Sevgiliye; 3 vaat et, 4 ver. Senden iyisi yoktur. Yine aynı sevgiliye; 10 vaat et, 8 ver, senden kötüsü yoktur. Üstelik 8, 4'ün 2 katı olmasına rağmen... Buna, beklenti yönetimi diyoruz. Ekonomideki karşılığı şu; "önce beklenti oluştur ve sonra bu beklentiyi yöneterek istediğini yaptır." Çünkü her şey algıya dayanıyor ve algılar da bir süre sonra gerçeğe dönüşüyor.
Dünya, çeyrek yüzyıldır beklenti yönetimini, (expectation management), yalnızca ekonomide değil, siyaset, sosyoloji ve yönetimde de uyguluyor. Vaat edilen geleceğin benimsenmesi ve toplumun bu beklentilere uyması, iletişim devriminin de katkısıyla, "kullananın elinde", mucizeler doğurabiliyor.
İŞE GÜVEN OLUŞTURARAK BAŞLA
Beklenti yönetiminin gücü ve enerjisi, bunu yöneten kuruma duyulan güven ve itibardan besleniyor. Gerek şart bu "güven"dir. Yeter şart ise "beklentinin" hayatın pratiğiyle çelişmemesidir. Aklı dışarıda bırakan hiçbir beklenti, sürdürülebilir olamadığı gibi işe de yaramıyor.
Beklenti yönetimi, sadece sevgililerin ilişkilerini iyi tutması için yoktur. Bir şirket çalışanı için beklenti yönetimi, görev tanımını her iki yönde (çok çalışmak ve kaytarmamak) abartıldığında önem kazanır. İşe 9'da gelmesi beklenen çalışan, bunu abartır sürekli 7'de gelirse, herkes gibi 9'da işe geldiğinde "geç kalmıştır" ve oluşturduğu beklenti, başına dert açabilir.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Yönetici beklentiyi yönetmeli mi?
Evet. Aynı şirketin tepe yöneticisi, çalışanından daha fazla beklenti yönetimi ustası olmak zorundadır. Neticede onlarca, yüzlerce çalışanın kurumdan, kendisinden, hayattan, kariyerden beklentileri vardır. Genelde herkesin isteğini karşılayan yöneticiler değil, bu istekleri doğru dozda yönetenler sevilir, sayılır.
Kent yöneticisi ne yapmalı?
Kent yöneticilerinin beklenti yönetimi, daha hassas ve daha karmaşık yapıdadır. Kentin lideri, hemşerilerinin beklentilerine "doğru dozda" karşılık veremez ise, ağzıyla kuş tutsa, yaranamaz. Nice belediye başkanı bilirim, güven üzerine inşa ettiği beklenti yönetimiyle hem yeniden seçilmiş hem de daha fazla hizmet üretebilmiştir.
NOT
MERKEZ BANKASI’NIN MERKEZ VASFI GİTTİ, SIRADAN BANKALAŞTI
Bu; ekonomi yönetiminin ve özellikle Merkez Bankası’nın göstereceği tutum ile belirlenir. Eğer piyasa sizin sözünüze güveniyorsa, hiçbir politika enstrümanı kullanmadan dahi kuru denetler, fiyat istikrarını sağlarsınız.
Ancak yönetime güven kalmamışsa, beklenti; sizin biran önce değişmeniz yönünde olacaktır. Bu yüzden iletişimi diri ve duru tutmak, verdiği sözü yerine getirmek ve beklentiyi yönetmek hayati önem arz eder.
Merkez Bankası’nın “merkez” vasfını yitirdiği ve daha ziyade “banka” gibi sıradanlaştığı dönemde, ilan ettiği politika faizinden yayınladığı enflasyon raporuna dek, hiçbir beklentiyi yönetemiyor olması, politika bağımlısı olmasından kaynaklanıyor. Oysa Merkez Bankası güven oluşturabilseydi, enflasyon bu düzeyde olmazdı.