2022 Nobel Ekonomi Ödülü, çalışma alanları bankalar ve finansal krizler olan üç Amerikalı iktisatçıya arasında paylaştırıldı. Ödülü kazanan iktisatçılar, eski ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı ve Princeton Üniversitesi öğretim üyesi Ben S. Bernanke, Chicago Üniversitesi’nden Douglas W. Diamond ve Washington Üniversitesi St. Louis’den Douglas Philip H. Dybvig.
İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nde düzenlenen basın toplantısında, Bernanke, Diamond ve Dybvig'e ödülü, ekonomide ve özellikle finansal krizler sırasında bankaların rolü ve finansal piyasaların regülasyonuna ilişkin çalışmalarından dolayı verildiği açıklandı. Üç iktisatçı arasında Ben Bernanke ayrışıyor. Çünkü kendisi aynı zamanda eylem adamı. Yani sadece yazmamış, konuşmamış aynı zamanda yazdığı ve söylediklerini ABD gibi bir ülkede iktisat politikasına dönüştürmüş bir kişi. Bundan dolayı Bernanke, daha yakından tanınmayı fazlası ile hak ediyor.
Ben S. Bernanke Ekonomi lisansını Harvard Üniversitesi’nde pekiyi dereceyle ve Allyn Young ve John H. William ödüllerini alarak tamamladı. Doktora derecesini MIT’den aldı. İlk işi Stanford Graduate School of Business’da idi. 1985’te Princeton Üniversitesi’ne geçti. Bu üniversitede iktisat bölüm başkanlığı yaptı. İki kez MIT’de ve bir kez de New York Üniversitesi’nde konuk Profesör olarak çalıştı.
Bernanke halen Brookings Institution’daki ekonomik çalışmalar programının üyesi. Haziran 2005’ten Ocak 2006’ya kadar ABD Başkanı Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başkanı ve Ağustos 2002’den Haziran 2005’e kadar da Fed yönetim kurulu üyesi idi. Bu görevleri yapmadan önce Princeton Üniversitesi’nde Kamu Yönetim Bölümü’nde profesördü.
İşini iyi yapan ve dik duran merkez bankası başkanı
Bernanke 2006–2014 yılları arasında Fed'in başkanlığını yaptı. İlk olarak Bush tarafından atandı, daha sonra başkan olan Barack Obama tarafından görev süresi 5 yıl daha uzatıldı. Yani hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat başkanlarla çalıştı.
Bernanke kendi ifadesi ile 1929 krizi iktisatçısı. Bundan olsa gerek 1929 krizini makro ekonominin “kutsal kasesi” olarak nitelendirmekte. Bu saptamasında haksız da değil. 2008 krizi bize bunu gösterdi.
Bernanke daha 1983’de yazdığı “Büyük Buhranın Yayılmasında Finansal Krizin Parasal Olmayan Etkileri” başlıklı makalesinde şöyle yazıyordu: “Bu makale, 1930'ların mali krizinin, o dönemdeki toplam üretim üzerindeki etkilerini incelemektedir. Yaklaşımımız, banka başarısızlıklarının parasal etkisini vurgulayan Friedman ve Schwartz'ın yaklaşımını tamamlayıcı niteliktedir; finans sektörünün parasal olmayan (öncelikle krediyle ilgili) yönlerine odaklanıyoruz, çıktı bağlantısı ve bankacılık sisteminin yanı sıra borçluların sorunlarını da göz önünde bulunduruyoruz. 1930-33 mali aksaklıklarının kredi tahsis sürecinin etkinliğini azalttığını savunuyoruz ve bunun sonucunda ortaya çıkan daha yüksek maliyet ve azalan kredi mevcudiyeti, toplam talebi baskı altına aldı. Kanıtlar, bu tür etkilerin Büyük Buhran'ın olağandışı uzunluğunu ve derinliğini açıklamaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir”.
Batılı iktisatçılar krizleri kriz sona erdikten sonra da incelemeye devam etmekteler. Bu da yaşanacak krizlere yaptıkları hatalardan ders çıkararak çabuk tepki vermelerini sağlamakta. Bernanke’nin 2008 krizine Fed başkanı olarak parasal genişlemeye giderek yanıt vermesi 1929’u adeta defalarca beyninde yaşamasında kaynaklanıyordu. Nitekim Fed 1929 krizine parasal daralmaya giderek krizin derinleşmesine neden olurken, aynı Fed 2008’de tam tersini yaptı ve kriz süresince yüzde 10’un üzerine çıkan işsizlik kısa süre içinde yeniden yüzde 4 düzeyine geriledi.
Bernake’nin birkaç kitabı Türkçeye çevrildi. Bunlardan birisinin de çeviri editörlüğünü ben yaptım. Geçtiğimiz yıllarda Bernanke’nin Karar Alma Cesareti isimli kitabını yayınlayan Scala Yayıncılık, yakında yazarın 21. Yüzyıl Para Politikası isimli kitabını da okurlarla buluşturmaya hazırlanıyor. Sanırım bu hafta Bernanke’yi önermek doğru olur.
Okuma Önerisi. Abel, Bernanke, Croushore, Makroekonomi.