Bir faiz var, görünür; bir faiz var, uygulanır!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✓ Merkez Bankası'nın enflasyon tahmini yüzde 8.90, politika faizi adı verilen faizi yüzde 8.25, fiilen uyguladığı faiz en son önceki günkü duruma göre yüzde 9.37.

✓ Merkez Bankası'nın faizi üç aydır sabitti, buna bir ay daha eklendi. Görünür faizi sabit tutarak fiilen uygulananı bakalım daha nerelere çıkaracağız...

Ne diyelim, hayırlı olsun! Merkez Bankası politika faizi olduğu belirtilen haftalık repo ihale faiz oranını yüzde 8.25’te sabit tuttu.

Faizin değiştirilmediği üçüncü toplantı dün yapıldı. Yüzde 8.25’e, Para Politikası Kurulu’nun mayıs ayındaki toplantısında inilmiş, haziran ve temmuz toplantılarında da bu oran korunmuştu. Faiz böylece üçüncü toplantıda da değiştirilmemiş oldu.

Değiştirilmeyen bu faizin bir önemi kaldı mı, bir geçerliliği kaldı mı, bakın o apayrı bir konu haline geldi. Son günlerde defalarca yazdık; Merkez Bankası bankacılık sistemini çeşitli şekillerde fonlama olanağına sahip. O yüzden de politika faizi denilen haftalık repo ihale faiz oranı önemini yitirdi.

Önemli olan artık ortalama fonlamanın, yani ortalama borç vermenin hangi faiz oranı üstünden yapıldığı. İşte ortalama faiz, şunun şurasında bir ayda iki puan artmış durumda.

Bir ay önce, 17 Temmuz’da yüzde 7.34 olan ortalama faiz, 19 Ağustos’ta yüzde 9.37’ye çıkmış.

Yani Merkez Bankası faizi sessiz sedasız (öyle olduğu da tartışılır ya) iki puan artırmış.

Ama gelin görün ki görünür faizde bir değişiklik yok. Yüzde 8.25 değiştirilmiyor.

Buyurun grafiğimize bakın! Politika faizi yatay, ama fiilen uygulanan faiz nereden nereye gelmiş...

Şimdi biz bu tabloyu “Aman ne iyi, Merkez Bankası faiz artırmadı” ya da “Gidişat öyle iyi ki faiz artırmaya gerek kalmıyor” diye mi okuyacağız?

Bir anlamda fırsat kaçtı

Adına ister örtülü, ister utangaç faiz artışı diyelim, sonuçta faiz artırılıyor. Artırılması da gayet normal zaten. Hele hele şu dönemde. Kaldı ki, içinde bulunulan koşullarda gidilecek faiz artışını izah etmek de kolaydı, bakın o fırsatı kaçırdık.

Sanıyor musunuz ki eylül ya da ekim toplantısında koşullar daha iyi olacak. Covid-19 belası ekonomide daha büyük sorunlara yol açacak.

TCMB kendiyle çelişiyor

Gerçek faiz oranının yüzde 8.25 olmadığını en başta Merkez Bankası kabul etmiş durumda.

Eğer faiz yüzde 8.25 ise yüzde 8.90’lık enflasyon tahmini yanlış.

Yok eğer yüzde 8.90’lık enflasyon tahmini gerçekçi ise yüzde 8.25’lik faiz yanlış.

Ne var ki dile getirilmemekle birlikte zihinlerde dolaşan düşünce şu olmalı:

“Biz görünür faizi yüzde 8.25’te tutarız, ama uyguladığımız faizi daha yukarıda belirleriz.”

İyi güzel de böyle yapınca Merkez Bankası'nın itibarı, güvenilirliği, hangi verisini ( yani yüzde 8.25'lik faizini mi, yüzde 8.90'lık enflasyon tahminini mi) doğru kabul etmek gerektiği tartışma konusu olmaz mı?

8.25 ile 8.90 tam komedi!

Unutun Merkez Bankası’nı, unutun bankaları. İki vatandaş ya da şirket düşünün. Biri diğerine faizle hem borç para verecek, hem de fiyat artışı önceden belli bir mal satacak.

Satıcı konumda olan önce şunu söylüyor:

"Bak sana satacağım ürünün şimdi 100 lira olan fiyatının bir yıl sonra 108.90 liraya çıkacağını tahmin ediyorum, hatta bunun garantisini bile veririm. Bakarsın fiyat 108.90 lirayı bile aşar.”

Sonra sıra borç vereceği paraya geliyor:

"Sana şimdi 100 lira borç para vereceğim. Bu paraya bir yıl için yüzde 8.25 faiz uygularım, yani bir yıl sonra senden 108.25 lira isterim."

Siz, hem bu ürünün alıcısı (bir yıl sonra da satıcısı) hem de borç parayı kullanacak kişi olsanız bu hesaba göre hem ürünün, hem borç paranın üstüne atlamaz mısınız?

Peki satıcı niye böyle yapıyor; saf olduğu için mi, yoksa alıcıyı pek sevdiği için mi? Ya da faizi yüzde 8.25 gösterip gerçekte daha yüksek uyguladığı için mi?

Tüm yazılarını göster