Batik’te yolun sonu mu?

Jale ÖZGENTÜRK Ekonomi Fısıltıları

Abdullah Kiğılı Türkiye’de hazır giyim ve perakende sektörünün duayen isimlerinden biridir. 1980 öncesinde erkek giyiminde Anadolu’ya mal veren bir üretici ve toptancıydı. Sonra ihracatçı oldu. Ardından da 2000’lerin sonunda başlayan alışveriş merkezi rüzgarının kuvvetlenmesini sağlayan isimler arasında yer aldı.

Yıllardır her yeni AVM projesinde ilk kapısı çalınan kişilerdendir Abdullah Bey. Kiğılı’nın Türkiye’deki 450 AVM’de 225 mağazasının bulunması da bunu doğruluyor.

Bu nedenle Kiğılı’nın geçen hafta ortaya çıkan zehir zemberek açıklamaları büyük yankı buldu. Arkadaşım Vahap Munyar’ın köşesinde açıklamaların 120 gün önceki bir röportajdan alındığını öğrensek de, söyledikleri hiç göz ardı edilecek gibi değil.

GERÇEKLER ACI

Aslında Kiğılı’nın sektöre yönelik endişeleri Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiği 2016’da başlamıştı. Geçmiş röportajlarına da baktım, o yıldan sonra her konuşmasında bir krizin geldiği haberini veriyor. Kiğılı faizlerin düşmesiyle sıkıntıların azaldığı vurgusunu yapsa da perakendede gerçekten ciddi bir kriz olduğu yadsınamayacak bir gerçek.

AVM’lerde ayakkabı markası neredeyse kalmadı, marka değişimleri çok hızlı. Birkaç büyük AVM dışında çoğunluğu artık adını yeni yeni duyduğumuz markalar oluşturuyor. Yeni açılan bazı lüks AVM’lerde ise markaları çekebilmek için neredeyse kira bile istenmediğini duyuyoruz.

Sık sık yazıyoruz. Bu sorunların büyümesinde ekonomide yaşanan sorunlar, AVM’lerde uzun süre uygulanan dövizli kiralar, kiraya dönüşen ortak alan giderleri etkili olsa da en önemli hatalardan biri perakendecilerin değil mi?

Hiçbir fizibilite yapmadan, o marka açıyor ben de açmalıyım düşüncesiyle büyüme çabası bugünleri hazırladı. Şimdi de yaprak dökümü yaşanıyor.

BATİK DE RÜZGARA KAPILDI

Bunları neden yazdım? AVM’lerin önemli markalarından biri olan Batik’te bir süredir bazı gelişmeler var. Namık, Tarık, Mahmut, Cevdet Ziyal kardeşlerin 1980’lerin başında İstanbul Osmanbey’de kurduğu Batik, Türkiye’nin dışa açılma sürecinde üretim ve ihracatla işe başladı.

2012’de ise Türkiye’nin zora düşen ve icrada satılan giyim markası Tiffany’i de bünyelerine katarak büyümesini hızlandırdı. Satış noktaları bir dönem yurt içi ve yurt dışında 120 mağazaya kadar çıkan Batik, son iki yıl içinde mağaza kapatmaya başladı. Özellikle 2019’da amiral sayılabilecek Marmara Forum, Optimum, Arena Park, Armonu Park, İstanbul Forum, Akasya, Safir, İstinye Park, Venezia, Maltepe Park, daha bir yıl önce açılan Viaport, Cevahir gibi AVM’lerle Osmanbey, Kadıköy mağazalarının kapısına kilit vuruldu.

ORTAKLIK BOZULDU

2017’de kar payı dağıtmak yerine paranın olağanüstü ihtiyatlara ayrılmasına karar verse de şirketin ekonomik sıkıntıları büyüyor ve aldığım duyumlara göre konkordato talebi de kabul edilmedi. 2019’de tüm amiral mağazalarını kapatma kararı alan Batik’te aile şirketi de çözülmeye başladı. Ortaklardan Namık, Metin, Osman ve Tarık Ziyal ayrılma kararı aldı.

Şirketin şu anda tek ortağı Melih Cevdet Ziyal olarak görünüyor. Öğrendiğime göre Batik şimdi kalan mağazalarını devam ettirebilmek için yeni bir yönetim modeli deneyecekmiş. Kalan mağazaları tazminat ve hakları karşılığında çalışanlara bırakmaya karar veren Cevdet Ziyal, uygulamayı ilk olarak Ankara’da başlatmış.

Perakende sektörünün deneyimli isimleri Batik’teki hataları hızlı ve hesapsız büyüme, Tiffany’nin satın alınması olarak sıralıyor. Bugüne kadar kapanan mağazalarda çalışan 600’den fazla işçi ise ücret ve tazminatları için mahkeme yollarında.

Sektörün duayeni Kiğılı faizlerdeki düşüş, AVM’lerde TL ile kiralama gibi gelişmeleri gerekçe göstererek sektöre yeniden umut vermeye çalışsa da işler ne yazık ki iyi gitmiyor…

Dumankaya’da şirketlerin hissedarlara devri masada!

FETÖ soruşturması nedeniyle kayyım atanan şirketlerden biri Dumankaya İnşaat. Şirketin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmesinin üzerinden nerede ise 4 yıl geçti. Çoğunluğu orta gelirli, 10 bine yakın kişinin mağduriyeti ise sürüyor. Mağdurlar yıllardır birlikte mücadele ediyor ve çare arıyor. Ancak bir adım bile ilerleme yok.

İddialara göre şirketin birçok varlığı çeşitli kişilere satıldı ve satılmaya devam ediliyor. Ama inşaatlara tek bir çivi çakılmıyor. Yine iddialara göre 3 yılda birçok kayyım, usulsüzlüklerinden dolayı görevden alındı.

Dumankaya’da bir türlü başlamayan projeler Adres Sancaktepe, Modern Vadi, Flexoff ice projeleri. Sadece yüzde 75’i bitmiş olan Sancaktepe Mozaik projesinin bir kısmı ise Alman olduğu iddia edilen bir firma ile bitirilmeye çalışılmış. Ancak orada da 1 aydır inşaatlar durmuş.

Dumankaya mağdurları şirket sahiplerinin suçlamalara karşın serbest olduklarını ve ofislerinde çalışmaya devam ettiklerini söylüyorlar.

23 Ocak’ta görülen davada Uğur Dumankaya’nın kayyımlara ve TMSF’ye mahkemede yönelttiği iddialar çok tartışılacak iddialar. Bu arada önceki gün Yeni Akit’te ilginç bir haber yer aldı. Buna göre mahkeme heyeti Masak raporunu bilirkişiye havale etti.

Yine haberde yer alan bilgilere göre şirketler hakkında kayyım kararının kaldırılarak şirketin hissedarlara devrinin değerlendirilmesi de karar olarak kayıtlara geçti. Yani 4 yıl önce FETÖ’cü olarak suçlanan Dumankaya ailesinin, şirketlerine yeniden kavuşması hayal değil.

Uğur Dumankaya yine attığı bir tweette raporun üç ay içinde tamamlanacağını ve iade kararının olumlu ya da olumsuz açıklanacağını düşündüğünü söylüyor.TMSF’ye sordum. Bir ay içinde önemli bir açıklama yapacaklarını söylediler. Ancak henüz resmi bir açıklama yok. Mağdurlar ise son çareyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazacakları mektup olarak açıklıyor.

Dediğim gibi bu insanlar sisteme güvenerek ev sahibi olmak isteyen insanlar. Kimi memur kimi emekli. Artık gerçek bir adım atılması gerekmiyor mu?

Tüm yazılarını göster