Ahmet Arslan
CPA, MBA
2024 yılı mahalli idare seçimleri sonrasında görevi devralmaya hazırlanan bazı belediye başkanlarının devir-teslimin hemen öncesinde belediyelerin içinin devir yapacak belediye başkanlarınca boşaltıldığına dair bazı iddiaları bulunmaktadır.
Söz konusu iddiaların doğruluğu kamu harcama ve ödeme usulleri ve süreçlerinin irdelenmesi suretiyle daha net anlaşılabilir.
Kamu idaresi bütçesinden bir para çıkışının yapılabilmesi için kanunlarla (5018 sayılı Kanun, 4734 sayılı Kanun ve ilgili ikincil mevzuat) düzenlenmiş bulunan harcama ve ödeme süreçlerinin izlenmesi gerekmektedir.
Özet olarak ifade etmek gerekirse; kamu idarelerinde harcama süreci;
1- İhtiyaç talep formunun düzenlenmesi
2- Harcama yetkilisi tarafından harcama talimatı (onay belgesi) düzenlenmesi
3- Yaklaşık maliyetin tespit edilmesi veya piyasa fiyat araştırmasının yapılması
4- İhale veya alım kararı verilmesi
5- Sözleşme düzenlenmesi
6- Mal ve hizmetin yüklenici tarafından teslim edilmesi
7- Teslim edilen mal veya hizmetin muayene ve kabulünün yapılması
8- Faturanın düzenlenmesi
9- Tüm bu evrakların ödeme emri belgesine bağlanarak harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi tarafından ön mali kontrolden sonra imzalanması
10- Ödeme emri belgesinin muhasebe birimine intikal ettirilmesi
11- Muhasebe birimi tarafından evrakların tamlığı ve içeriğinin doğruluğu kontrol edildikten sonra nakdin mevcut olması halinde ödeme yapılması.
Görüldüğü üzere, harcama süreci çok sayıda işlem ve bu işlemleri gerçekleştirecek çok sayıda aktörü kapsadığından dolayı tüm bu işlemlerin 1-2 gün içinde tamamlanması normal şartlarda mümkün değildir.
Devlet idaresinin sürekliliği esas olduğu için devir teslim tarihine kadar harcama yapılmasında yasal bir engel bulunmamakla birlikte, bu süreçte harcama işlemlerine ilişkin belgelerinin tarihlerinin hemen hemen aynı olması yani harcama işlemlerinin ve ödemelerin 1-2 gün içinde gerçekleşmiş gibi gösterilmesi söz konusu harcamaya ilişkin mal ve hizmetlerin gerçekten alınıp alınmadığı konusunda şüphe doğurur.
Teslim edilmeyen mal ve hizmetin teslim edilmiş gibi gösterilmesi kamu zararı olduğu gibi adli açıdan evrakta sahtecilik ve zimmet suçunu oluşturur.
Aynı şekilde, herhangi bir kanıtlayıcı belge bulunmadığı halde sadece faturaya istinaden ödeme yapılması da kamu zararı olduğu gibi tipik bir zimmet suçudur.
Öte yandan, 5018 sayılı Kanun’a göre belediye başkanları üst yönetici statüsünde bulunmakta olup, söz konusu idarecilerin harcama ve ödeme süreçlerine müdahil olmaları kural olarak yasaklanmıştır. Bu nedenle, normal şartlarda belediye başkanının tek taraflı imzasıyla belediye bütçesinden harcama ve ödeme yapılması yasal olarak mümkün değildir. Bu durumda ödeme emri belgesi üzerinde harcama yetkilisi olan birim müdürleri yerine belediye başkanının imzasının bulunduğu gören muhasebe yetkilisinin ödeme yapmaktan kaçınması gerekmektedir.
Belediye başkanının sözlü talimatıyla harcama yetkilisinin usulsüz harcama yapması halinde ise sorumluluk tamamen harcama yetkilisine ait olacaktır.
Aynı şekilde, belediyelerde ödeme yapma yetkisi muhasebe yetkilisi olan mali hizmetler müdürüne ait olup, söz konusu kişi dışında herhangi bir görevlinin belediyenin banka hesabından ödeme yaptırma yetkisi bulunmamaktadır. Muhasebe yetkilisi dışındaki bir kimsenin belediyenin banka hesabından ödeme yaptırması adli bir suç olduğu gibi bankanın da yasal sorumluluğunu gerektirir.
