Nestlé DAMAK ve TEMA Vakfı birlikte çalışarak, 12 yılda Türkiye tarımı için çok önemli bir başarı öyküsüne imza attılar. 2011 yılında doğan “Fıstığımız Bol Olsun” projesi Gaziantep’teki fıstık üretiminin artmasına, eko-sistemin gelişmesine, işgücüne yeni uzmanlar yetiştirilmesine ve bölge halkının konunun önemi hakkındaki inancının daha da derinleşmesine yardımcı oldu.
“Fıstığımız Bol Olsun” projesi kapsamında Gaziantep’te bugüne kadar 2 bin çiftçiye sürdürülebilir tarım uygulamaları hakkında bilgi verildi. Bölgedeki 4 bin 500 çocuk Antep fıstığının önemini anlatan eğitim programlarına katıldı.
Bilimsel temelli tarım uygulamalarıyla toprak daha iyi işlendi. Doğal gübreler geliştirildi, dişi ağaçların yanında erkek ağaçlar eklenerek üretim kapasitesinin artması sağlandı. Bu çalışmaların yarattığı etki sonucunda Antep fıstığında verim 2,5 kat arttı. Üreticinin yüzü güldü. Ayrıca, geçmişte sorun olan “yok yılı” gerçeği ortadan kalktı.
Gerçekleştirilen araştırmalar çerçevesinde, 2011 yılından beri projeden yararlanan çiftçilerin yüzde 91’i “yok yılı” olarak tabir edilen senelerde yaşanan verim düşüşlerinin azaldığını ve artık her yıl ürün alabildiğini belirtiyor. 2014 yılında projeye dahil olan çiftçilerin ise yüzde 61’i her yıl ürün elde ettiğini ifade ediyor.
Antep fıstığı üretiminin yüzde 60’ını karşılayan Barak Ovası ile Gaziantep’in Antep fıstığı üretimi yapılan ilçelerinde uygulanan projeyle Antep fıstığı tarımında sürdürülebilirliğin sağlanması amaçlanıyor.
Üreticileri toprak sağlığını koruyan bilimsel uygulamalar ile tanıştırdıklarına dikkat çeken TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç çalışmaları şu cümlelerle özetliyor:
“Antep fıstığı verimini ve kalitesini artırdık. Bunu verilen eğitimlerin yanı sıra, toprak yönetiminden hasada kadarki tüm süreçte çiftçilerimizin yanında olarak danışmanlık desteği vererek gerçekleştirdik. Aynı zamanda bahçelerdeki erkek ağaç, eksikliği ve bölgedeki uzman aşıcı ve budamacı ihtiyacı gibi sorunların çözümüne odaklandık. Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile sertifikalı 124 aşıcı ve 158 budamacı yetiştirdik. Bahçelerde yaklaşık 50 bin adet dişi ağacı dölleyecek 3 bin 500 adet aşılı erkek ağaç dikimi yaptık. Antep fıstığı tarımı yapılan topraklarda organik maddeyi artırmaya yönelik toprak düzenleyici organik gübreler, kompost ve yeşil gübre uygulamaları gibi toprak dostu örnek uygulamaları da çiftçilerimizin uygulamalarına dâhil ettik.
