İklim değişikliği, ABD seçmenleri için kritik bir endişe kaynağı konumunda ve her 10 seçmenden yedisi, hükümetin iklim krizi ile mücadele etmesini bekliyor.
“ABD’de yeşil mi, fosil mi kazanacak?” başlıklı geçen haftaki yazımda, Paris Anlaşması’ndan çekilen Trump ve ABD’de yeşil enerji devrimi gerçekleştirmeyi hedefleyen Biden arasındaki seçim yarışının galibinin, küresel iklim krizi mücadelesinde belirleyici olacağını yazmıştım.
Joe Biden’ın zaferi, hem küresel iklim krizi mücadelesi, hem de Paris Anlaşması’nın yeniden “ulaşılabilir” olması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla enerji sektörünün 2035 yılında karbonsuzlaşmasını hedefleyen Biden’ın, bu alanda atacağı adımlar merakla bekleniyor.
Dünyanın dört bir yanında yükselen iklim adaleti hareketini destekleyen, yaşanabilir bir gezegen için özellikle yerel inisiyatiflerin öncülük ettiği yenilenebilir enerji çalışmalarını ön plana çıkaran, daha iyi bir dünya için hayata geçirdiği çalışmalar ve kitlesel eylemlerle Türkiye dahil 188 ülkeyi kapsayan 350.org ve 350 Action, Joe Biden ve Kamala Harris’e, “İlk 100 günde iklim adaletini sağla” çağrısı yapıyor.
Dört madde
350.org, ABD’de iklim adaletini sağlayacak temel dört maddeyi şöyle sıralıyor:
1- Fosil yakıtları toprağın altında bırak. Yerel toplumların haklarına saygı göster. İklim krizinden zarar görenlere adil bir toparlanma sağla. ABD’nin Meksika Körfezi’ndeki petrol tesislerine Kanada’dan petrol taşıması hedeflenen Keystone XL boru hattını hemen sonlandır.
2- Milyarderleri ve kirleticileri iklim krizinden sorumlu tut, hesap vermelerini sağla. Fosil yakıt teşviklerini sonlandır.
3- Vakit kaybetmeden Paris Anlaşması’na yeniden katıl; iklim krizi ile mücadele için iddialı taahhütlerde bulun.
4- Yeni Yeşil Mutabakatı bir yol haritası olarak benimse; bu sayede fosil yakıt kullanımını bir an önce sonlandır.
Eşitlikçi enerji demokrasisi
350.org Yönetici Direktörü May Boeve, iklim krizi konusunda kaybedecek zaman olmadığını, yeni hükümetin bir an önce cesur adımlar atması gerektiğini söylüyor. Boeve, “ABD’nin fosil yakıtlardan aşamalı olarak vazgeçmesi, eşitlikçi bir enerji demokrasisine geçiş için yol haritası sağlayacak yeni bir yeşil anlaşmayı hayata geçirmesi gerekiyor. ABD’nin, iklim krizinden en çok etkilenen siyahlar, yerliler ve azınlık toplulukları için iklim adaletine öncelik verme zamanı geldi. Finans kaynaklarının fosil yakıtlardan çıkartılıp, herkes için yaşanabilir bir gelecek sağlamamıza yardımcı olacak çözümlere yönlendirilmesi gerekiyor” yorumlarını yapıyor.
350.org Kuzey Amerika Direktörü Tamara Toles O’Laughlin’in yorumları ise şöyle: “İklim felaketlerinden, ırkçılığa, ekonomik adaletsizlikten COVID-19’a ve çökmüş sağlık sistemine kadar, Biden ve Harris’in tüm krizlere çözüm üretecek bir toparlanma stratejisi belirlemeleri gerekiyor. Seçmenler yeni bir liderlik taleplerini net bir şekilde ortaya koydular. Bu seçim, iklim krizinin ABD seçmenlerinin öncelikli konularından biri olduğunu ortaya koydu.”
Yerel yönetimler ve iş dünyası da “yeşil” dedi
ABD’nin iklim krizi, ırkçılık, göç, gelir adaletsizliği gibi konularda çok net bir şekilde ikiye bölünmüş olduğu ortada. Dolayısıyla Biden ve Harris’e büyük bir iş düşüyor. Fakat özellikle iklim krizinde son dönem yaşananlar umut verici. Her ne kadar ABD hükümeti Paris Anlaşması’ndan çekilmiş olsa da, ABD’de yerel yönetimler, iş dünyası ve özellikle finans kurumları, fosilden çekilmekte kararlılıklarını uzun bir süredir ortaya koyuyorlar. Özellikle de dünyanın en büyük yatırım fonu Blackrock CEO’su Larry Fink’in şirket CEO’larına yönelik kaleme aldığı mektuplar bu konuda çok etkili.
İklim krizinin dünyayı yeni bir ekonomi modeli benimsemeye zorladığını ve bu dönüşümün bugün olduğunu söyleyen sadece Fink değil tabi ki... İşte bu yüzden ABD’de de “fosil” değil, “yeşil” kazandı.
Harris’in iklim karnesi de çok iyi
Joe Biden’ın yardımcısı Kamala Harris’in de “İklim Karnesi" oldukça iyi. Harris, Greenpeace tarafından hazırlanan #Climate2020 karnesinde 100 üzerinden 77 almayı başardı. Biden’ın notu 100 üzerinden 75.5. 2017 yılında, Trump'ın ABD'yi Paris Anlaşması'ndan geri çekme çabalarına karşı çıkan bir karar çıkaran Harris’in, iklim mücadelesi konusunda umut vermesinin en önemli nedeni ise, çok sayıda çevre ve iklim yasasını hayata geçirmiş veya desteklemiş olması. Bunlardan bazıları şöyle:
►Yeni Yeşil Mutabakat (2019)
►İklim Eşitliği Yasası (2019)
►COAST -Sahil Sondaj Önleme Yasası (2019)
►Sıfır Emisyonlu Araçlar Yasası (2019)
►Yaşayan Sahil Hatları Yasası (2018)
►Herkes İçin Çevresel Adalet Yasası (2017)
►Petrol Üreticileri Vergisi Boşluklarını Kapatma Yasası (2017)
►Arktik Okyanusu'nda Sondajları Durdurma Yasası (2017)
Harris, fosil yakıt kullanımının sonlandırılması sürecinin ortak bir şekilde yönetilmesi gerektiğine inanıyor. Bu nedenle 2021 başında, en büyük kirleticilerle bir araya gelmeyi planlıyor. Bu toplantının gündemini fosil yakıtlara verilen teşviklerin sonlandırılması oluşturacak.
10 Amerikalıdan 7’si için iklim krizi öncelik
■ Joe Biden ve Kamala Harris seçim kampanyası boyunca, “Daha iyiyi yeniden inşa etme” ve “ülkeyi adil bir iyileştirme yolunda ilerletme” sözü verdi. İklim değişikliği, ABD seçmenleri için kritik bir endişe kaynağı konumunda ve her 10 seçmenden yedisi, hükümetin iklim krizi ile mücadele etmesini destekliyor. Biden ve Harris de, iklim eylemi ve çevresel adalet konusunda net taahhütler vererek bu beklentiyi karşıladılar.