Ahmet Arslan
CPA, MBA
Son günlerde, belediyelerin yüklü miktarda sosyal güvenlik prim borçlarının bulunduğu ve bu borçların kaynakta kesme ve diğer yollarla tahsili yoluna gidileceği yönünde siyasilerin açıklamaları bulunmaktadır. Belediyelerin ve belediye şirketlerinin vergi ve sosyal güvenlik prim borçları yeni bir olgu olmayıp, uzun yıllardır bilinen bir gerçektir. Bu durum belediyelerin sosyal güvenlik prim borçlarının nasıl biriktiği ve ne şekilde ödeneceğinin irdelenmesini gerekmektedir.
Belediyelerin SGK’ya ne kadar prim borcu bulunduğuna ilişkin konsolide güncel bir veri bulunmamakla birlikte 2023 Yılı Mahalli İdareler Genel Faaliyet Raporu’na göre, tüm mahalli idarelerin SGK’ya olan ve henüz yapılandırılmamış prim borcu tutarı toplam 2.6 milyar TL’den (gecikme cezası vb. hariç) ibaret bulunmaktadır. Mahalli idareler, belediyeler, il özel idareleri, belediye bağlı idareleri ve mahalli idare birliklerinden oluştuğundan söz konusu tutarın ne kadarlık kısmının belediyelere ait olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır.
Mahalli idarelerin yapılandırılmış vergi ve SGK prim borçlarının toplam tutarı ise yaklaşık olarak 20 milyar TL düzeyindedir. Söz konusu tutarın ne kadarının belediyelerin sosyal güvenlik prim borçlarına ilişkin olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır.
Öte yandan, belediye şirketlerinin de SGK’ya prim borçları bulunmakta olup, söz konusu kurumlara ait konsolide veri bulunmadığı bu kurumların vadesi geçmiş prim borçlarının toplam tutarı tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada göre belediyelerin ve belediye şirketlerinin SGK’ya olan toplam borcunun 96 milyar TL olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu açıklamadan belediyelere ilişkin prim borcunun neredeyse tamamının belediye şirketlerine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Belediyelerin ve belediye şirketlerinin SGK’ya olan borçlarının birikmesinde belediyelerden kaynaklanan sebepler bulunduğu gibi merkezi yönetimden kaynaklanan sebepler de bulunmaktadır.
Belediyelerce vergi ve SGK prim borçlarının vadesinde ödenmemesinin başlıca nedenleri belediyelerdeki nakit sıkıntısı, uzun yıllardır gecikme zammı oranının nispeten düşük olması nedeniyle belediyelerin bu tür borçları bir nevi finansman kaynağı olarak kullanmak istemeleri ve SGK yönetiminin de konuya yeterli ehemmiyet vermemesinden kaynaklanmaktadır.
Belediye şirketlerinin prim borçlarının yüksek olmasında ise personel çalıştırılmasına dayalı hizmetlerde istihdam edilen personelin 2018 yılında 696 sayılı KHK (Taşeron yasası) ile belediye şirketi çalışanı statüsüne geçirilmesi, bu şirketlere çok sayıda yeni personel alınması ve belediyelerin belediye şirketlerine hakedişlerini tam ve zamanında ödenememesinin de önemli bir etkisi bulunmaktadır.
Aşağıda da açıklanacağı üzere, belediyelerin vadesinde ödenmeyen vergi ve sosyal güvenlik prim borçları söz konusu idarelere 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun gereğince aktarılan vergi paylarından belli bir oranda mahsup edilerek tahsil edilmektedir. Ne var ki, popülist politikaların da etkisiyle söz konusu kesinti bazı dönemlerde yapılmadığı gibi, belediyelere ve belediye şirketlerine karşı cebren tahsil işlemlerine pek başvurulmamıştır.
İlk olarak, SGK’nın süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacakları genel olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’a göre tahsil edilir. Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için %3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır.
6183 sayılı Kanun, uygulayan kuruma 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre birçok ayrıcalık ve doğrudan icra yetkisi vermektedir. Dolayısıyla, SGK’nın ödenmeyen prim alacaklarını söz konusu kanuna göre tahsil etmesi nispeten kolay bulunmaktadır.
