2020’nin ilk söyleşisi için Nestlé Türkiye CEO’su Angsar Bornemann ve Nestlé Türkiye Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Zeynep Sungu’yla bir araya geldik. Türkiye’ye geçtiğimiz yıl gelen Bornemann “Ben kendimi Nestlé Organizasyonunda Türkiye’nin elçisi olarak görüyorum” diyerek sözlerine başladı ve Nestlé’nin ülkemize yatırımlarının artması için çalıştığını anlatarak şunları söyledi:
“Türkiye’ye gelip İstanbul’u, fabrikamızı, ekibimizi gören herkes çok olumlu izlenimlerle ayrılıyor. Global Başkanımız Mark Schneider Eylül ayında Türkiye’ye geldi. İlk ziyaretiydi. Çok olumlu izlenimlerle ayrıldı.“
Dünyadaki üçüncü ofis İstanbul’da
500 fabrikası ve 325 bin çalışanıyla bir dünya devi olan Nestlé, 190 ülkede 1 milyar kişiye dokunuyor. 150 yaşındaki kuruluş, 110 yılı aşkın süredir ülkemizde faaliyette bulunuyor.
Türkiye’nin ilk doğrudan yabancı yatırımlarından biri olan Nestlé, 1909 yılında Londra ve Paris’in ardından dünyadaki üçüncü satış ofisini Karaköy’de açtı. 1927 yılındaysa, Türkiye’nin ilk çikolata fabrikasını Feriköy’de hizmete sundu.
Bugün, hızlı tüketim ürünleri sektöründe 3 yıldır en hızlı büyüyen 5 şirket arasında yer alan Nestlé Türkiye, 12 kategoride yaklaşık 50 marka altında 800’ü aşkın ürüne sahip.
Bursa Karacabey ve Kestel’deki toplam dört fabrikasında yüzde 92 oranında yerel ham madde kullanarak üretimini sürdürüyor. 3.800 kişiye doğrudan, 7 bin kişiye dolaylı istihdam sağlıyor. Türkiye’deki üretilen ürünler 32 ülkeye ihraç ediliyor.
1.7 milyar dolar Ar-ge’ye
Nestlé’nin dünya çapında yaklaşık 30 Ürün Geliştirme ve Ar-Ge merkezi var. Yılda 1,7 milyar ABD Doları gıda ve beslenmenin geleceğine katkıda bulunmak amacıyla Ar-Ge’ye ayırıyor. 5 bin bilim insanının çalıştığı şirket, yılda 300’ün üzerinde bilimsel doküman yayınlıyor. Portföyündeki ürünlerde şeker, sodyum ve doymuş yağ oranını azaltırken sebze ve tam tahılları artırmak için araştırmalar yapan Nestlé, çevre ve toplum için de projeler geliştiriyor.
Ortak değer yaratma
Nestlé, “Ortak Değer Yaratma” yaklaşımı kapsamında beslenme, kırsal kalkınma ve çevreyi koruma konularına ağırlık veriyor. Birleşmiş Milletler Küresel Sözleşme (UN Global Compact) çerçevesinde belirlenen 17 sürdürülebilir kalkınma hedefini temel alıyor.
Küresel olarak 42 taahhüt ortaya koyan kuruluş, 2030 yılına kadar üç hedefle yola devam etmeye kararlı : 50 milyon çocuğun daha sağlıklı yaşamasına ve faaliyet gösterdiği ülkelerdeki 30 milyon kişinin refah seviyesini iyileştirmeye katkıda bulunmak. Bunları yaparken operasyonlarının çevreye etkisini sıfıra indirmek.
Çevre taahhütleri
Nestlé, doğal çevre üzerindeki etkisini minimuma indirmek için büyük adımlar atıyor.. Bugüne kadar, ambalajların yeniden düzenlenmesi çabaları kapsamında Türkiye’deki ambalaj materyallerinin yüzde 92’si geri dönüştürülebilir hale getirdi. Karacabey ve Kestel’deki tüm üretim tesislerinde sıfır atık hedefine ulaştı. Tüm Nestlé tesislerinde tek kullanımlık plastik kullanımı sonlandırdı.
Önümüzdeki beş yıl içindeyse , ambalajlarının tümü yeniden kullanılabilir ya da geri dönüştürülebilir olacak. Pet şişelerde yüzde 35 oranında geri dönüştürülebilir içerik kullanılacak. Ayrıca, sıfır sera gazı emisyonu hedefi yakalanacak
Fıstığımız bol olsun
Nestlé Türkiye CEO’su Angsar Bornemann’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye’de son 8 yılda Ortak Değer Yaratma çatısı altındaki projelere 14 milyon TL değerinde yatırım yapılmış.
Kuruluşun uzun vadeli projelerinden birisi olan Fıstığımız Bol Olsun projesi 210 bin kişinin geçim kaynağı olan Antep fıstığında sürdürülebilir tarım uygulamaları yaratıyor. Böylece, verim ve kalitenin yükseltilmesine, bu yolla üreticilerin gelirlerinin artırılmasına ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunuyor.. TEMA Vakfı iş birliğiyle 2011 yılında başlatılan proje, Türkiye’de toplam Antep fıstığı üretiminin yüzde 30’unun gerçekleştirildiği Gaziantep’te yürütülüyor.