Yetkili ve görevli bulunmadığı halde bir kimsenin belediyenin parası üzerinde tasarrufta bulunması ise hırsızlık suçudur.
Kamu idarelerinde usulüne uygun şekilde yapılan bir harcamaya ilişkin ödemenin de bir takım usul ve esasları bulunmaktadır.
Belediyelerde en önemli mali sorunlardan biri nakit yetersizliği olduğu için yapılmış olan harcamalara ilişkin tutarlar genellikle bütçe emanetleri olarak adlandırılan borç hesaplarına alınıp, nakit mevcudu sağlandıkça ödenir. 5018 sayılı Kanun’a göre yüklenicilerin hak edişlerinin ödenebilmesi için öncelikle belediyenin vergi, SGK ve mahkeme ilamlarında yazılı borçlarının ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu borçların ödenmesinden sonra nakit mevcudunun olması halinde ise borçlar fatura tarihlerine yani muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir.
Bu durumda belediyenin vergi ve SGK borçları ödenmeden yüklenicilere ödeme yapılması veya ödemelerde fatura tarihlerine yani muhasebe kayıtlarına alınma sırasına riayet edilmemesi muhasebe yetkilisinin yasal sorumluluğunu gerektirir.
Öte yandan, devlet borçlarında zamanaşımı süresi 5 yıl olduğu için mevcut belediye başkanı döneminde usulüne uygun şekilde yapılan harcamanın sonraki belediye başkanı döneminde ödenmemesi söz konusu olamaz.
Belediyelere ait taşınır veya taşınmaz mallar devredilebilir mi?
5018 sayılı Kanun ile söz konusu istinaden yayımlanan ikincil mevzuat düzenlemelerine göre kamu idarelerine ait taşınır veya taşınmaz mallar belli şartlar altında sadece diğer kamu idarelerine devredilebilir veya geçici olarak tahsis edilebilir.
Söz konusu şartlar arasında kamu yararının bulunması ve devredilen kamu mallarının kamu hizmetlerinde kullanılması yer almaktadır.
Şartlara aykırı şekilde gerçekleşen devir ve tahsislerin ise idari dava yoluyla iptali ve görevlilerin yasal sorumluluğun tespiti mümkün bulunmaktadır.
Sonuç
Kamu idarelerince yapılan her mali işlem genellikle banka, elektronik işlem, görevlilerin imzası vb. süreçlerden geçtiğinden mutlaka bir iz bırakır.
Bu bağlamda kamu idarelerinde belediye başkanı vb. tek bir görevlinin dahliyle işlem yapılması teknik ve yasal olarak mümkün değildir.
5018 sayılı Kanun’a göre de belediye başkanı harcama yetkilisi veya muhasebe yetkilisi statüsüne sahip bulunmadığından yani kanunda söz konusu görevlinin harcama ve ödeme süreçlerinde yer alması yasaklanmış bulunduğundan belediye başkanı tek başına harcama ve ödeme yapamaz. Bu durumda belediye başkanının ödeme yaptırmak için harcama yetkilisi veya muhasebe yetkilisine ihtiyacı bulunduğundan yeterli dayanak belge bulunmadan ve/veya usulüne uygun bir süreç izlenmeden belediye başkanının tek taraflı talimatıyla harcama ve ödeme yapılması harcama yetkilisi veya muhasebe yetkilisinin yasal sorumluluğunu gerektirir.
Hiçbir dayanak belge olmadan belediyenin kasa veya banka hesabından para çıkışı yapılması kamu zararı olduğu gibi adli açıdan zimmet, hırsızlık, evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma vb. suç oluşturur.
Öte yandan, belediyelere ait taşınır veya taşınmaz malların şartlara aykırı şekilde başkalarına devir ve tahsis edilmesi halinde ise bu işlemlerin idari dava yoluyla iptali ve görevlilerin yasal sorumluluğun tespiti mümkün bulunmaktadır.
Kaynakça
www.maliekonomim.com