Bir başarı öyküsü ve gençlere bazı tavsiyeler

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

“Çocuklarımdan birisi sordu: “Erkek çocukları da Boston Belediye Başkanı olabilir mi?” Ben de “Hep oldular. Bir gün yine olabilirler; ama bu gece değil. Çünkü Boston, bugün anneni Belediye Başkanı olarak seçti” dedim.” Geçen hafta seçimi kazanan Michelle Wu destekçilerine yaptığı konuşmasına böyle başladı.

Bu konuşma Boston şehri için tarihi bir konuşma idi. Çünkü 1822’ yılından beri ilk kez bir kadın, hep de Çin asıllı, 36 yaşındaki bir kadın Boston Şehri’nin Belediye Başkanı oluyordu. Üstelik Boston gibi bir şehrin. Boston, Amerika Birleşik Devletleri'nin Massachusetts Eyaleti’nin başkenti ve bu eyaletin en büyük şehridir. Nüfusu daha 5000 kişi iken içinde 7 kitapçı dükkânının olduğu, şimdi de Harvard ve MIT gibi dünyaca ünlü üniversitelere ev sahipliği yapan bir kültür şehri.

Evet, Boston sıradan bir şehir değil, Michelle Wu da sıradan birisi değil. Alışılmış politikacı tipine hiç uymuyor. Bunu bir röportajında şöyle dile getirmiş “Uzun boylu, öfkeli, bağırgan bir erkek değilim.” Politikaya da hiç merakı yokmuş. Ama yaşadıkları, onu bu yola taşımış. Şu anda yanlış politikaların ve politikacıların bizi düşürdüğü bu bunalım günlerinde bir temiz nefes olur diye bu hafta onun hikâyesini yazayım dedim.

Her şey aileden başlamış

Michelle Wu, Chicago doğumlu. Taiwan’dan Amerika’ya göçen Çinli bir ailenin en büyük çocuğu. Anne ve baba tek kelime İngilizce bilmeden gelmişler Amerika’ya. Baba kimya mühendisi imiş; University of illlinois onu master programına kabul etmiş. Michelle daha 4-5 yaşlarında iken onlara tercümanlık yapmış, ailenin formlarını o doldurmuş. Çinli ailenin, çocuklarına tekrarladıkları şöyle bir söylemleri varmış: “Ne isterseniz onu olun. Ama olduğunuz şeyin en iyisini olun”. Michelle’in avukat kız kardeşi Sherelle Wu bu konuda örnek de veriyor: “Resim yaparsanız bir Picasso olmalıydınız. Küçük erkek kardeş çello çalıyordu; onun da bir Yo-Yo Ma olması bekleniyordu”. Gerçi Michelle müzikçi olmamış ama lise mezuniyet töreninde piyanoda çaldığı Gershwin’in “Rapsody in Blue” parçası ile dinleyicileri hayran bırakmış.

Başarılı öğrenci

Michelle Wu’nun ortaöğretim yaşamı çok başarılı geçmiş. Okulun matematik takımında yer almış. SAT ve ACT sınavlarında mükemmel skorlar elde etmiş. Başarılı son sınıf öğrencileri arasından her yıl seçilen Başkanlık Öğrencileri Programı’nda (Presidential Scholars Program) yer almış. Bunun anlamı, A.B.D’de o yılki en başarılı 161 kişi arasına girmiş. Bu çabaları meyvesini vermiş ve Harvard’a kabul edilmiş. Böylece belediye başkanı olacağı şehrin havasını 2000’li yıllarda solumaya başlamış. Michelle, ekonomi ağırlıklı dersler almış. Mezuniyet sonrası 2007 yıllında seçkin bir danışmanlık firmasında (Boston Consulting Group) işe başlamış.

Dönüm noktası

Her şey normal seyrinde giderken bir telefon konuşması ile Michelle’in hayatının yönü değişmiş. Ondan dört yaş küçük kız kardeşi Sherelle telefonda şöyle demiş: “Sana evde ihtiyacımız var; şimdi”. Çünkü annenin psikolojik bozukluğu başlamış. Yağmurlu bir günde Chicago’ya dönen Michelle, annesini kapı önünde elinde bavul ile onu bilinmeyen bir buluşmaya götürecek gizemli sürücüyü beklerken bulmuş. Anne “Ne ben senin annenim, ne de sen benim kızımsın” demiş. İşte o zaman kızı durumun vahametini anlamış. Üniversiteyi bitirmiş, güzel bir iş bulmuşken, hayatının baharında yaşam bütün ağırlığı ile omuzlarına çökmüş. Michelle ailenin reisi olmuş. Bunama noktasında bir anne ile dört ve onbir yaşında iki kız kardeşten oluşan bir ailenin reisi. Çünkü baba yok, anneden boşanmış. Michelle bu durumu şöyle anlatmış: “Böyle bir değişim yaşadığınızda ömrün ne kadar kısa olduğunu hissediyorsunuz.”