Fıstığımız Bol Olsun projesine 12 yıldır kesintisiz olarak kaynak ayıran Nestlé, 2023 sonuna kadar devam edecek üçüncü faz çalışmalarla kazanımların yaygınlaştırılmasını ve geleceğe taşınmasını hedefliyor. Nestlé Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, Nestlé’nin çalışmalarının temelinde yer alan “Ortak Değer Yaratma” anlayışı doğrultusunda bireyler, aileler, topluluklar ve gezegen için farkındalık ve fayda yaratacak adımlar attıklarını vurgulayarak proje hakkında şu yorumu yaıyor: “Bizim fıstık ile başlayan yol arkadaşlığımız, bundan 90 yıl öncesine, Türkiye’nin ilk Antep fıstıklı çikolatası Nestlé DAMAK’ın 1933 yılındaki üretimine dayanıyor. Nestlé’nin küresel çikolata uzmanlığı, bu topraklarda yetişen en değerli ürünlerden fıstıkla buluşunca DAMAK doğuyor. Antep fıstığı DAMAK için vazgeçilmez bir ürün. Biz de bu efsanevi lezzet nesiller boyu aynı tadı koruyabilsin, ‘bidamakguzellik’ hep var olsun ve fıstık hak ettiği değere ulaşabilsin diye 12 yıl önce kolları sıvadık ve kendimizi ‘Fıstığımız Bol Olsun’ demeye adadık. Bugün iklim değişikliğinin etkilerini ciddi şekilde hissederken, en değerli miraslarımızdan fıstığın yarınlara taşınabilmesinden çiftçilerimizin geçim kaynaklarının iyileştirilmesine birçok önemli çalışmaya imza atıyoruz. ‘Fıstığımız Bol Olsun’ da ‘Ortak Değer Yaratma’ yaklaşımımızı en iyi şekilde temsil eden çalışmalarımızın başında geliyor. Yarınları da düşünerek, doğal varlıkların sürdürülebilir kullanımı ile fıstığı gelecek nesillere ulaştırmaya devam edeceğiz”
Nestlé DAMAK, Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve TEMA iş birliğiyle yürütülen proje farklı paydaşlara ulaşarak eko-sistemin sağlıklı bir biçimde gelişmesine destek oldu. Gaziantep’teki 200 binden fazla kişinin geçiminde payı olan Antep fıstığı tarımının geliştirilmesine destek olan proje kapsamında bugüne kadar 2 bin çiftçiye toprak yönetiminden, hasada kadar uzanan tüm üretim süreçleri hakkında eğitimler verildi.
Ayrıca başlatılan çocuk eğitimleriyle yaklaşık 4 bin 500 çocuğa ulaşıldı. Halihazırda devam eden eğitim çalışmalarıyla Gaziantep, Türkiye ve dünya için Antep fıstığının önemi konusunda farkındalık yaratmak, çocukları anne ve babalarının üretimini yaptığı yerel ürünün değeri hakkında bilgilendirmek, bu ürüne sahip çıkmalarını ve üretime devam etmelerini özendirmek hedefleniyor.
Nestlé Türkiye’de 117 yıldır faaliyet gösteriyor. Nestlé Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu çalışmalarının ve iş anlayışlarının temelini “Ortak Değer Yaratma” üzerine şekillendirdiklerini, farkındalık ve fayda yaratacak sürdürülebilir çalışmalara odaklandıklarını ifade ediyor.
“Nestlé olarak Ortak Değer Yaratma anlayışımızla hayata geçirilen çalışmaları ve taahhütlerimizi; su kaynaklarının korunması; iklim değişikliği ile mücadele ve çevrenin korunması olmak üzere üç başlıkta topluyoruz. Bu anlayış doğrultusunda, faaliyet alanlarımız kapsamında bireyler ve aileler, topluluklar ve gezegenimiz için farkındalık ve fayda yaratacak çalışmalara odaklanıyoruz. Nestlé olarak attığımız her adımda sürdürülebilir işlere imza atmak ve topluluklara uzun vadede fayda sağlamak ana hedeflerimiz arasında yer alıyor. Faaliyet alanımız gıda sektörü olduğundan etki çemberimizde tarım önemli bir yer tutuyor. Bu alanda fark ve değişim yaratmak ise uzun dönemli çaba gerektiriyor. Biz de bu bilinçle tüm çalışmalarımızı uzun dönemli iş birlikleri üstüne kuruyoruz. “
Nestlé, 2030 yılına kadar tarımsal kaynaklarını yüzde 50’sini onarıcı tarım yoluyla elde etmeyi taahhüt ediyor. Nestlé Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, 500 binden fazla çiftçi ve 150 bin şirket tedarikçisi de dahil olmak üzere gıda sistemi içerisindeki tüm paydaşlarımızla hareket ettiklerini, çiftçilerin geçim kaynaklarının iyileştirilmesinden, maddi olarak desteklenmesine, yeni teknolojilerle tanışmalarından eğitime kadar çeşitli çalışmalar hayata geçirdiklerini ifade ediyor.
