Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) Perşembe günü toplanacak ve faiz kararını açıklayacak. TEPAV, Eylül 2023’ten bu yaba PPK toplantıları öncesinde para politikası değerlendirme notu yayımlıyor. Bu hafta başında bu notların on üçüncüsü yayımlandı. Notun on birinci maddesinde şöyle deniliyor:
“Para politikası açısından 2025 sonu için OVP’de hedeflenen yüzde 17,5 (ya da Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu’nda hedeflenen yüzde 14) yıllık enflasyon düzeyine odaklanmak gerekmektedir. Enflasyonun bu düzeye sadece para ve maliye politikası ile yaklaştırılmaya çalışılması toplumsal maliyet açısından ele alındığında istenilir bir seçenek değildir. Programın mutlaka yeni bir kalkınma stratejisine dayalı yapısal tedbirlerle güçlendirilmesi gerekmektedir.”
Paragrafın ikinci kısmı açık; programın oldukça eksik olduğunu belirtiyor. Daha önce üzerinde çok durdum; geçiyorum. Bu yazıda asıl değinmek istediğim paragraftaki ilk cümle. “OVP’de hedeflenen yüzde 17,5 (ya da Merkez Bankası’nın… yüzde 14)” diyor. İki hedef (tahmin) arasında bu kadar farkın olması önemli, özellikle kamuoyuna duyurulma tarihleri dikkate alındığında. Notun bir önceki paragrafından alıntılıyorum:
“…enflasyon tahminlerinin (hedeflerinin) sık sık değiştirilmesi beklentilerin iyileştirilememesine yol açmaktadır ve para politikasının itibarını zedelemektedir. Bunun son örneği 8 Ağustos tarihinde yayımlanan Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası’nın yılsonu tahminleri (hedefleri) yüzde 38 ve 14 iken yaklaşık bir ay sonra -5 Eylül’de- yayımlanan Orta Vadeli Program’da yüzde 41,5 ve 17,5 olarak açıklanmasıdır.”
Yirmi sekiz ay arayla iki ayrı hedef (tahmin)! Merkez Bankası Kanunu’nun dördüncü maddesi şöyle diyor: “Banka, Hükümetle birlikte enflasyon hedefini tespit eder, buna uyumlu olarak para politikasını belirler. Banka, para politikasının uygulanmasında tek yetkili ve sorumludur.” OVP’nin yayınlanmasını kararlaştıran hükümet, Enflasyon Raporunu yayınlayan ise Merkez Bankası. Burada bir gariplik yok mu? Evet, söz konusu yirmi sekiz gün içinde yeni bir bilgi olarak Eylül enflasyon değeri öğrenildi. Ama enflasyonda bir aylık bir sapma, yüzde 14 olan hedefin yüzde 25 sapmasına nasıl yol açtı? Daha iyi iki alternatif vardı: Merkez Bankası Ağustos’ta yayınladığı raporda 2025 enflasyon hedefini hükümet ile istişare ederek artırabilirdi. İkincisi, Eylül’de yayınlanan OVP’de eski hedef (yüzde 14) korunabilirdi.
İkinciyi tercih ederdim. Nedeni açık: Hedef bu kadar sık değiştirilmez çünkü. Bu, daha önce bu köşede birkaç kez vurguladığım noktaya getiriyor bizi. Hedef ile tahmini ayırt etmek gerekiyor. Gerçekçi olmak adına tahmininizi güncelleyebilirsiniz. Ama hedef –olağanüstü- durumlar dışında değiştirilmemeli; anlamı kalmaz çünkü.
Önemli olan şunlar:
1) Ortada tahmin var; bu hedef olarak alınabilir deniliyor: Hedef ile tahmin aynı: Sakıncalı.
2) Hedef (tahmin) son bir yılda yukarıya doğru birden fazla güncellendi: Hedefin itibarı (para politikasının itibarı) azalıyor.
3) Bir ayda, birbirlerinden yüzde 25 oranında sapan iki ayrı hedef açıklanmaz.