Chicago’da yaşam

Annesinin psikolojik durumu nedeniyle 11 yaşındaki küçük kız kardeşinin velayetini üstüne almış. Onun her şeyiyle ve okuluyla bir anne gibi ilgilenmiş. Şehir genelindeki “Veli Konseyi” üyesi olmuş. Kız kardeşin gittiği okulun müdür yardımcısı Michelle hakkında şöyle konuşmuş: “Toplantılarda velilerin şöyle konuştuğunu işitirdim: “Bu kızı da hangi ara doğuşmuş ki?”. Çünkü Michelle 22, kız kardeş 11 yaşında imiş.

Michelle Wu’yu politika yoluna iten köşe taşlarından birisi de ailesine bakmak için Chicago’da açtığı çayevi (teahouse) olmuş. Şehirde bir ufak işyeri açmanın bütün zorluklarını yaşamış. İşyerini açma iznini verecek belediye görevlilerini günlerce dükkanında beklemiş. Görevliler randevu verip verip, randevuya gelmemişler. Sonunda Michelle bir şehir meclisi üyesinin ofisine giderek görüşmüş ve ertesi gün izin verecek görevliler dükkana gelmişler ve iznini alabilmiş. Şiir gecelerinin düzenlendiği çayevini bir süre işletmiş. Belediye ile yaşadığı bu deneyim onu politikaya girmesinde önemli bir etki olmuş.

Boston’a dönüş

Michelle Wu, 2009 yılında Harvard’a hukuk okumak üzere geri dönmüş. Yanına annesi ve küçük kız kardeşini de almış. Politik hayatının harçlarını ve tuğlalarını hazırlamaya başlamış. Önce belediyede işe girmiş İdari ve Mali İşler Bölümünde (Administration and Finance)çalışmış; daha sonra kamu politikaları ile ilgili bir merkezde (Rappaport Center for Law and Public Policy) çalışmış. Bu arada seçimle gelinecek koltuklara ilgi duyan kadınlar için hazırlanmış bir eğitim programında (Emerge Massachusetts) eğitim almış.

Hukuk Fakültesi’ndeki “Sözleşme Hukuku” hocası Elizabeth Warren’a gitmiş ve “Dersinizde yeterince iyi değilim. Maksadım size saygısızlık yapmak değil, özür dilerim” demiş. Warren Michelle’in hayat hikâyesini öğrenince aralarında bir dostluk başlamış; onun mentoru olmuş. Hoca, Massachusetts senato seçimlerine girme kararı alınca Michelle onun 2012 seçim kampanyasında çalışmış. Bu kampanya sırasında kapı kapı dolaşmış, telefon görüşmeleri yapmış; siyah, Asyalı, LGBT+ grupları, gaziler ve kadın grubu seçmenlerle ilgilenmiş. Ve Warren seçimleri kazanmış.

Meclis üyeliği

Michelle Wu, senato seçimleri sırasında kazandığı deneyimi kendisi için de kullanmaya karar vermiş. 2013 yılında belediye meclis üyeliği seçimlerine girmiş. Senatör Warren da Michelle Wu’ya destek çıkmış. Ona “Neden Michelle Wu?” diye sorduklarında Senatör Warren “Çünkü o aileden” demiş. Michelle Wu seçimi kazanmış. Kazanır kazanmaz da politikanın kaynar kazanına düşmüş. İlericiler (Progresives) kanadından olmasına rağmen Michelle, Meclis Başkanlığı seçimlerinde muhafazakar aday Bill Linehan için oy kullanacağını açıklamış, seçmenleri arasında kıyamet kopmuş, ama o tavrından dönmemiş. (Daha sonra Michelle’nin belediye başkanlığı adaylığını ilk destekleyen de Bill Linehan olmuş)

Meclis üyeliği sırasında önemli girişimlere imza atmış. Şehir çalışanları için 6 haftalık ücretli anne ve baba izni uygulamasını hayata geçirecek yasal girişime öncülük etmiş. Chicago’da yaşadığı kötü deneyimin ışığı altında yeni işyeri açma sürecini sistematik hale getirmiş. Çiftçilerin ürünlerini şehre kamyonları ile getirip satmalarını sağlayacak “Yiyecek Kamyonu” (Food Truck) projesini hayata geçirmiş.

