1986 yılında İsmet Koyun tarafından Almanya’da kurulan KOBIL Grubu; bugün dijital kimlik, akıllı kart, tek seferlik şifre ve kriptografi alanında dünyanın önde gelen firmaları arasında. Yüksek güvenlikli veri teknolojisi denildiğinde ise akla ilk gelen şirketlerden biri. KOBIL felsefesinin temeli, tüm platformlarda ve iletişim kanallarında uçtan uca kimlik ve güvenlik yönetimi sağlamaya dayanıyor.
KOBIL Grup Kurucusu ve CEO’su İsmet Koyun ile dijital dönüşüm ve sonrasını konuştuk:
14 basamaklı bir güvenlik sistemiyle dataları koruyoruz “Devletler, kurumlar, şirketler hatta bireyler güvenliğe, özellikle de bilgi güvenliğine son yıllarda önem vermeye başladı, ancak güvenlik, bugün olduğu gibi 35 yıl önce de önemliydi. Bizim farkımız, bilginin ileride çok değerli olacağı ve elektronik ortamda bilgiyi korunmanın ihtiyaç haline geleceğini işin başında görmemizdi. Kuruluşumuzdan bugüne teknolojimizin merkezine veri güvenliğini aldık ve regülasyonlara ilham verecek çalışmalara imza attık. Güvenlik dediğimiz zaman, insanlar şifre ve yüz tanıma olarak görüyor. Bizim yaptığımız iş bunun çok ötesinde ve katmanları çok daha farklı. Bir ülkenin nasıl kara kuvvetleri, hava kuvvetleri varsa data güvenlik ekipleri de olmalı. Dünyanın artık bu yöne doğru gittiğini görüyoruz. Evinizin güvenliğini kapınızı kilitleyerek sağlayabilirsiniz ama yazılımı böyle koruyamazsınız. KOBIL olarak uzun yıllardır bu alanda çalışıyoruz ve bu çalışmalarımızın sonucunda oluşturduğumuz 14 basamaklı bir güvenlik sistemiyle dataları koruyoruz.”
Silikon Vadisi’ndeyiz
“Geliştirdiğimiz teknolojilerde ve ürünlerde Türk mühendislerinin yanı sıra çoğunlukla Alman mühendislerinin imzası var. Üniversitelerle yakın iş birliklerimiz söz konusu. Örneğin Almanya’da TU Darmstadt ve TU Würzburg ile iş birliğimiz var. Davranışsal biyometri, kriptografi, makine öğrenme gibi konularda araştırmalar yapıyoruz. Türkiye’de 100’e yakın mühendis, globalle birlikte toplam 400 çalışanımız bulunuyor. Çalışanlarımızın büyük kısmını araştırma geliştirme mühendisleri oluşturuyor. Genel merkezimiz Almanya’da. İsviçre ve Türkiye’deki ofislerimizin yanı sıra yakın zamanda KOBIL Shift ile ABD pazarına da giriş yaptık. Teknoloji ve inovasyonun kalbi olan pek çok teknoloji şirketinin ve girişimlerin küresel merkezi Silikon Vadisi’ndeyiz, Kaliforniya’da da ofisimiz bulunuyor.”
Dijital dönüşümün bir sonraki adımını inşa ediyoruz Dijitalleşmenin hangi aşamasında olursanız olun en büyük ihtiyacınız güvenlik olacaktır. Bu sadece cep telefonu ya da mail adresi kullanan biri için de geçerli, yapay zekâyla çalışan şirketler için de… Dolayısıyla biz dijital dönüşümün bir sonraki adımını tasarlıyoruz çünkü olası sorunları önceden görüp ona göre çözümler geliştiriyoruz. Şirketlerin dijital dönüşüm sürecinde her aşamasında birlikte olmamız gerekiyor.
İSTANBUL SENİN’İN ARKASINDAKİ TEKNOLOJİ
“KOBIL Shift çözümü sayesinde Secure Super App geliştiren KOBIL, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni uygulaması “İstanbul Senin”in arkasındaki teknolojiyi sağlıyor. “İstanbul Senin” adlı Super App, 16 milyon İstanbullunun hayatını kolaylaştıracak ve teknolojinin tüm nimetlerini kullanabilecekleri, bütün hizmetlere tek bir noktadan ulaşacakları bir platform olarak tasarlandı. İBB’nin tüm paydaşlarıyla yer aldığı Türkiye’nin ilk Super App’i olan uygulama, dünyanın başka büyük şehirlerine de örnek olacak. Adil, yaratıcı ve yeşil bir İstanbul vizyonuna katkıda bulunan “İstanbul Senin” uygulaması, İstanbulluların yaşamını kolaylaştıracak. İstanbul halkı, uygulamaya yükleyecekleri banka ve kredi kartlarıyla tüm harcamalarını gerçekleştirebilecek.”
İSTANBUL BİR START-UP MERKEZİNE DÖNÜŞECEK
“KOBIL teknolojisiyle geliştirilen İstanbul Senin Super App’inin bir başka artısı da İstanbul’u bir start-up merkezine dönüştürecek yaklaşıma sahip olması. Çok sayıda startup ve FinTech şirketleri geliştirdikleri uygulamaları İstanbul Senin üzerinden halkın kullanımına açabilecek. Bu Türkiye’deki teknoloji ekosisteminin gelişmesine büyük bir katkı sunacak.”
GELECEĞİN EKONOMİSİ, ‘PLATFORM VE EKOSİSTEM TEKNOLOJİSİ’ ÜZERİNDE YÜKSELECEK
“Dünyada iş yapış biçimleri ‘ben’ değil ‘biz’ odaklı bir sistem ekseninde dönüşüyor, kapalı sistemlerden açık sistemlere doğru evriliyor. Geleceğin ekonomisi, ‘platform ve ekosistem teknolojisi’ üzerinde yükselecek. Gelecekte egosistemlere karşı ekosistemler kazanacak. Monopollerin güç kaybettiği bölgesel gücün yükseldiği bir dünyada, Super App yeni iş modeli olacak. Bugün dünyanın en değerli 10 şirketinden 7’sinin platformlar olduğunu görüyoruz. Biz de bu noktada şirketlere “Ekosistemini kur, gücünü kullan” diyoruz. Çünkü şirketlere, KOBIL Shift ile güvenli ve hızlı bir şekilde kendi ekosistemlerini kurma fırsatı veriyoruz. Teknoloji sayesinde bilgiye ulaşım sorunu kalmadı, hız arttı, kaynak arttı. Bu zaten demokratik bir yapının en önemli unsuru.