada biten yıllarla beraber yaşlı dünyamızın sorunları da bitecek mi? Tabii ki hayır, bitmeyecek. Elbette yılların kabahati yok. Kabahatin büyüğü bizim demeye dilim varmıyor ama kabahatin büyüğü de bizim…
Doğayı hoyratça ve kötü kullanıyoruz,
Nüfus planlaması yapmıyoruz,
Çözüm aramak yerine derhal savaşmayı tercih ediyoruz,
Nükleer deneylere devam ediyoruz,
İklim konusuna özen göstermiyoruz,
Bilimsel çalışmaları artırmamız gerekirken hiç de öyle davranmıyoruz,
Silahlanmada neredeyse sınır tanımıyoruz.
Ekonomi üzerine çalışmıyoruz, giderek kötüye yönlenmiş ekonomilerde bir suskunluk var,
…
Aslında ve tabii ki bu noktalar çoğaltılabilir ve bunların tümünün birlikte olduğu tek bir ülke olmadığı gibi, bu durumların birçok ülkede farklı da olsa çeşitli dozlarda yaşandığı herkes tarafından bilinmekte…
Peki, biliniyor da ne oluyor dersek…
Makro düzeyin bu üst sınırlarında; elde olanlar olduğu gibi, elde olmayanlar da var…
Örneğin enflasyon… Çaresi olan, önlenebilir bir ekonomi sorunudur. Oluşumu ağır seyretse de çözümlenmesi daha da ağır olur ve öyle “şıp” diye ortadan kalkmaz. COVID gibi bir salgın aniden ortaya çıkar, hızla yayılır ve öyle anında çözüm üretilemez. Elde olanlar ve elde olmayanlar…
Keşke sorunların, küçük ya da büyük fark etmeden tamamının çözümü elde olanlar grubunda olsa, ama öyle dilek ve temenni şeklinde olmuyor, bilirsiniz. Çok yazdık, bir o kadar da söyledik; eğer ortada bir sorun varsa önce sorunun var olduğunu kabullenmek lazım. Sonra da derhal çözüm aramak. Aklı, bilimi kullanmak… Bu tür ağır konularda ulusların konuya sadece siyaset açısından bakışları çok kısa bir süre içinde fiili sonuçların görülmesiyle sorunu çözümsüzlüğe götürecektir. Bunu biz de yaşadık. COVID vaka sayıları örneğinde olduğu gibi…
Ülkeler | Vaka Sayısı | Ölenler | Ölüm/Vaka |
İspanya | 13.529.643,00 | 115.239,00 | 0,008518 |
Vietnam | 11.505.608,00 | 43.165,00 | 0,003752 |
Avustralya | 10.418.986,00 | 15.786,00 | 0,001515 |
Arjantin | 9.718.875,00 | 129.991,00 | 0,013375 |
Hollanda | 8.521.599,00 | 22.846,00 | 0,002681 |
Kaynak:
Our World in Data, The New York Times, Johns Hopkins University
Hasan R. ARDIÇ Dünya Gazetesi Kasım 7, 2022 yazısı
Kaynak olarak da belirttiğim gibi 7 Kasım da dünya.com’da yazımda, dünyada COVID açısından en kötü durumdaki beş ülkeyi yukarıda bir kere daha sundum.
Görülen: İspanya 13,5 milyon vaka sayısında 115,2 kayıp vermiş. Mücadeledeki başarı oranı binde sekiz. Arjantin 9,7 milyon vaka sayısında 15,7 ölü vermiş mücadeledeki başarı oranı binde bir buçuk.
İstatistikleri birer sayı olarak değerlendirirseniz hesap bu. Ama ölenler sütunundakilere bakarsanız her biri aramızdan ayrılan birer can. Bu anlamda her türlü saygıyla bu tür tabloları yorumlamak doğru olanı.
Ülke | Vaka Sayısı | Ölenler | Ölüm/Vaka |
Türkiye | 16.919.638,00 | 101.203,00 | 0,005981 |
Bizde, 16,9 milyon vaka tespit bildirimi ve 101 bin ölüm kaydı var. Salgınla mücadelede başarı oranı yaklaşık binde 6. Yani; her bin vakada maalesef 6 kişi kayıp veriyoruz. Dünya ortalamasında her bir milyon kişide vaka sayısı 81 bin 320 Türkiye ortalamasında her bir milyon kişide vaka sayısı 203.471
Konunun önemine binaen bu sayıları tekrar yazıma aldım. COVID-19 henüz bitmedi, devam ediyor. Hem de çeşitli isimlerdeki varyantları ile beraber. Bu bakımdan kimse maskeyi çıkartmasın, Herkes, hijyen kurallarına uysun ve mesafeyi muhafaza etsin.
Yukarıdaki sayısal değerlendirmelerin ışığında, COVID pandemisi ile mücadelede ülkelerin pek de başarılı sonuçlar veren bir yolda olmadığı ortada. Hâl böyleyken 2022 yılının da bu anlamda mutlu bir yıl olduğu söylenemez.
Keza, ekonomide de böyle. Her ülke için neredeyse ekonomik sorunlar demeti var ve bu da 2022’nin ekonomi tarafı. Bir de savaş var tabii, unutulmaması gerekenlerden. Üç ana sorunun sağlık kısmını kısaca özetlemeye çalıştım. Bir sonraki yazımda diğer iki temel soruna yer vereceğim.