Üyeliği dört dönem kazanan Michelle Wu, mecliste isim yapmış; meclisin ilk kadın başkanlığına da seçilmiş. Bir meclis üyesi onun için şunu diyor: “Onun için aklıma gelen ilk kelime “sistematik”tir. Meclisin her toplantısına katılırdı.” Başka bir üye: “ Harikadır; sahadaki politikayı anlama açısından deha seviyesinde bir beceriye sahip. Fotoğrafik bir hafızası var. Boston’un her köşesini bilir. Mesela sorun size şehirdeki Arnavutların toplandığı altı yeri söylesin.” Dönemin Belediye Başkanı Marty Walsh’nın bir projesine Michelle Wu karşı çıkmış. Belediye Başkanı, Michelle Wu’yu projeyi desteklemesi için sıkıştırmış ve geri adım atmasını istemiş. Ama Michelle, Belediye Başkanı’na , “Siz geri adım atın” demiş. Sonunda geri adım atan, Başkan olmuş. Olaya tanıklık eden bir meclis üyesi şöyle diyor: “Belediye Başkanının karşısında kucağında bebeği ile öyle dikilmiş duruyordu. O zaman anladım ki, Michelle gerektiğinde bir el bombası gibidir; masum ve sessiz. Ama iteklediğinizde aşırı güçlü”

Belediye Başkanlığı seçimi

Belediye Başkanı Marty Walsh, Başkan Biden tarafından Çalışma Bakanlığı’na getirilince koltuğu boşalmış. Michelle Wu, zamanıdır deyip, aday olmaya karar vermiş. Karşısındaki yine meclis üyesi bir kadınmış, Annissa Essaibi George. O da bir demokrat ve göçmen bir ailenin çocuğu. Anne Polonya’dan bir Katolik, baba Tunus’tan bir Müslüman. Michelle Wu, oyların %64,2’sini alarak seçimi kazanmış. Her kesimden oy almış. Bakalım bu başarılı kadının belediye başkanlığı nasıl olacak?

Sonuç

Boston gibi bir şehre 36 yaşında belediye başkanı olmak büyük bir başarı. Bu başarılı yaşam öyküsünde ilgimi çeken noktalar ve gençlere bazı tavsiyelerim şunlardır:

- Kişilerin gelişiminde maya çok önemli. Ve bu maya aileden geliyor. Ailede aşılanmış olan mükemmellik ilkesi, Michelle Wu’nun yaşamının her aşamasında görünüyor. Evet, ailenizi seçme şansınız yoktur. Ancak çocuklarınız için iyi bir aile yaratabilirsiniz.

- Michelle, ne yaparsa yapsın işin hakkını vererek yapmış. Öğrencilik yıllarından belediye başkanlığına gelen yolda koyduğu her taşı sağlam koymuş. Başarıya giden yolda her taş değerlidir, her taşı önemseyiniz; ıskalamayınız.

- Mlchelle Wu, yaşamda yoluna çıkacak engelleri aşmasını bilmiş. Çektiği sıkıntılar, hedefine ulaşmasında ateşini güçlendirmiş. Yaşadığı kötü deneyimler politikada izleyeceği yolu ve düzelteceği şeylerin ipuçlarını vermiş. Yolunuza bir engel çıktığında o engeli bir öğrenme malzemesi olarak kullanmasını bilmelisiniz.

- Michelle Wu, sanki Chicago’dan Boston’a dönüşünde belediye başkanlığı hedefini kafasına koyarak gelmiş. Her adımı bu strateji gereği atmış. Her eylemi bu hedefe doğru bir basamak olmuş. Yaşamda uzun dönemli, stratejik düşünmesini bilin. Bir hedefiniz olsun ve her adımınızı bu stratejik hedef doğrultusunda düşünerek atmalısınız.

- Michelle Wu, ilkelerinden ayrılmamış. Doğru bildiği yoldan ödün vermemiş. Güvenirlik için tutarlı olmak çok önemli bir özelliktir. Tutarlı olmalısınız.

 - Michelle Wu, 36 yaşında bir büyük şehrin belediye başkanı olabilmiş. Siz neden olmayasınız? Siyasi görüşünüz ne olursa olsun, siyasetten ayrı kalmayınız. Ama önce kendinizi yetiştirmelisiniz. Ülkemizin, alt-yapısı güçlü, kültürlü ve dürüst siyasetçilere ihtiyacı vardır. Gelecek sizindir, geleceğinize sahip çıkın. Meydanı, öfkeleri ve kinleri ile geleceğinizi kirleten çirkin siyasetçilere bırakmayın.

Tüm yazılarını göster