Plastik konusunda bir anlaşmaya varmak için son iki yıldır devam eden müzakerelerin beşinci ayağı Güney Kore’nin Busan şehrinde gerçekleşti. Yine anlaşma sağlanamadı… Plastik atıkları sonlandırmak için gönüllü bir ittifak kuran 5 fosil yakıt ve kimya şirketi, beş yılda temizledikleri plastiğin bin katını üretti…
Her yıl yaklaşık 460 milyon ton plastik üretiliyor. Küresel plastik üretiminin 2050 yılına kadar üç katına çıkması bekleniyor. Bu artış; çevre ile insan sağlığı üzerinde büyük baskı yaratıyor.
Bugün geldiğimiz noktada plastik mikropartikülleri ve kimyasalları, insan plasentasından anne sütüne kadar her yerde tespit edilmiş durumda.
Plastik konusunda bir anlaşmaya varmak için son iki yıldır müzakereler sürüyor. Bu müzakerelerin beşinci ayağı Güney Kore’nin Busan şehrinde gerçekleşti. Ve ne yazık ki, Bakü’de gerçekleşen iklim zirvesinden sonra, bir hüsran da Busan’dan geldi.
Yaklaşık 200 ülkenin katıldığı müzakerelerde, plastik üretimini sınırlamak ve zararlı kimyasalları aşamalı olarak ortadan kaldırmayı hedefleyen bağlayıcı bir anlaşma için net bir uzlaşı sağlanamadı.
102 ülkeden oluşan geniş bir blok, plastik üretimine sınır getirilmesi yönünde hem fikir. Bu blok, Avrupa Birliği’nin 27 üyesi, 38 Afrika ülkesi ve Pasifik Küçük Ada Devletleri liderliğinde şekilleniyor. Bu ülkeler, plastik üretimine sınırlama getirilmesinin bugün ve yarın için vazgeçilmez önem taşıdığını savunuyorlar.
“Düşük Hedef Koalisyonu” olarak adlandırılan küçük bir grup ülke ise, bu ilerlemeyi sekteye uğratıyor. Rusya, İran ve Suudi Arabistan’ın başı çektiği bu ülkeler, üretim kesintilerine karşı çıkarak atık yönetimine odaklanıyor. 900’den fazla bağımsız bilim insanı tarafından hazırlanan Bilim İnsanları Bildirgesi ise, plastik kirliliğinin yalnızca atık yönetimindeki iyileştirmelerle önlenemeyeceğini belirtiyor.
“Tarih bizi affetmeyecek”
Busan’daki müzakereler aslında, uluslararası toplumun plastik kirliliği ile mücadele konusunda karşı karşıya olduğu zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Petrol üreticisi ülkelerle yüksek hedefli bir anlaşma talep eden ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları, küresel bir sorunun çözümünde uzlaşı sağlamanın ne kadar güç olduğunu gösteriyor. Ancak Panama’dan Juan Carlos Monterrey Gómez’in dediği gibi, “Tarih, burada güçlü bir anlaşma sağlayamamış olmamızı affetmeyecek.”
Bu durum, plastik kirliliğiyle mücadelede sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik bir çözüm gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Gelecek oturumların başarılı olup olmayacağı ise tüm dünya tarafından merakla bekleniyor.
Plastik üreticisi temsilci sayısı şaşırtıcı
Bu arada, Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi’nin (CIEL) analizine göre, Güney Kore’nin Busan kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Plastik Anlaşması görüşmelerine, fosil yakıt ve kimya sektörlerinden 220 temsilci katıldı. Bu, bugüne kadar bir müzakere sürecine katılan en yüksek plastik üreticisi temsilcisi sayısını oluşturuyor.
Bu temsilciler bir grup olarak değerlendirildiğinde, müzakerelerdeki en büyük delegasyonu oluşturuyorlar. Hatta Avrupa Birliği ve üye ülkelerinden (191 temsilci) veya ev sahibi ülke Güney Kore’den (140 temsilci) daha fazla temsilciye sahipler. Bu sayı, plastik kirliliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer alan Pasifik Küçük Ada Gelişmekte Olan Devletleri’nin 89 temsilcisini de önemli ölçüde geride bırakıyor.
Lobiciler ve etkileri
Analize göre, Çin, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Finlandiya, İran, Kazakistan ve Malezya, müzakerelere delegasyonlarında plastik endüstrisi çıkarlarını temsil eden 16 lobici ile katılıyor. Plastik üreticileri, Etkili Bir Plastik Anlaşması İçin Bilim İnsanları Koalisyonu’nun delegasyonunu üçe bir oranında geride bırakıyor ve üretim sınırlarına karşı lobi yapmaya devam ediyor.
CIEL’in küresel petrokimya kampanya koordinatörü Delphine Levi Alvares, plastik üreticilerinin müzakerelerde “tıkama, yanıltma ve korkutma” gibi bilindik taktiklerle süreci baltalamaya çalıştığını ifade ediyor. Alvares, “Bu anlaşmanın amacı plastik kirliliğini sona erdirmek. Bağımsız bilim insanlarının, yerel toplulukların ve yerli halkların sunduğu artan kanıtlar, üretim sınırları olmadan bu hedefin gerçekleşemeyeceğini açıkça gösteriyor” diyor.
Greenpeace’in delegasyon lideri Graham Forbes ise analizlerin, “Gezegenimizi feda etmeye ve çocuklarımızı zehirlemeye hazır bir endüstrinin” durumunu gözler önüne serdiğine dikkat çekiyor.
Graham Forbes’un ifade ettiği gibi durum ortada: OECD raporuna göre, plastik atık miktarı 2000 yılında 156 milyon tondan 2019’da 353 milyon tona yükseldi ve bunun yalnızca yüzde 9’u geri dönüştürülebildi. Guardian ve Unearthed’ın geçtiğimiz hafta yayımladığı habere göre; plastik atığını sonlandırmak için gönüllü bir ittifak kuran 5 fosil yakıt ve kimya şirketi, beş yılda temizledikleri plastiğin bin katını ürettiler. Ve ne yazık ki bu şirketler arasında yer alan Dow ve Exxon Mobil, Busan görüşmelerinde beş ve dört delege ile en fazla temsil edilen plastik üreticileri arasında yer aldı.