Bir marka için aktivist olmak ne demek?

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Pandemi şirketlerin topluma ve gezegene karşı olan sorumluluklarını yerine getirmelerinin bir zorunluluk olduğunu ortaya koydu. İçinde yaşadığımız koşullarda artık sadece anlamlı marka olmak yetmiyor. Kuruluşlardan aktivist olmaları da bekleniyor. Marka ve İletişim Danışmanı/Eğitmen Ahmet Akın’la marka aktivizmi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. “Seçtikleri alanlarda seslerini yükselten bireysel aktivistlerden sonra yeniçağda sıra aktivist markalara geldi” diyen Akın sorularımızı yanıtladı.

Marka aktivizmi nasıl başladı?

Dört ayrı markayı bütün dünyada aynı gün mağazalarını kapatarak satış yapmaktan vazgeçmeye ikna eden ne olabilir?

Bilim insanlarının dünya için COVID-19’dan daha büyük bir risk oluşturduğu konusunda aynı görüşte olduğu iklim değişikliği nedeniyle 20 Eylül 2019’da İklim Grevi Günü’nde Ben & Jerry, Lush Cosmetics, Seventh Generation ve Patagonia inandıkları değerler ve belirledikleri amaçlar doğrultusunda aynı kararı alarak o gün mağazalarını açmaktan vazgeçtiler.

Anlamlı markalar yaklaşımının yükselişi sürüyor mu?

Son yılların yükselen konularından biri olan “Purpose”, (Anlam)kurumları ve markaları varoluş amaçlarını tanımlamaya ve bu konuyu iş stratejilerinin merkezine almaya davet ediyor. “Purposeful” (Anlamlı) marka olmak o kadar kritik bir ihtiyaca dönüştü ki, bu konuyu kullanarak markaların kendine fayda yaratmasına, İngilizce’de “purpose-washing” denilmeye başlandı. İşte tam bu noktada “aktivizm” hareketi devreye girdi; seçtikleri alanlarda seslerini yükselten bireysel aktivistlerden sonra yeni çağda sıra aktivist markalara geldi.

1980’lerin başında Oliviero Toscani’nin Benetton için yaptığı yaratıcı çalışmalarda ilk örneklerini gördüğümüz marka aktivizmi, 21. yüzyılda uluslararası markalar evreninde yeni ve önemli bir oluşum olarak yerini almaya başladı. “Edelman Güven Barometresi ” 2021 araştırmasına göre global tüketicilerin % 86’sı şirket CEO’larından toplumsal sorunlar için de seslerini yükseltmelerini bekliyor. Ayrıca toplumsal konularda artan duyarlılığa ek olarak, Z jenerasyonunda dünya genelinde “gezegen” bilincinin arttığını görüyoruz. Yeni çağın gençliği markalardan, sadece kendisine ve içinde yaşadığı topluma değil, gezegenine de iyi bakmasını bekliyor.

Türkiye’de durum nasıl?

Türkiye’de sosyal sorumluluk projesi olmayan kurum ve markaların sayısının azalmasını olumlu bir gelişme olarak görebiliriz. Marka aktivizmi ise sosyal sorumluluğun da ötesinde konuya daha derinden inanmayı ve cesur adımlar atabilmeyi gerektiriyor. “Markamızın imajını nasıl düzeltebiliriz?” ya da “Müşterilerimizin bizi daha çok sevmesi için ne yapmalıyız?” kurumsal sosyal sorumluluk döneminin sorularıyken, marka aktivizmi döneminin soruları çok daha farklı: “Müşterilerimizin bizden talep etmesini beklemeden, bu dünyada hangi konu bizim için yaşamsal önem taşıyor?” ya da “Biz hangi alanda sonuna kadar mücadele vermeye hazırız?”

Genel olarak manifestoları seven markalar dünyasında, gerçek anlamda bir manifesto sahibi olmayı en çok akvitist markalar hak ediyor. Bir marka için aktivizmin ne demek olduğunu anlatmanın en güçlü yöntemlerinden biri, belki de bu kavramın bir manifestosunu yazmaktan geçiyor…

Bir marka için aktivist olmak ne demek?

Değerlerinin farkında olmak demek.

Bu dünyada iyi gitmeyen şeyleri kendine mesele edinmek demek.

En önemlisi, değerlerini onurlandırmak için seçtiği alanda bir bireysel aktivist gibi ısrarla ve tutarlılıkla ilerlemek demek.

Gerektiğinde Patagonia markası gibi “içinde yaşadığımız gezegeni kurtarmak” kadar büyük bir hedefe baş koymak demek. Gezegenimize zarar verdiğini gördüğünde yöneticileri mahkemeye verecek kadar cesur olmak demek.

Büyük kitlelerin alışveriş çılgınlığıyla gözünün döndüğü bir “Black Friday”de (Kara Cuma) dünya kaynaklarını korumak için “Bu ceketi almayın” başlığıyla ilan verecek kadar dik durmak demek.

Bir Kızılderili kabilesinin tavsiye ettiği gibi aldığı her kararda sadece kendini değil, kendinden sonra gelen yedi jenerasyonu da düşünmek demek. Kızılderili bilgeliğini kendine marka ismi olarak seçen Seventh Generation gibi dünya vatandaşı olmak demek.

İklim grevi haftasında ödemesini yaparak rezerve ettiği reklam yayın haklarını iklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarına hediye etmek demek.