Proje kapsamında bugüne kadar yaklaşık 3 bin çiftçi eğitim, mentorluk ve danışmanlık hizmetlerinden yararlandı. 155 örnek bahçede 2018 sonu itibarıyla komşu bahçelere kıyasla yüzde 113 verim artışı sağlandı. Sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla hastalık ve haşere yüzde 82 oranında azaltıldı.
Sağlıklı Adımlar Projesi
“Daha Sağlıklı Çocuklar için Nestlé” (Nestlé for Healthier Kids) adlı küresel sosyal sorumluluk inisiyatifini yürüten Nestlé bu inisiyatifle 2018 sonu itibarıyla 86 ülkede 29 milyon çocuğa ulaştı.
Türkiye’de 2012 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliğiyle ve “Beslenebilirim” adıyla başlayan, 2017 itibariyle fiziksel aktivite modüllerinin de eklenmesiyle “Sağlıklı Adımlar” adını alan proje de bu global programın bir parçası. İlkokul 3. sınıf öğrencilerine yönelik “Sağlıklı Adımlar” projesi ile: Çocuklara Hayat Bilgisi ile Beden Eğitimi ve Oyun derslerinde yılda 32 saat sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam konularında eğitim veriliyor. 7 yıldır devam eden proje ile bugüne kadar 15 ilde 76 okulda 86 bin çocuğa, 172 bin aileye ve 2.900 öğretmene ulaşıldı.. 2019-2020 eğitim öğretim yılında 17 ilde 172 okulda 31 bin öğrenci, 62 bin veli ve 1.140 öğretmene ulaşılması planlanıyor.
Birlikte koruyalım
Kahvaltılık Gevrekler, WWF-Türkiye iş birliği ile yaşamı tehdit altında olan hayvanlara dikkat çekmek için yaratılan Birlikte Koruyalım Projesi, Adana Akyatan Yaban Hayat Koruma Sahası’nda 20 bin yavru yeşil deniz kaplumbağasının güvenle denize ulaşmasına destek oldu.
Su eğitimi
WET Nestlé Waters Türkiye, çocukların daha fazla su içmesini teşvik etmek için TEGEV ile iş birliğine gitti. Eğitimciler ve Çocuklar İçin Su Eğitimi (WET) Projesi kapsamında çocuklar arasında su tüketimini artırmak için WET modülü oluşturuldu. İki yıl içinde 10 bin çocuk, öğretmenleri ve ailelerine erişildi. Üretim tesislerinin yakınında yer alan 5 köyde su kaynaklarının korunmasına yönelik olarak yerel yönetimlerle iş birliği içinde pilot projeler oluşturuldu. Boru hattı bakım desteğiyle 2019 yılında 400 milyon litre su tasarrufu sağlandı.
***
18 bin kadına teknoloji eğitimi
Teknosa’nın 2007 yılından bu yana Habitat Derneği ile birlikte sürdürdüğü Kadın için Teknoloji ücretsiz teknoloji eğitimlerinin bu yılki serisi tamamlandı. Bugüne kadar 66 ilde, 18 bin kadının faydalandığı eğitimlerde 2019 yılında iki bin kadına ulaşıldı.
Projenin 2019 yılı çalışmaları kapsamında Şanlıurfa, Trabzon, Aydın, Bursa, Kayseri, Manisa, Adana, Hatay, Malatya, Adıyaman ve Kırklareli illerinde yaklaşık 2 bin kadına eğitim verildi.
Kadın için Teknoloji eğitimleri kapsamında bilgisayar kullanım alanları ve temel kavramları, internete giriş ve e-posta gönderimi, sosyal medya ve mobil cihaz kullanımı hakkında bilgiler veriliyor. 16 saatlik eğitim sonunda dijital okuryazar haline gelen kadınlar, sosyal medya platformlarını etkin şekilde takip edebiliyor ve bu kanallardan kendi girişimlerinin tanıtımını yapma fırsatı da buluyor.
***
SAP Genç Profesyoneller Programı Türkiye’de
“SAP, 2012 yılında kurduğu SAP Eğitim ve Gelişim Enstitüsü (SAP Training and Development Institute) ile gençlere eğitim ve sürdürülebilir çalışma olanakları yaratıyor. Program, üniversiteden yeni mezun olmuş ancak bir işe yerleşememiş gençlerin gelişim planına dayalı 2 - 3 ay süren kapsamlı bir eğitim sunuyor.
Programın kapıları, mezuniyet sonrası 3 yıl içerisinde iş bulamayan ya da niteliklerine uygun bir işe giremeyen üniversite mezunu gençlere açık. Seçim süreci; mülakatlar, değerlendirme merkezi uygulamaları, bilişsel test, kişilik profili oluşturma gibi adımları kapsıyor.
Program kapsamında dünya genelinde 22 ülkede 2.550’nin üzerinde genç eğitim aldı ve bu gençlerin yüzde 99’u SAP iş ortaklarında ve müşterilerinde istihdam edildi.
Türkiye’de İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te şu ana kadar 75 genç, katıldıkları eğitimlerin sonunda müşteri ve iş ortağı ekosisteminde “SAP Danışmanı” unvanıyla istihdam edildi. SAP’nin Büyük Veri teknolojilerini kapsayan dördüncü etap ise 27 gencin katılımıyla ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nde bulunan CoZone’da devam ediyor.
Eğitim programının içeriği, gençlerin işe başladıkları ilk günden itibaren çalışma hayatına hazır olmaları, teknik alanlarda uzmanlaşarak şirketlerine yepyeni bakış açıları kazandıran bireylere dönüşmeleri için özel olarak tasarlandı.