Belirsizlikler içinde ortak bir gelecek çizmek hala mümkün…

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

2009 yılında kurulan Global İlişkiler Forumu (GİF), dünya meselelerine ilişkin farklı düşüncelerin uyum içinde varolup harmanlanarak bir uzlaşma kültürü oluşturulmasını hedefleyen bağımsız bir düşünce kuruluşu. Barış, refah ve gelişmeye giden yolun herkese açık, kolay erişilebilir ve adil olması gerektiği anlayışını benimseyen ve destekleyen GİF, tüm faaliyetlerinde analitik sorgulama, rasyonel tartışma, yapıcı üslubu temel alıyor. Bilim, ekonomi, teknoloji, toplum, iş dünyası, uluslararası yatırım ve ticaret konularında araştırma ve raporlar yayınlayan GİF’un bugün 370 bireysel, 32 kurumsal üyesi bulunuyor. “Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” başlıklı 15. Global İlişkiler 2024 Zirvesi Feshane İstanbul’da düzenlendi. Global ilişkilerin geleceği farklı boyutları ile masaya yatırıldı.

 

Yunanistan Eski Başbakanı George Papandreou: Türkiye-Yunanistan ilişkilerini güçlendirmek tüm dünyaya örnek oluşturur

15. Global İlişkiler 2024 Zirvesi’nin Keynote konuşmacısı olan Yunanistan Eski Başbakanı George Papandreou, ülkeler arasında zorlukların devam ettiğini, ama dünyanın en büyük ihtiyacının güven ortamını oluşturmak olduğunu söyledi. “Sadece yaşadığımız zorluklar değil, geleceğe karşı sorumluluklarımızı da dikkate almamız gerekiyor” diyen Papandreou, “Dayanışma, güven ve anlayışa ihtiyacımız var. Ne yazık ki küresel organizasyonlar bu değerlere sahip değil” dedi. Papandreou’nun yorumları şöyle:

Güç paylaşımı şart, ABD sınırlarını bilmeli

“Geleceğimizi yeniden hayal etmemiz gerekiyor. Eğitim ve sağlığa erişim, adil yönetim, iklim krizi ile mücadele, gençler ve kadınların güçlendirilmesi, kapsayıcılık, insan hakları, güvenlik gibi odaklanmamız gereken çok sayıda konu var. Fakat bugün, sözler ve eylemler arasında büyük bir uyumsuzluk mevcut. Gerçekleri bir an önce fark etmek zorundayız. Yaşadığımız tüm bu sorunlar insan kaynaklı. İhtiyacımız olan değişimi de sadece biz yaratabiliriz. İhtiyacımız olan, çok taraflılık; işbirliği içinde hareket etmek zorundayız. Güç paylaşımını gerçekleştirmek zorundayız. Bu da, güven ve diyaloğu gerektiriyor. Öncelikle ABD’nin sınırlarını bilmesi gerekiyor. Askeri müdahaleler, askeri maceralar olmaktan ileri gitmiyor. Tüm dünyaya zarar veriyor. Bu noktada, işbirliğini ön plana çıkaran uluslararası organizasyonlara ihtiyacımız var.”

Umudumuzu kaybedersek, onurumuzu da kaybederiz

“Küresel eşitsizlikler hızla artarken, finansman ve kapitalizmin de yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bugün güç ve paranın çok küçük bir azınlığın elinde olduğu bir dönemdeyiz. Siyaset de para ile şekilleniyor. Şirketlerin devletlerden bile güçlü olabildiğini görüyoruz. Hükümetler, sağlık, eğitim ve barınma alanlarında yetersiz kalabiliyor. Güvensizlik artıyor. Çok net bir zihin değişimine ihtiyacımız var. Demokrasinin temel değerlerini sorgulamamız gerekiyor. Kutuplaşma üzerinden siyaset yapan otoriter liderler, toplumların değişmesini, gelişmesini engelliyor. Ortak bir amaca ihtiyacımız var, eğer umudumuzu kaybedersek onurumuzu da kaybederiz. Bu yolda, birbirimize inanmak, güvenmek ve birlikte ilerlemek zorundayız.”

■ 10 temel adım

“Yunanistan ile Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesi bölge barışı için çok önemli” diyen Yunanistan Eski Başbakanı George Papandreou, Yunanistan ve Türkiye’nin, dünyanın iş birliğine en fazla ihtiyacı olan bir dönemde, birlikte harekete ederek çok değerli bir örnek oluşturabileceğini söylüyor. Papandreou bu kapsamda 10 temel adıma dikkat çekiyor:

•Ege Denizi’nde gerginliği azaltmak ve iş birliğine odaklanmak.

•Enerji güvenliği, göç ve iklim konularında ortak çözümler üretmek.

•Kıbrıs konusunda birlikte kararlar alarak, istikrar sağlamak.

