Salı günü OECD’nin makine öğrenmesi tekniği kullanarak elde ettiği haftalık büyüme tahminlerine yer vermiştim. En son veri, bayramın hemen öncesine aitti. Son haftalarda Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde yavaşladığına dair sinyaller geliyor o tahminlerden.
Bir diğer önemli gösterge de günlük olarak yayınlanan elektrik tüketimi verisi. Üstelik bir gecikme olmadan açıklanıyor. Bu verinin on beş günlük ortalamalarından elde edilen yıllık yüzde değişimlerin hareketlerini grafikte gösteriyorum. Ocak 2017 ortasından 19 Temmuz 2022’ye kadar olan dönemi ele alıyorum. Bu dönemin 9-17 Temmuz arası uzun bayram tatili. Oysa bir yıl önce aynı dönemde bayram tatili yoktu. Dolayısıyla, bu son dönemdeki elektrik tüketimindeki gelişmelerin ne kadarının bayram tatili nedeniyle ne kadarının iktisadi nedenlerle olduğunu ayırt etmek mümkün değil. Ancak bundan önceki dönem için şu temel saptamayı yapmak mümkün:
Bayram öncesi dönemde elektrik tüketimindeki artış oranı baş aşağıya gitmiş ve 30 Haziran’da ‘eksi’ bölgeye girmiş. Bu gelişme de Salı günkü yazımda özetlediğim iktisadi nedenlerle ‘yakın gelecekte ekonomimizin daralmaya başlamasının büyük bir ihtimal dahilinde olduğu’ savıyla uyuşuyor. On beş günlük ortalamalar yerine kırk beş günlük ortalamalar analiz edilirse de sonuç değişmiyor. Bir önemli nokta da şu: Sadece bayram öncesi dönem değil de tüm dönem ele alınırsa, elektrik tüketimindeki azalmanın geldiği düzeyin, pandemi nedeniyle ekonominin kapandığı dönemdeki azalışa çok yaklaştığı belirleniyor.
Ekonomimiz sonbahara doğru daralmaya başlarsa ya da daralmasa bile büyüme oranı son derece düşerse, ekonomi politikası açısından önemli bir olgu ortaya çıkacak. Şu: Faiz haddini enflasyonun çok ama çok altında tutarak, ekonomideki faaliyet hacmini önemli ölçüde yavaşlattığımız belirlenecek. Bu, önemli bir tartışma konusu olacak. “Tüm dünya yavaşlıyor; ondan oldu”dan tutun da “bizi çekemeyen dış güçlerin” oyununa kadar ilginç açıklamalar duyacağız. Bunları geçin ve ekonomi politikası açısından bakın: ‘Düşük faiz-düşük asgari ücret-yüksek kur’ politikasının başımıza açtığı devasa dertleri yazıp çizeceğiz. Elbette vaktiyle ‘düşük faiz-yüksek kur’ önerenler, başka açıklamalar bulmaya çalışacaklar.
Yazıp çizeceğiz de saatli bomba gibi olan bu tür yıkıcı ekonomi politikalarının ileride uygulanmamalarını sağlayabilecek miyiz? Hayal görmemek lazım. Bu topraklar çok mümbit.