En iyimser tahminle yaşanan bu küresel şokun normale dönmesi haziranı bulacaktır. Ancak iyileşmenin 'V' şeklinde olma ihtimali gene de oldukça düşük. 'L' şeklinde uzun süreli bir durgunluk ortamı ihtimali daha yüksek görünüyor.
Piyasaların korona pandemisinin iktisadi etkilerinin tahmin edilenden daha büyük olacağını idrak etmesi sonucunda borsalardaki satışlar “panik satış”a döndü. Fed’in piyasalara “sınırsız” likidite vereceğini ilan etmesi bile piyasaları yatıştıramadı. En nihayetinde piyasalar Cumhuriyetçiler ve Demokratların anlaşarak yasalaştırdıkları 2 trilyon dolarlık pakete tepki vererek ABD borsalarının (ve dolayısıyla da diğerlerinin) yüzde 10’a yakın yükselişlerle toparlanmasını sağladı. (Mamafih, ABD borsaları korona paniği öncesine göre hâlâ yüzde 25 civarında düşük bir seviyede. Ayrıca vadeli piyasalar bu yükselişin pek de devam etmeyeceği sinyalini veriyorlar.) Pakette, şirketlere kredi ve yardım sağlamak için kullanılabilecek 500 milyar dolar yer alıyor. Ayrıca küçük işletmeler için 350 milyar, sağlık hizmetleri için 150 milyar, havacılık şirketleri için ise 50 milyar dolar ayrılmış durumda. Bireyler için paket, düşük ve orta gelirli Amerikalılara her yetişkin için 1.200 dolar, ayrıca her çocuk için 500 dolar doğrudan ödeme sağlayacak. İşsizlik sigortası dört aya uzatılırken primleri haftada 600 dolar artırılmakta. Bu saydığım önlemler az buz şeyler değil; buna rağmen piyasalardaki düzeltmenin limitli kalacak gibi gözükmesi ilginç. Öyle ki, ABD ve İngiltere gibi daha serbest piyasacı, daha damardan kapitalist ülkeler ciddi bir ikilem ile karşı karşıya kalmış vaziyetteler: Salgının gelişimini önlemek için karantina ve ev hapsi uygulamalarını daha genişletip uzatmaları gerekiyor. Ancak bunu yaparlarsa da ekonomilerinin bir ‘buhran’a (depresyon) girme ihtimali belirmekte.
Resesyonun bir buhrana dönüp dönmemesi hastalığın küresel ölçekteki seyrine çok bağlı. Pandeminin ne kadar hızlı bir şekilde kontrol edilebileceği ve söneceği kritik önemde. Alınan sert önlemler sonucunda Wuhan’da karantina salgının başlamasından yaklaşık 3 ay sonra kaldırılmakta. Ayrıca, sadece iki hafta boyunca tam olarak evlere kapanmış olan İtalya’da pandeminin zirvesine ulaşılmış gibi görünüyor. Belki bir iki ay içinde İtalya da serbesti gelecek. Ancak İngiltere ve ABD gibi ülkeler ise daha yeni sokağa çıkma yasağı durumuna geliyor. Ve bu ülkelerde önlemlerin geç devreye sokulması bu salgının daha geç gücünü kaybetmesi demek. Kısacası, en iyimser tahminle yaşanan bu küresel şokun normale dönmesi haziranı bulacaktır. Ancak iyileşmenin hızlı ve keskin olma ihtimali (V şeklinde bir düzelme) gene de oldukça düşük. Bundan şüphe etmek için iki sebep var: Birincisi, küresel ekonomi salgın etkilemeden önce de durgunluğa çok yakındı. Japonya, Avrupa ve ABD’nin 2020 büyüme beklentileri sırasıyla yüzde 0.2, 1.2 ve 2 idi. (Şimdi bu beklentiler -2.6, -4.7 ve -2.8’e düşmüş durumda.) Enerji ve emtia fiyatlarındaki çöküş ise zaten kaç zamandır satış yemekte olan gelişmekte olan ülkelerden fon çıkışını daha da hızlandırmış vaziyette. Çin’in de, 2008’den farklı olarak, hızlı bir şekilde eski yatırım, üretim ve ticaret seviyelerine geri dönmesi oldukça zor olacak. Geçen sene yüzde 6 olan Çin’in büyüme oranı bu sene yüzde 2 civarlarında kalabilir.
“V” şeklindeki düzeltme konusunda soru işareti yaratan diğer etmen ise böyle bir hem arz, hem talep şokuyla karşı karşıya kalan ekonomilerde bu türden bir daralma ile birlikte gelirlerin çökmesi ve işsizliğin hızla artıyor olması. Bu durum da, çarpan etkisi yaratarak özellikle finansal olmayan şirketleri zora sokmakta. Üstüne üstlük ABD’de şirket bilançoları zaten oldukça zayıf bir durumda. 2008 Krizi’nden beri neredeyse daimi bir şekilde piyasalara düşük faizli fon sağlanmış olması nedeniyle finans-dışı şirketlerin borç yükleri 2007’deki 3.2 trilyon dolardan 2019 sonunda 6.6 trilyona yükselmiş vaziyette. (Çoğu şirket bu “ucuz” fonlarla yatırım yapmak yerine borsadan kendi şirketlerinin hisselerini alarak hissedarlarına “zımni” temettü ödemesi yapmayı tercih etti.) Bu da bu şirketleri faiz artışlarına karşı özellikle “hassas” bir durumda bırakmış bulunuyor. Fed’in borçlanma maliyetlerini düşük tutma girişimlerine rağmen, ucuz borçlanma günleri sona erebilir. Şimdiden şirket tahvillerinin faizleri hızla bir şekilde artmış durumda. Pandemi sadece yaz aylarına kadar sürse bile, bu durum bir borç temerrüt dalgası yaşatabilir. Sonuç olarak, şu an için büyük ekonomilerin bu krizden “V” şeklinde bir toparlanma ile çıkma ihtimalleri “L” şeklinde uzun süreli bir durgunluk ortamında kalmalarına göre daha düşük duruyor.