•Bölgede barış sağlamak için ortak hareket planı oluşturmak.

•Sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan dönüşüme birlikte liderlik etmek

•Ege ve Akdeniz’de ortak yenilenebilir enerji projelerine imza atmak.

•Dijital çağda, ortak bir inovasyon ekosistemi geliştirmek.

•Vatandaş diplomasisini güçlendirmek için sivil toplumu desteklemek.

•İş dünyası ve gençler arasında ortak çalışmalar yürütmek; ekonomik iş birliklerini geliştirmek, ortak yatırımları hayata geçirmek.

•Eğitim, sanat, kültür alanlarında ortak çalışmalar yapmak.

GİF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay: Yeni küresel iş birliği gündeminde Türkiye güçlü bir çözüm ortağı olmalı

Küresel ekonomi, COVID-19 pandemisinin yıkıcı etkilerinin ardından toparlanmaya ve yeniden şekillenmeye devam ederken, dünya genelinde işgücü piyasalarının ve tüketici davranışlarının durumu karmaşık ve kırılgan yapısını koruyor. Bu durum, jeopolitik gerginlikler, enflasyon ve teknolojik gelişmelerin birleşimiyle daha da zorlu bir konuma geliyor. Ülkeler arasındaki gelişim farklılıklarının sürmesi endişe verici bir eğilim oluşturuyor.

Öte yandan iklim değişikliği ve çevresel bozulma, uzun vadeli riskler yaratıyor. Aşırı hava olaylarının sıklığı tarım, altyapı ve insan geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Gelişmiş ve gelişen ekonomiler arasındaki artan gelir eşitsizliği, sürdürülebilir küresel büyümeyi tehdit ederken, sosyal gerginlikleri ve göç baskılarını artırıyor. İsrail-Filistin meselesi gibi çatışmalar, çözüm bulunamayan bir şekilde bölgesel ve uluslararası istikrarsızlığa neden olmaya devam ediyor. Dünya, yalnızca yapay zekâ gibi teknolojik yeniliklerin değil, aynı zamanda iklim değişikliği kaynaklı kaynak kıtlığı ve istikrarsızlığın etkisiyle yeni bir çağa giriyor. Bu arada, küresel yönetişim parçalı, tutarsız ve hala büyük güç rekabeti etrafında şekilleniyor.

Tüm bu konuların tartışıldığı 15. Global İlişkiler 2024 Zirvesi’nin açılış konuşmasını GİF Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay gerçekleştirdi.

Dünyanın kurallarının yeniden yazıldığı bir dönemde, Türkiye’nin küresel rolünü güçlendirmek için fırsatları çok iyi değerlendirmek zorunda olduğunu vurgulayan, Zeynep Bodur Okyay, “Yeni küresel iş birliği gündeminde, Türkiye güçlü bir çözüm ortağı olmalı” dedi. Zeynep Bodur Okyay’ın yorumları şöyle:

“İklim krizi tüm dünyayı ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan etkiliyor. Enerji alanda karbonsuzlaşma hız kazanıyor. Düşük karbon ekonomisine geçiş tüm dünyanın ana gündem maddesi konumunda. Diğer yandan dünyanın farklı bölgelerinde jeopolitik gerginlikler artıyor. Güç dengeleri yeniden belirleniyor. 2024 yılı dünya nüfusunun neredeyse yarısına ev sahipliği yapan onlarca ülkede seçimlerin olduğu bir yıl. Bu, toplumsal yapıların da dönüştüğü anlamına geliyor. Tüm dünyada kutuplaşma ve eşitsizlikler artarken, hükümetlere ve adalet sistemlerine yönelik güvensizlikler de yükseliyor. Yapay zekâ, yeni bir oyun kurucu olarak hızla yükseliyor; iş dünyası ve ekonomiyi şekillendirmeye başlıyor. Türkiye, bu değişim rüzgârını kaçıramaz. Teknoloji, inovasyon, sürdürülebilirlik ve insan yatırım yapılması gereken öncelikli alanlar olarak ön plana çıkıyor. İş birliği ise her zamandan daha önemli bir konumda. Global İlişkiler Forumu, 370 bireysel üyesi, 32 kurumsal üyesi ile diplomasiden teknolojiye, iklim krizinden ekonomiye vizyoner isimleri bir araya getirerek bir uzlaşma kültürü oluşturmayı hedefliyor. Sahip olduğumuz çeşitlilik, dayanışma ve işbirliği gücümüz sayesinde önümüzdeki tüm zorlukların üstesinden gelmeye hazırız. Türkiye de, üretim, düşünce, yaratıcılık ve inovasyon merkezi olmaya hazır. Yeni küresel iş birliği gündeminde Türkiye’nin güçlü bir çözüm ortağı olması gerekiyor.”

Tüm yazılarını göster