6 Eylül’de İstanbul’da yapılan “Otomotiv İnovasyon Zirvesi”ne katıldım. Bilişim dünyasındaki gelişmelerin otomotiv sektörünü bu kadar etkilediğini doğrusu daha önce çok düşünmemiştim. Otomobiller neredeyse programların yüklendiği bir “hardware”e (donanıma) dönüşmüş durumda.
Konferansta dijital dönüşüm, yapay zeka, loT, mobilite, 5G, Connectivity, V2X, büyük veri, siber güvenlik, otomasyon, elektrifikasyon, tedarik zinciri ve akıllı üretim, yapay zeka ve makine öğrenimi, geleceğin kokpiti, Automotive Edge, robotik, blockchain konu başlıkları altında 40 sunumcuyu ve panelisti dinleme şansı elde ettim. Bilişim dünyasına bu kadar genç, dinamik ve yaratıcı bir nesil armağan ettiğimiz için ülkemle gurur duydum.
Dikkatimi çeken birkaç tespiti sizlerle paylaşmak isterim.
- Hepimizin tanıdığı ünlü bir sanayi şirketimiz bir alanda yazılımını geliştirmek istiyor ve ABD’de arayışa giriyor. Kendisine Türkiye’de yerleşik bir firma ismi öneriyorlar. Sanayicimiz konuyu dile getirirken, “On binlerce kilometre uzaklıkta yazılım firması ararken, bizim şirketin 600 metre uzağındaki yazılım firmasını görememişiz” diye bir gerçeği dile getiriyor.
- Çok nitelikli bir kadroya sahip olmasına karşın Türkiye’de çalınmadık kapı bırakmayan yazılım şirketi, “Görünen o ki, bu işi yapamayacağız. Zararın neresinden dönsek kârdır” diye şirketi kapatmayı düşünmeye başladığı sırada, ünlü bir Alman otomobil fabrikasından önemli bir yazılım ihalesi kazanıyor. Böylece, hem otomotiv sektörü kazanıyor hem de yerli yazılım firmamız ayakta kalabiliyor. İşin trajikomik yönü, firma ünlü Alman firmasının işini aldı diye yerli müşterilerin de ilgi alanına giriyor.
- Taşıt araçlarının elektrikli motora geçişi pil (battery) sektöründe büyük bir sıçrama yaşanmasına neden oluyor. Bu araçların bataryalarının üretiminde lityum, nikel, grafit ve kobalt gibi madenler kullanılıyor. Tüm dünyada zaten zor bulunan ve zor üretilen bu maden sahalarını kendi kontrolleri altında tutmak için ülkeler büyük bir yarış içinde. Öte yandan bu bataryaların ve pillerin kullanılmış olanlarının da ekonomiye geri kazandırılması büyük önem arz ediyor. Avrupa Birliği’nin “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Regülasyonu” topluluktaki tüm tüketiciler için bağlayıcı hale geliyor.
- Türkiye’de 2035 yılında kullanılan toplam motorlu kara taşıtlarının %25’inin elektrikli araç olacağı öngörülüyor.
- Son dönemde yaşanan salgın hastalıklar, bölgesel savaşlar, enerji krizleri “just in time” (tam zamanında) sistemini “just in case”e (her ihtimale karşı) dönüştürmüş durumda. İşletmeler belirsizliklerin arttığı bu dönemde, stok maliyetlerine katlanmayı göze alarak, siparişleri zamanında yerine getirmek ve üretim programlarının gerisinde kalma olasılığını en aza indirmek için belli oranda güvenlik stokları oluşturmaya başlıyor.
- Küresel düzeyde yaşanan “chip” krizinden en az etkilenen otomobil üreticisi bir Japon firması olmuş. Nedeni önceden yeterli “Güvenlik Stoku” oluşturması. Şimdi tüm otomobil üreticileri “chip”in piyasa rüzgarlarına bırakılmayacak kadar ciddi bir konu olduğu konusunda hemfikir. Dolayısıyla “chip” üretiminde de rol alma veya ortaklık oluşturma girişimleri artıyor.
Her yıl düzenlenmeye başlanan “Otomotiv İnovasyon Zirvesi” insanların geleceğe yönelik bakış açılarını değiştirerek, önemli bir işlevi yerine getirmeye devam ediyor.
Domates kültürü
İnsanımızın beslenme kültüründe domatesin yeri bir başkadır. Neredeyse içinde domates veya domates salçası bulunmayan sulu yemek yoktur Türk mutfağında.
Öte yandan, her yılın eylül aylarında Türkiye’deki birçok mutfakta yeni bir telaş başlar. Domates konservesi hazırlamak için önce pazarlara gidilir. Ehven fiyattan bulunan domates dolu torbalar evlere taşınır. Geçen yıldan beri saklanan boş cam kavanozlar yıkanır. Bir kısmının kapağı tekrar kullanılabilse de kullanılamayan kapakların yerine yeni kavanoz kapakları satın alınır. Kapaklar bir tencerede kaynatılır. Sonra hafif haşlanan domateslerin kabukları soyularak doğranır ve kavanozlara doldurulur. Kapakları kapatılarak içindeki havası kaçsın diye ters çevrilen ve set üstündeki bezlere sıralanan kavanozlar bir gün boyunca yerinden kaldırılmaz. Ertesi gün hemen kullanılması planlanan bir veya iki kavanoz buzdolabına konulurken, diğer kavanozlar gün ışığı görmeyen mutfak dolaplarına veya kilerlere istiflenir.
Soğuk kış günlerinde açılan domates konserveleri ile pişirilmiş sulu yemekleri yemek bir başka lezzet verir insanlarımızın damağına.
Durum böyle olmakla birlikte, bu yıl yaşanan yüksek enflasyondan domates de nasibini aldı ve onun fiyatı da bir türlü konserveleme dönemi fiyatlarına yaklaşamadı. Fiyatların daha da yükselmemesi ve üretilen domatesin daha yüksek fiyatlardan ihraç edilmemesi adına hükümet de önlem almak zorunda hissetti kendisini.
7 Eylül 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan (İhracat: 2022/7” sayılı “İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (Tebliğ no: İhracat 2006/7’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ)” ile “sirke veya asetik asitten başka usullerle hazırlanmış veya konserve edilmiş) domatesler ile domates salçası ihracı kayda bağlı mallar listesine eklendi. Bu tarihten itibaren domates ihraç etmek isteyenlerin Ticaret Bakanlığı’ndan izin almaları gerekecek.
Karar domates konservesi meraklısı tüm ev hanımlarının yüzünü güldürmüş durumda. Bir de kararın sonuçlarını pazar tezgahlarında görürlerse memnuniyetleri daha da artacak.