Ulaşım, küresel sera gazı emisyonlarında beşinci sırada yer alıyor. Karayolu taşımacılığı emisyonların yüzde 89’unu oluşturuyor.
Karayolu taşımacılığının elektrikli hale getirilmesi, küresel ısınmayı 1,5 derecede sabitlemek için önümüzdeki on yılda karbon emisyonlarını yarıya indirmek adına çok önemli bir adım. Yenilenebilir kaynaklarla çalışan sıfır emisyonlu araçlar, aracın yaşam döngüsü boyunca sera gazı emisyonlarını yüzde 80’e kadar azaltabiliyor.
Glasgow’da ulaşımda sıfır emisyon adına önemli bir girişim hayata geçirildi. Aralarında hükümetler, küresel otomobil üreticileri, şehirler, bölgeler ve filo sahiplerinin bulunduğu 100’den fazla kurum, Sıfır Emisyonlu Araçlar için Glasgow Mutabakatı’na imza attı.
Mutabakat kapsamında, gelişmekte olan ülkelerde en geç 2035’e, dünya genelinde ise 2040 yılına kadar tüm yeni otomobil ve kamyonet satışlarının sıfır emisyon olması hedefleniyor. Mutabakat, benzinli ve dizel motorlu araçlar için yolun sonuna işaret ediyor.
Mutabakatta yer alan taahhütler, küresel otomobil satışlarının yaklaşık 3’te 1’ine denk geliyor. Anlaşmayı imzalayanlar, küresel otomobil pazarının yaklaşık yüzde 15’ini, yani 11,5 milyon aracı oluşturuyor.
Başta Avrupa Birliği olmak üzere, içten yanmalı motorların kullanımdan kaldırılma tarihlerini açıklayan ülke ve bölgeler, küresel otomobil satışlarının yüzde 29’undan fazlasını temsil ediyor.
Dünyanın önde gelen iki otomobil üreticisi Toyota Motor Corp ve Volkswagen AG’nin yanı sıra büyük otomobil pazarları Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya, sıfır emisyona geçişteki zorlukları vurgulayarak, mutabakata imza atmadı.
Mutabakat’ın imzacıları arasında Ford, General Motors, Volvo, Aviva, Leaseplan, Novo Nordisk, Sainsbury’s, Siemens, Tesco, Uber, Unilever gibi şirketler var. İmza atan 33 arasında Türkiye, Hindistan, Yeni Zelanda, Polonya, İngiltere gibi ülkeler yer alıyor.
Bu arada, BMW’nin mevcut otomobil satışlarının yüzde 26’sından fazlası, sıfır emisyonlu versiyonlar için benzinli ve dizel araçların aşamalı olarak kaldırılmasını taahhüt eden coğrafyalarda bulunuyor.
Stellantis’in (Chrysler, Citroen, Fiat, Jeep, Opel, Peugeot’nun sahibi) otomobil satışlarının yüzde 48’i, benzinli ve dizel araçların kullanımdan kaldırılmasını taahhüt eden ülkelerde gerçekleşecek. Otomobil üreticilerinin taahhütleri ABD pazarının neredeyse yüzde 30’unu oluşturuyor.
ABD ve Çin’den sürpriz iş birliği
Dünyanın en büyük iki kirleticisi ABD ve Çin, sürpriz bir ortak bildiri yayınladılar ve “iklim eylemini ve işbirliğini güçlendirme ve hızlandırma” konusundaki kararlılıklarını dile getirdiler. Aktivistler ve politikacılar, iklim işbirliğini geliştirme sözü veren bu ortak bildiriye ihtiyatla yaklaşırken, AB ve BM, hareketi cesaret verici ve önemli bir adım olarak değerlendiriyor. ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’in önümüzdeki hafta sanal ortamda bir araya gelmesi bekleniyor. Anlaşmanın son 10 aydır devam etmekte olan 30 toplantı sonrasında gerçekleştiği de ifade ediliyor. Yapılan ortak açıklamada, Çin’in 2026-2030 arasında kömür tüketimini aşamalı olarak sonlandıracağı ve metan gazı emisyonlarını azaltacağı yer alıyor.
Ulaşımda sıfır emisyon
Hükümetler, gelişmiş piyasalarda en geç 2035 yılına, dünya genelinde ise 2040 yılına kadar tüm yeni otomobil ve kamyonet satışlarının sıfır emisyon olması için çalışacak.
Orijinal parça üreticileri 2035 veya daha öncesinde gelişmiş piyasalarda yüzde 100 sıfır emisyonlu yeni otomobil ve kamyonet satışlarına ulaşmak için çalışacak.
Filo sahipleri, 2030’a veya piyasaların izin verdiği daha erken bir tarihe kadar otomobil ve kamyonet filoların yüzde 100’ünün sıfır emisyonlu araçlar olması için çalışacak.
Gelişmekte olan ekonomilerin imzacıları sıfır emisyonlu araçların hızla yaygınlaşması ve benimsenmesi için yoğun bir şekilde çalışacak.