Bir yaptırım hikâyesi…

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

ABD ile Türkiye arasındaki gergin ilişkiler, daha da gerilecek gibi duruyor. Bunun nedeni, bir Türk işadamına ABD Hazine Bakanlığı tarafından koyulan yaptırımlar. ABD Hazinesi, daha önce Reza Zarrab-Hakan Atilla davaları ve Halkbank aleyhine New York Federal Mahkemesi’nde görülen davadaki gerekçenin aynısını kullandı bu yeni yaptırım kararı için; İran’a yönelik Amerikan petrol ambargosunu delmek.

ABD Hazine Bakanlığı’ndan 8 Aralık Perşembe günü yapılan resmi açıklamada, Türk işadamı Sıtkı Ayan, oğlu Bahaddin Ayan ve iş ortakları Kasım Öztaş, Mustafa Ömer Kaptan ve Murat Teke ile Ayan’a ait aralarında ASB şirketler grubunun da bulunduğu toplam 26 şirket ve bir petrol tankerine yaptırım uygulanmasına karar verildiği duyuruldu.

İddialar; İran petrolü Çin’e ve Rusya’ya sahte belgelerle satılıyor

Ayan’a yönelik yaptırım kararının perde arkasını ise ABD merkezli medya grubu Politico, tüm ayrıntılarıyla yazdı.

Buna göre, Sıtkı Ayan’a yönelik yaptırım kararına yol açan olaylar 22 Mart 2021’de Beyrut’ta bir otelde gerçekleşen bir toplantıyla başlıyor.

Sıtkı Ayan’ın İran’la olan ilişkisi ilk olarak 2010 tarihli bir boru hattı projesi ile kamuoyuna yansıdı. AK Parti hükümetinin 2013’te “teşvik listesine” dahil ettiği, ancak yaptırım endişesi nedeniyle kadük olmuş İran doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için 660 km’lik bir boru hattı inşa edilmesine ilişkin bu proje nedeniyle, Ayan zaten Washington’un radarına girmiş bir isimdi. Bunun izleri de, ABD’nin sızan resmi Wikileaks belgelerinde yer alıyordu.

Sıtkı ayan, Beyrut’taki otelde Mart 2021’de İran’ın eski Petrol Bakanı Rüstem Ghasemi ile buluştuğu anlaşılınca, belli ki Washington tarafından daha yakından izlemeye alınmış.

Nitekim, Politico yazısındaki iddialara göre, Beyrut toplantısından İran petrolünün sahte belgeler kullanılarak,- petrolün kaynağı başka bir ülkeymiş gibi gösterilerek -, Çin’deki Haokun Energy şirketine satılması konusu görüşülmüş.

Sıtkı Ayan’ın dünyanın pek çok ülkesindeki iş bağlantılarının, hem İran petrolünün taşınacağı tankerlerin kiralanması, hem de sahte belgelerin bulunması için kullanıldığınında iddia edildiği yazıda ayrıca, İran petrolünün sadece Çin’e değil, Rusya’ya da gönderildiğine ilişkin bilgiler de yer alıyor.

Yaptırım zamanlaması manidar

ABD’nin Sıtkı Ayan ve iş ortaklarına yaptırım koyma kararının “zamanlaması” ise ayrıca dikkat çekici;

Türkiye ile ABD arasında son dönemde iki çekişme konusu öne çıkıyor; İlki Türk güçlerinin Suriye’deki terör unsurlarına yönelik olası yeni bir kara harekâtı olasılığı. İkincisi ise, ABD’nin çok istediği NATO’nun Finlandiya ve İsveç’i dâhil edecek şekilde genişlemesine Ankara’nın koymuş olduğu veto.

Amerikan tarafından bir yandan Suriye’ye olası operasyon konusunda en üst düzeyde “yapmayın” uyarıları gelirken, diğer taraftan ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in son açıklamalarında sanki Finlandiya ve İsveç NATO’ya girmiş gibi ifadeler kullanması not etmeye değer.

Buna bir de, Sıtkı Ayan’ın dâhil olduğu İran petrolü satış iddialarında yer alan Çin’den İran’a tüm kişi ve şirketlere ABD Hazinesi’nin Mayıs 2022’de yaptırım koymasını eklemek gerek.

Zamanlama o kadar dikkat çekici ki, yaptırıma ilişkin tüm iddialara yer veren Politico bile, neden Sıtkı Ayan’a da “iş yaptığı iddia edilen Çinli şirket, ya da İranlı isimlerle” aynı zamanda, yani Mayıs 2022’de değil de, şimdi yaptırım koyulduğunu soruyor yazısında...

Tüm yazılarını göster