1950 kuşağının özgün ve farklı bir dili olan önemli öykücüsü Vüs'at O. Bener, döneminin çok önemsediği bir yazardır.
Vüs’at O. Bener, 1922 yılında Samsun’da dünyaya geldi. Yazar Erhan Bener kardeşidir. İlkokulu Erzurum’da, ortaokulu Sivas’ta okuduktan sonra, Bursa Askeri Lisesi’ni bitirdi. 1957 yılına kadar subaydı, yüzbaşı iken istifa etti. Çeşitli kamu kurumlarında görev yaparken hukuk okudu ve bitirdi. 1950’de bir öykü yarışmasına ’Dost’ isimli öyküsü ile katıldı, ilgi çekti. Öykü, 3 sıradan kişi arasındaki kısa anlardan oluşur. Kişilerin hepsi huzursuz ve iç sıkıntılıdır. Huzursuzluğun nedeni yoktur ama hazırlayan koşullar hep karşımıza çıkar. Sıkıntılı hal, Bener’in tüm öykülerinin ortak izleğidir. İstekleri dışında bir Anadolu kasabasına gelmiş insanlar bu öykülerde yer alır. Bu ’kasaba‘ Bener’in anlatımıyla sonsuz bir hapishanedir. Mutlakçı bir söylemden uzak, anlatımı çoğaltan, göstermekten ziyade sezdiren bir anlatım tekniği egemendir. Düzyazı haline getirdiği şiirsel dil ve yenilikçi yazınsal tutumu çok önemlidir. Hiçlik ve bunaltıdan oluşan varoluşçu düzenine kendine has ayrıksı bir dil eşlik eder. Bu yaşantıda umut ’yoktur’, buna karşılık yaşamın anlam kaybı hep ’var’dır. Sıkıntılar aşılamadığından tatmin öne çıkar ve tüketici hazzı esas olur.
Geride 8 öykü kitabı,3 oyun, 2 roman, 3 anlatı ve manzumelerden oluşan 1 şiir kitabı bırakan Bener’in eserleri İngilizce, Fransızca ve Almanca’ya çevrildi. ’Kurmacasız Bir Yaşam’ adıyla kardeşi Erhan Bener ile gerçekleştirdiği anlatı, alanının en iyi örneklerindendir. Ama Bener’in asıl şöhreti öykücülüğüdür.
1963’te ‘’Ihlamur Ağacı’’ ile Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü’nü, ‘’İpin Ucu’’ oyunu ile 1980’de Abdi İpekçi A rmağanı’na layık görüldü. 2005 yılında TÜYAP 24. Kitap Fuarı’nın ’Onur Yazarı’ olarak seçildi ama hayatını kaybettiği için ödülünü eşi Ayşe Bener aldı.
Vüs’at O. Bener, benim 1950 kuşağından beğeni ile okuduğum, hikâyelerinden bazı bölümlerini ezbere bildiğim bir yazardı. “Elini ayağını öpeyim, borç ver debeleneyim, öl de öleyim” bir hikâyesindeki yer alan bu cümlesi, yıllarca dilimden düşmedi.
1950 kuşağı hikâyecilerimizin içinde ’özgün’ yazan, çok iyi Türkçe kullanan basit anlatımlı bir yazar olarak Bener’i saygıyla anıyorum. Yazım yaşamında Yapı Kredi Yayınları’nca basılan eserleri, ölümünden sonra Everest yayınlarınca toplu eserler olarak yayımlandı.
GÜNÜN NOTU:
75. Frankfurt Kitap Fuarı ödülü, Filistin asıllı Adania Shibli‘nin ’Küçük Bir Ayrıntı’ adlı eserine verildi.