Nazmi KARYAĞDI - Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş. Kurucu Ortağı
Finansal ekonomi alanında Yüksek Lisans derecemi aldığım Boston Üniversitesi’nden geçtiğimiz günlerde gelen e-posta, bir üniversiteye (Vakıf ya da Devlet) atanan rektörde aranan nitelikler hakkında oldukça ilham vericiydi. Aradan 18 yıl geçmesine rağmen Üniversitemin hâlâ benimle iletişimde olması bir yana, 184 yıllık geçmişinde ilk kez kadın ve beyaz olmayan birinin (person of color olarak adlandırılmış) rektör olarak atanması, beni bu makaleyi yazmaya yönlendirdi.
Boston Üniversitesi Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Ahmass L. Fakahany’den gelen e-postada yer alan açıklamalar, onlarca aday arasından rektör seçerken nelere dikkat edildiğini, Üniversitenin geleceğe ilişkin yeni rektörden neler beklediğini açıkça ortaya koyuyordu.
Rektörde aranan nitelikler
● Akademisyenlikten araştırmaya, küresel ilişkilerden topluma erişime ve kapsayıcılığa kadar pek çok alanda geniş bir deneyime dayanan ve saygı uyandıran liderlik,
● Kurumsal itibarı yükseltme, küresel etkiye sahip programları ilerletme, seçkin öğretim üyelerini işe alma ve geliştirme, öğrenci eğitimini güçlendirme, büyük katılım girişimlerini teşvik etme ve toplumun en acil sorunlarına çözüm bulmak için işbirliğinin gücünden yararlanma konusunda derin bir deneyime sahip olmak,
● Akademik mükemmelliği ilerletmek, fırsatları genişletmek, yatırımları yönlendirmek ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde öğrencilerin, toplum üyelerinin ve bireylerin yaşamlarını değiştirmek için merkezi, yerel ve uluslararası devlet kuruluşlarla; özel sektör ve küresel vakıflarla verimli işbirlikleri geliştirmek,
● Üniversitenin kampüsteki ve dünyadaki potansiyelini önemli ölçüde artıracak dönüştürücü bir lider olmak,
● Üniversitenin itibarını ve araştırma gücünü artırarak ve toplumun temel sorunlarını ve ihtiyaçlarını ele almak için benzersiz bir platform oluşturacak bir lider olmak,
● Fen ve sosyal bilimlerde dengeli ve disiplinler arası öngörüye sahip etkili bir figür ve üniversitenin tüm paydaşlarını canlandırabilecek, öğrenci ve mezun tabanını harekete geçirecek bir akademisyen olmak,
● Akademik çevrelerde iyi bağlantıları olmak ve üniversiteyi bu çevrelerde öne çıkarabilecek bir lider olmak.
Ülkenin ve dünyanın dönüşümüne rehberlik etmek
Boston Üniversitesi’nin bu e-postasının hem usul (yöntem) hem de esas açısından örnek alınacak bir mahiyette olduğunu düşünüyorum. Yüksek lisans mezuniyetimin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen hâlâ kesintisiz iletişimde olmamız bir yana Mütevelli Heyetin, yapmış olduğu seçim hakkında süreci şeffaf bir şekilde ortaya koyması ve hesap veren konumunda olması demokratik katılım açısından oldukça değerli kanımca.
Rektöre yüklenen dönüştürücü liderlik rolü ise, her alanda dönüşümün yaşandığı dolayısıyla da belirsizliklerin arttığı günümüz dünyasında, karar verici pozisyonda olan her yöneticiden beklenen bir durum aslında.
Ülkelerin kalkınması ve gelişmesinde, üniversitelerin öncü olmak gibi bir sorumluluk yüklendikleri tartışmasızdır. Bunun hayata geçirebilmesinde “idare-i maslahat” yönetim tarzı yerine “dönüştürücü” hem de iyi yönde dönüştürücü liderlik zorunlu bir nitelik ve koşul şeklinde karşımıza çıkıyor.
Vergi ödeyicisi ve/veya öğrenim bedeli ödeyicisi veliler olarak, geleceğin müreffeh ve rekabet gücü yüksek Türkiye’si için, seçilen/atanan rektörlerden en büyük beklentimiz dönüştürücü lider olmalarıdır.