Bilinmeyenin korkusundan merak ederek uzaklaş

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Merak; içine düştüğün hayatı kavrama enerjisi… Öğrenmenin fitili… Cevaplardan çok soruları yücelten şey… Yaşlanmak istemiyor musun? Merak et… Bir şeyi anlamak, öğrenmek, görmek için duyulan, işten gelen istek.

Anlamayı istemek… Taklitle başlayıp tahkikle biten yolun kaldırım taşları… Her adımda bir sonraki adımın nereye basacağına dair heyecan ya da kaygı... Meraktan çatlarsın ya da merakından dokuz doğurursun… İnsan, merakıyla imtihan edilir. Neyi merak ederse, ona dönüşür zira… Geleceğe doğru dilekçe…

Merak repertuarı geniş insanlar vardır. Bir şeyleri öğrenmeye yönlendiren his, öylesine geniş açılı olur ki evreni kaplar. Sadece insanlar değil pek çok canlı türü de bu duyguyla donanır.

Doğuştan gelir merak… Bebek, konuşmayı sökmeye başlar başlamaz, merakı dilinden dökülür; “bu ne?” Öyle ki merak enerjisiyle içine düştüğü hayatı kavramaya başları. Günde ortalama 402 soru sorar.

Bu merak enerjisi, gelecekte oluşacak zihin performansını da şekillendirecektir. Eğer ebeveyn ve gittiği okul, çocuğun elinden merakını alırsa, gündelik soru kapasitesi 1’e düşer; “sınavda ne çıkacak?”

Merakı üreten nedir? Neden merak ederiz? Yeni ve karmaşık şeyler beyinde belirsizlik oluşturur, gerilim doğurur ve beyin, bunu sevmez. Kendini rahat hissetmek için kapasitesini bu belirsizliği ya da çelişkiyi çözmeye odaklar.

MERAKI KAYBEDERSEN ZİHNİNE ZİYAN EDERSİN

Merakın güzel yanı; giderilmesi halinde beyinin bu gayreti ödüllendirmesi ve dopamin üretmesidir. Kendini iyi hissedersin, merakını giderir, öğrenmiş olursun.

Merak, insana bahşedilmiş en büyük ödüldür. Kaybetmemeye bak. Peşinden git ve daha fazla neyi merak edebileceğini gör. Kaybedersen biat ile cezalandırılacaksın ki bu da zihnine yapabileceğin en büyük zulüm olacaktır.

Tüm yazılarını göster