“Fıstığımız Bol Olsun” bu yaklaşıma çok iyi bir örnek. Proje hem Türkiye için çok kıymetli bir tarım mirası olan Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimi artırırken hem de bölgedeki ekonomik refaha katkı sağlıyor. Fıstığımız Bol Olsun, aynı zamanda Türkiye’de tarıma verilen en uzun soluklu destek projesi olarak öne çıkıyor.
Nestlé Çikolata Pazarlama Müdürü Özlem Özçelik Savaş’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye’de yaklaşık 50 bin tona yakın tablet çikolata tüketiliyor. Bunun yaklaşık 10 bin tonu ise Antep fıstıklı çikolata. Yani tüketilen her 5 tabletten 1’i Antep fıstıklı tablet. 90 yıl önce yaratılan ve aynı zamanda dünyanın ilk fıstıklı çikolatası olan DAMAK, Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya 15’ten fazla ülkeye ihraç ediliyor. Antep fıstıklı çikolata pazarının 1 numaralı oyuncusu DAMAK, aynı zamanda geçtiğimiz yılın en hızlı büyüyen çikolata markası konumunda.
Antep fıstığı derine giden kökleri sayesinde toprağın derinliklerinden suyu; yatay olarak geliştirdiği kökleri sayesinde ise ihtiyaç duyduğu besin elementlerini üst topraktan alan bir ağaç. Bu özellikleriyle; bölgenin kurak koşullarına uyum sağlayabiliyor. Tarıma elverişli olmayan kıt toprak koşullarında bile yaşamını sürdürebiliyor. Hatta, kurak arazileri adeta bir vahaya dönüştürebiliyor.
Güneydoğu Anadolu’nun kurak arazilerinde bereket üreten, insanların yaşamına, kültürüne dokunan bu kıymetli ağaç hakkında TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç şu bilgiyi paylaşıyor:
- 2012 yılında TEMA’nın yaptığı bir araştırmaya göre; Türkiye dünyadaki Antep fıstığı alanlarının yüzde 35’ine sahip. Ülkemiz yüzde 38’lik orana sahip İran'ı takip ederek 2. sırada yer alıyor. Ancak ülkemiz Antep fıstığı üretimindeki yüzde 12'lik payı ile İran'ın (%50) ve Amerika'nın (%21) ardında kalarak 3. sırada yer alıyor. Özellikle Amerika'nın, Antep fıstığı alanların %9’una sahip olmasına rağmen üretimde %21'lik paya sahip olması, Türkiye'nin meyve veriminde ne kadar geride olduğunun göstergesiydi.
- Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) rakamlarına göre, dünya üretiminde en fazla paya sahip üç ülkenin 2017-2021 yılları ortalama dekar başına verim sıralamasında Amerika 313 kg ile 1. sırada, İran 97 kg ile 2. sırada, Türkiye 63 kg ile 3. sırada yer alıyor.
- Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin Antep fıstığı alanı 2010 yılından 2022 yılına yaklaşık 2 kat artarak 2,2 milyon dekardan 4,1 milyon dekara yükseldi. Toplam ağaç sayısı da 2010 yılından 2022 yılına 2 katın üzerinde artarak 40 milyondan 84 milyona ulaştı. Bu ağaçların %70’i meyve veren yaşta ağaçlardan oluştu.
- 2022 yılı verilerine göre; Gaziantep; Türkiye’deki Antep fıstığı üretim alanlarında %35’lik payla Şanlıurfa’nın (%39) ardından 2. sırada yer aldı. Türkiye’nin toplam Antep fıstığı üretiminde Gaziantep toplam üretimin %23’ini karşılarken, Şanlıurfa ise %45’ini karşıladı.
- Verimin düşük olmasının nedenlerinin başında ise üreticilerin bilimsel ve doğru bilgilerden uzak olması geliyordu. DAMAK iş birliği ile bu sorunları tespit ederek projeyi 2011 yılında, bilimsel ve doğru bilgi ile üreticiler arasında bir köprü oluşturmak ve toprak dostu sürdürülebilir uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla başlattık. Antep fıstığı tarımına ilişkin bilimsel bilginin üreticisi olan Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nü de projeye ortak ederek özel sektör, kamu kuruluşu ve Sivil Toplumun yarattığı güzel bir iş birliği modelinin temellerini atmış olduk.