Bodyshop gibi her mağazasını bir aktivizm merkezi olarak tanımlamak demek.

Hayvanlar üzerinde ürün testi devam ettiği sürece dünyanın en büyük pazarı da olsa Çin pazarına girmeyecek kadar güçlü durmak demek.

Toplumsal konulara duyarlı olmayı sadece kurumsal iletişim departmanının sorumluluk alanlarından biri olarak görmemek demek.

Görev tanımında en temel sorumluluk alanı olarak “Aktivizm” yer alan kişileri Ben & Jerry gibi kurum içinde üst düzeyde çalışmak üzere işe almak demek.

Amerika’nın yarısını ve ülkesinin başkanını kızdırmayı göze alarak, ırkçılığı protesto eden bir Amerikan futbolu oyuncusunu, Nike gibi reklamlarında oynatmak demek.

George Floyd olayından sonra bile Amerika’da bir ırkçılık sorunu olduğunu inkâr etmeye devam edenlere, efsane sloganını bir seferlik değiştirerek “For once. Don’t Do It” (Bu kez Yapma) diyebilmek demek.

Konuya olan duyarlılığını paylaşmak için en büyük rakibinin “For once. Don’t Do It” içeriğini “retweet” eden Adidas kadar büyük davranmak demek.

Her şeyden önce markanın varoluş amacını bir itibar projesi olarak değil, olmazsa olmaz bir varoluş şekli olarak görmek ve o şekilde yaşamak demek.

Son olarak bir de “Marka aktivizmi denilen şey Türkiye’de olmaz” demeden kendi değerlerinden yola çıkarak aktivizm alanını netleştirmek için kolları sıvamak ve bu uğurda yola çıkmak demek.

Turkcell dijital ekosisteme yatırımlarını artırıyor

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir basın toplantısında Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Ergenekon, şirketin yeni dönem stratejisi ve kurumsal iletişim kampanyası hakkında bilgi verdi. Ergenekon, marka ekosistemini müşterilerine anlatmak için yenilikçi bir etkileşim platformunu hayata geçireceklerini ve çıkacakları bu yeni yolculukta, ünlü oyuncular Melis Sezen ve Barış Arduç’un da kendilerine eşlik edeceğini açıkladı.

Turkcell’in telekom operatörlüğünden bir global teknoloji şirketine dönüşmakte olduğunu belirten Ergenekon, hizmetler hakkında şunları söyledi: “BiP’te sohbet etmek, fizy’de müzik dinlemek Dergilik’ten gazete/dergi okumak alışverişini Paycell ile yapmak için artık Turkcell abonesi olmak gerekmeyecek. “Telekom operatörlüğünden çok daha öte dijital markalar ekosistemine dönüşüm” olarak tanımladığımız bu yeni marka döneminde, herkes Turkcell’li olacak.” 

Kız Kardeşim programından 29 kadın girişimciye destek

Kız Kardeşim Projesi kapsamında gıda sektöründe faaliyet gösteren girişimci kadınları desteklemek amacıyla ikinci kez düzenlenen Kız Kardeşim Hibe Programı’nın kazananları 29 Haziran 2021 tarihinde çevrimiçi törenle tanıtıldı.

Törene, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Coca-Cola Türkiye Genel Müdürü Başak Karaca ve Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır katıldı. Hibe Programı’na 81 ilden 360'a yakın başvuru yapıldı. Girişimci kadın ve kadın kooperatifleri arasından seçilen 29 girişimci kadına 25 biner TL ve 1 girişimci kadına 40 bin TL jüri özel ödülü olmak üzere toplamda 765 bin TL’lik iş geliştirme hibe desteği sunuldu.

Coca-Cola Türkiye’nin desteği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Habitat Derneği’nin iş birliği ile hayata geçirilen Kız Kardeşim Projesi’yle kadınların gerekli bilgi ve becerilerle donanarak, toplumsal ve ekonomik konumlarının güçlenmesi ve ekonomik kalkınmada aktif rol almaları hedefleniyor. Bu yılki “Hibe Programı” ile üretici, gıda ve yeme & içme sektöründe faaliyet gösteren girişimci kadınların desteklenmesi amaçlanıyor.

Kadın rol modeller “Cesaret Veren Kadınlar”

Finish ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) birlikte rol model kadınların cesaret ve ilham veren hikâyelerinin geniş kitlelerce duyulması için ‘Cesaret Veren Kadınlar’ projesini yarattılar. ‘Cesaret Veren Kadınlar’ projesinin tanıtımı için düzenlenen toplantıda Reckitt Türkiye Hijyen Genel Müdürü Abhishek Chuckarbutty, KAGİDER Başkanı Emine Erdem ve Reckitt Türkiye Hijyen Pazarlama Direktörü Tarık Bayar projeye ilişkin bilgi verdi.

Youtube’ta kurulan ‘Cesaret Veren Kadınlar’ kanalı üzerinden girişimcilikten spora, tarımdan bilime, teknolojiden sanata kadar pek çok alanda zorluklara göğüs geren,hayatın farklı alanlarında kendilerini başarılarıyla var etmiş kadınların hikâyeleri yayınlanıyor.

Kanalda ayrıca KAGİDER’in kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına gerekli bilgi desteğini sunduğu online eğitim platformu KAGİDER Pusula’dan da çeşitli bilgilendirici ve ilham verici videolara yer veriliyor.

 

Tüm yazılarını göster