İkinci olarak, sosyal güvenlik prim borçları da 5779 sayılı Kanun kapsamında bulunmakta olup, söz konusu kanuna göre belediyelerin SGK’ya olan borçlarına karşılık, bu idareler adına her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılacak tutardan, SGK’nın talebi üzerine, ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından %40 oranına kadar kesinti yapılarak alacaklı idareye (SGK) ödenir. Bununla birlikte, belediye şirketleri söz konusu uygulama kapsamında bulunmamaktadır.
Son olarak, 5510 sayılı Kanun’un geçici 41’inci maddesine göre;
“31/12/2028 tarihine kadar uygulanmak üzere, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dâhil 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 18/6/1999 tarihli ve 4389 sayılı mülga Bankalar Kanunu’na tabi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olan ve kuruma bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçları ile kira ve ecrimisil borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlardan kurum tarafından uygun görülenler Kurumun görevlendireceği üç temsilci ile taşınmazın bulunduğu yerdeki defterdarlık tarafından görevlendirilecek iki temsilciden oluşan komisyon tarafından ve gerektiğinde bilirkişi mütalaası alınmak suretiyle takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak kurum bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin kurumca satın alınabilir.
Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değerine eşit tutarda kuruma ait olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçları ile kira ve ecrimisil borçları terkin edilir.”
Söz konusu kanun hükmüne göre belediyelerin ve belediye şirketlerinin SGK borçları nakit dışındaki kaynaklarla da ödenebilmektedir.
Dolayısıyla, SGK’nın elinde prim alacaklarını tahsil etmek için bir çok enstrüman ve imkan (kaynakta kesinti, takas, doğrudan haciz, gecikme zammı, teminat vb.) bulunmaktadır.
Öte yandan, 5502 sayılı Kanun’a göre SGK idarî ve malî açıdan özerk, kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olup prim borçlarının takip ve tahsiliyle ilgili işlem ve açıklamaların siyasilerce değil, kurumun kendisi tarafından tarafsız bir şekilde icra edilmesi gerekir.
SGK verilerine göre, 2023 yılında SGK’nın yıllık prim gelirleri toplam 1.5 Trilyon TL, toplam giderleri ise 2.2 trilyon TL düzeyinde bulunmaktadır. Söz konusu verilere göre SGK’nın yaklaşık olarak yıllık 700 milyar TL bütçe açığı bulunmaktadır. SGK’nın bu tür finansman açıkları Hazine yardımları (vergiler) ile finanse edilmektedir. Söz konusu açık henüz 2024 yılının ilk 4 ayında yaklaşık olarak 380 milyar TL’ye, hazine yardımı ise yaklaşık olarak 500 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Bu bağlamda, belediye ve belediye şirketleri borçlarının tamamını ödese dahi ödedikleri tutar SGK’nın bütçe açığını kapatmaya ve dolayısıyla emeklilere daha iyi imkanlar sağlamasına da pek yardımcı olmayacaktır.
Belediyelerin ve belediye şirketlerinin SGK’ye prim borçlarının birikmesinde belediye yönetimlerinin aşırı personel istihdamı ve prim borçlarını finansman kaynağı olarak kullanma vb. uygulamalar şeklinde kusuru bulunduğu gibi SGK yönetiminin borçların tahsilinde zamanında yeterli gayret ve iradeyi göstermemesi ve merkezi yönetimin yapılandırma uygulamaları ve belediyelere aktarılan vergilerden yapılan kesintilere ilişkin oranları (kaynakta kesme oranları) bazı dönemlerde düşürmesi veya durdurması gibi popülist politikalarının da etkisi bulunmaktadır.
Gelinen noktada belediyelerin prim borçlarının kaynakta kesme denilen vergi paylarından kesinti yoluyla tahsil edilmesi belediyeleri güç duruma düşürecektir.
SGK’nın elinde prim alacaklarını tahsil etmek için kullanabileceği bir çok enstrüman ve imkan bulunmaktadır. 5502 sayılı Kanun’a göre özerk bir kurum olan SGK’nın söz konusu enstrüman ve imkanları zamanında ve tarafsız şekilde kullanması yerine konunun siyasi polemik haline gelmesi yersizdir.
Öte yandan, belediyelerin ve belediye şirketlerinin SGK’ye prim borçlarını ödemeleri SGK’nın bu yıl yaklaşık olarak 1 trilyon TL’yi geçmesi beklenen bütçe açığını kapatmaya ve dolayısıyla emeklilere daha iyi imkânlar sağlamasına da pek yardımcı olmayacaktır.