- Projede üreticilerin öğrenme biçimlerini temel alarak, tamamen uygulama ağırlıklı eğitim yöntemleri uyguladık. Proje, eğitim yöntemi; World Watch Institute Dünyanın Durumu 2017: Yeryüzü Eğitimi: Değişen Gezegende Eğitimi Yeniden Düşünmek adlı kitapta “Tarlada Öğrenmek” başlığıyla örnek çalışma olarak yer aldı.
- Proje kapsamında elde ettiğimiz başarılı sonuçlar şöyle: Projenin başlangıcından bugüne dek çalışılan bahçelerde komşu bahçelere kıyasla 2,5 kat verim elde edildi. Üreticiler artık her yıl ürün alır oldular. Aşırı toprak işleme alışkanlıkları azaltıldı. Toprak organik madde miktarını artırmaya yönelik hayvan gübresi, toprak düzenleyici organik maddeler ve bizatihi fıstığın kendi kabuğunu da içeren kompost uygulamaları yanında yeşil gübrelemenin yaygınlaştırılmasını sağladık.
- Gereksiz aşırı tarım kimyasalları (pestisit) kullanımını azaltmak için hastalık ve zararlıları erken evrede teşhis ederek yayılmasını engelleyecek çalışmalar yürüttük. Ve hepsinden öte bölgede tüm bu uygulamaları benimseyen ve çevresindeki üreticilere yaygınlaştırma sorumluluğunu üstlenen önder üreticiler yetiştirdik.
- Bölgede Antep fıstığı bahçelerindeki erkek ağaç noksanlığının giderilmesi adına toplamda 3 bin 500 adet aşılı Antep fıstığı erkek fidanı dağıtımı gerçekleştirdik. Her bir erkek ağacın ortalama 15 dişi ağacı polenleyeceğini düşündüğümüzde bu yaklaşık 50 bin ağaçta fıstık verimine etki edecek bir fidan dağıtımı yapıldığı anlamına geliyor. Bölgede aşı ve budama konusunda bilgili üreticilerin azlığı sebebi ile bu konuda eğitimler de düzenledik. Bu eğitimler ile bölgeye bugüne kadar Millî Eğitim Bakanlığı sertifikalı 124 aşıcı ve 158 budamacı kazandırdık. 124 aşıcından 30’u yereldeki kadınlardan oluştu.
- Antep fıstığı tarımında da ülke genelinde olduğu gibi tarım yapan nüfus giderek yaşlanıyor, yeni nesiller tarımdan uzaklaşıyor. Bu nedenle proje kapsamındaki çalışmaların önemli odaklarından biri de; geleceğimizi oluşturan çocuklarımız oldu. Projenin üçüncü etabında; özellikle çalışma yapılan bölgelerde ilkokula giden yaklaşık 4 bin 500 çocuğa Antep fıstığını ve fıstığın üretim sürecini tanımaları, bahçelerde gözlem yapmaları, fıstık tarımının bölge için önemini fark etmeleri ve ailelerinin yaptığı üretimin değerini anlamaları amacıyla eğitimler verdik.
- 2020 yılında bölgede 10 yıla yakın süredir devam eden çalışmaların ölçme ve değerlendirmesini yapmak üzere Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ve ekibince çalışma yapıldı. Yapılan çalışmada; projeyle, örnek uygulama yapılan bahçelerde sağlanan verim artışları üreticiler tarafından teyit edildi.
- Yine araştırmaya göre, projeden doğrudan yararlanan çiftçilerin %81,8’i, diğer çiftçilere ve diğer yerleşim yerlerine göre ürünlerinin fiyatında %10-30 oranında artış olduğunu ifade etmişler. Bu da verimle birlikte ürünün kalitesinde de diğer bahçelere kıyasla bir fark oluştuğunu ortaya koyuyor.
- Yürütülen çalışmalarda elde edilen sonuçlar bir kez daha bilimsel bilgilere dayalı, toprağı ve çevre ekosistemlerini koruyan sürdürülebilir Antep fıstığı tarımı uygulamalarının üreticilere kazanç sağlamanın yegâne yolu olduğunu gösteriyor.