Bunun yegâne yolu, külfet her ne ise onu başkasına devretmeyip, eşit yük almakla sağlayabilir. Yönetim, enflasyonu düşürme programlarında daima bu hayati kuralı hesaba katmadığından, mücadeleler sürekli başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu defa yine aynı hatayı yapacak isek, yandık.
İsrail’de 1980’lerde enflasyon %3500 civarındaydı. Sonra Merkez Bankası Başkanı Jakob Frenkel, ekonomi yönetiminde bir karar aldı ve külfeti, toplumun tüm kesimlerine eşit dağıtmayı başardı.
Hiperenflasyonda İsrailli, otobüs yerine taksi kullanır olmuştu. Saatte bir artan fiyatlar yüzünden, bileti önceden atılan otobüs, maddi kayıplara yol açarken, ödemesi seyahat sonunda yapılan taksi, tercih edilebilir olmuştu.
Frenkel, bu tabloyu anlatırken; şu saptamayı yapıyordu; “Fark ettik ki külfet bir başka kesime devredilebiliyorsa, her açılan paket, çözüm şöyle dursun, durumu daha da kötüleştiriyordu. Bu yüzden paket açmayı bıraktık, külfeti eşit dağıttık ve enflasyonu çözdük.”
BİR ÜLKE ENFLASYONUN TIRMANMASINI İSTER Mİ?
Eğer bu ülke, yaşlanan, yavaşlayan ve yeni girişimcilerin azaldığı, konfor alanlarının genişlediği refah toplumu ise birazcık enflasyon, politika hedefi olabilir.
Enflasyonundan şikâyet eden ulusların yapması gereken, iştah ile imkân arasında dengeyi kurmak olmalıdır. Ürettiğinden fazlasını tüketiyorsan, ithalatı patlatırsın. Kazandığından fazlasını harcıyorsan, borcunu patlatırsın. Ayağını yorganına göre uzatmayan kişi için de kaçınılmaz olur bu açıklar… Enflasyon, ayağın yorgandan taşan (doğal olarak üşüyen) kısmıdır. Yorganı büyütmekten ya da kıvrılmaktan başka yol yoktur.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Enflasyon, ülke ekonomilerinin kaderi midir?
Değildir; enflasyon, çoğu kere tercihtir. Yönetilememiş ekonominin nükleer atığıdır. Hızı sindirilmemiş büyümenin motor ısısı, büyümek yerine şişmenin ifadesidir. Hamile bir kadın reel (ekonomi) bir çocuk doğuracaktır. Ancak karnı şiş olan her kadın için hamile değil, “gaz” şişkinliği deriz. Ekonominin gerçekten büyüyüp büyümediğini ölçmek için fiyatların gazını alır (deflatör) ardından gerçek rakama ulaşırız.
Yüksek enflasyon döneminde en büyük sorun nedir?
Yüksek enflasyon döneminde en büyük sorun; testiyi kıranla suyu getireni ayırt edememektir. Gerçekte büyüyüp büyümediğini kavramıyor, kârın ne kadarının gerçek olduğunu hesaplayamıyorsun. Bu yüzden ekonomi, daha sağlam paralarla ifade edilmeye zorlanıyor, misal dolar üzerinden fiyatlama gündeme gelebiliyor.
not:
ENFLASYONUN KURBANI SABİT GELİRLİLER
Enflasyonun birincil etkilediği kesim; sabit gelirlilerdir. Zira bir tek onlar, artan fiyatlar karşısında gelirlerini artıramaz ve bu yüzden elsiz ayaksız kurbanları haline gelebilirler. Bakkal etiketlerini ayarlar, market zam yapar, pompacı üstüne koyar ve bu sayede enflasyon külfetini bir başkasına aktarma imkânı bulabilirler. Ancak sabit gelirlinin külfeti devredecek imkânı olmaz, kurbanı olur. Onların tek umudu; seçim sürecinde uygulanacak seçim ekonomisidir. Misal genel seçimde 1,1 trilyon lira açık, bu yüzdendi.