YIL 1992… Yıldız Holding’in, Ülker Grubu’nun kurucusu Sabri Ülker, yıllardır yağ alımı yaptığı İzmir’de kurulu Turyağ’ın yöneticilerinde Metin Yurdagül’ü davet etti:
- Biz de yağ işine gireceğiz. Fabrikayı sizin kurmanızı ve başına geçmenizi istiyoruz.
Yurdagül, Turyağ’da 25 yıldır çalışıyordu, ayrılmak hiç kolay olmayacaktı. Ayrıca eşi Betül Hanım da İzmir’den İstanbul’a taşınma fikrine pek sıcak bakmayabilirdi.
Ancak eşini taşınmaya ikna edecek yol, büyük oğulları Alpaslan’ın İstanbul’da okuyor olması, küçük oğulları Bülent’in de aynı yol izleme planıydı.
Yurdagül, teklifi ilke olarak kabul ettiğini bildirince Sabri Ülker’le aralarında şu diyalog geçti:
Sabri Ülker: Metin Bey, bizim için önemli bir pozisyonu terk ediyorsunuz. Sizden ricam, bir sözleşme yapalım. Sözleşmeye aklınızdan geçen her şeyi hiç çekinmeden yazınız.
Yurdagül: Sabri Bey, rica ederim. Ben sizi yıllardan beri tanıyorum. Sizinle bir sözleşme bana ayıp gelir.
Sabri Ülker: Biz herkesle böyle sözleşme yaparız. Sonra sözleşmeye pek bakmayız ama olsun yine de yaparız.
Sabri Ülker, o günkü görüşmenin sonunda şu mesajı da verdi:
- Metin Bey, ben sizin yerinizde olsam ortaklık isterim…
Metin Yurdagül, kendi yaklaşımıyla bir sözleşme metni hazırladı. Murat Ülker’in de bulunduğu bir başka görüşmede sözleşmeyi Sabri Ülker’e sundu.
Sözleşme metninin son maddelerinden biri şöyleydi:
- Bu sözleşme 6 yıllıktır. 6 yılın sonunda tarafların istemesi halinde birer yıllık süreler haline uzatılabilir.
Sabri Ülker sordu:
- Bu nedir Metin Bey?
Metin Yurdagül yanıtladı:
- 6 yıl içinde fabrikayı kurup belli bir çizgiye oturtmuş oluruz. Hatta bu süre içinde bir defa da kapasite artırma yatırımı da yapabiliriz.
Sabri Ülker, madde ile ilgili şu yorumu yaptı:
- Sen ne diyorsun Metin Bey, ben daha 72 yaşındayım.
Sabri Ülker tepki gösterse de Metin Yurdagül’ün yazdığı o maddeye dokunmadı. Yurdagül, Ülker Grubu’ndan ayrılana kadar iki taraf da birbirine şu soruyu sormadı:
- Bu yıl da uzatacak mıyız?
Sabri Ülker, şirkette faal olduğu güne kadar arada Yurdagül’e takıldı:
- Ban kaç yaşındasın. Hâlâ aynı zevkle çalışıyorsun.
Sabri Ülker, Yurdagül’ün hazırladığı metne iki madde ekledi. Onardan biri şöyleydi:
- Metin Yurdagül, Ülker’in şu anda kullandığı bisküvi yağları ile kahvaltılık margarinlerin üretimini ve formüllerini bildiğini iddia eder.
Bu madde, Sabri Ülker’in kafasında margarin üretimine de girmek olduğunun işaretiydi. Yurdagül, maddeye ekleme önderdi:
- Bütün margarinciler sıvı yağ da üretir. Onu da yapalım.
Sabri Ülker’in eklediği ikinci madde Yurdagül’ü ürküttü:
- Metin Yurdagül, bu anlaşmadan cayması halinde şirkete 5 milyon Alman Markı ödeyecektir.
Yurdagül, tedirginliğini dile getirdi:
- Sabri Bey, bu madde neyi ifade ediyor? Ben kendimi satsam bu meblağı size ödeyemem.
Sabri Ülker’in yanıtı çok netti:
- O parayı söz ödemeyeceksiniz ki…
Yurdagül, o maddeyi şöyle anlamıştı:
- Ben senin vazgeçmeyeceğini biliyorum. Eğer rakipler bizim yağ işine gireceğimizi öğrenip de seni kandırıp vazgeçirtmeye çalışırlarsa önce Ülker’e 5 milyon mark ödemeleri gerekecek.
Metin Yurdagül, Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Başkanlığını noktaladığını sosyal medyadan şöyle duyurdu:
- Artık 55 yıl olmuş. Gönüllü olarak yürüttüğüm MÜMSAD Başkanlığında 15 yılı geride bırakmışım. Zaman zaman eleştirdiğimiz, “koltuğa yapışma” noktasına çoktan gelmişim.
Ardından ekledi:
- Yanıbaşımda ise 5 yıl boyunca büyük bir heyecan ve keyifle çalıştığım yıldızlaşan Ebru Akdağ arkadaşım var. İş hayatıma dernek hizmetini de tamamlayarak nokta koyuyor, Başkanlığı Ebru’ya devrediyorum.
Yurdagül, paylaşımına “Yağcılıkta 52 Yıl” adlı kitabıyla poz verdiği bir fotoğrafını da eklemişti. Bunun üzerine kitabı yeniden okudum, 1992 yılında Ülker Grubu’na transfer öyküsü yine dikkatimi çekti, onu sizlerle paylaşmak istedim.
Yurdagül, sosyal medyadaki paylaşımını bana ayrıca kopyalayıp, ekledi:
- “50” demiştim ama 55 yıl olmuş… 55, paydos…
Metin Beye, sağlıklı, uzun bir “paydos” dönemi diliyorum…
Murat Ülker’le iletişim için Osmanlıca-Türkçe Sözlük edinmiştim
METİN Yurdagül’ün “Yağcılıkta 52 Yıl” kitabında Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker’le ilgili şu bölüm dikkatimi çekti:
- Murat Bey, çok konuşmazdı. İsteklerini iki-üç kelimeyle anlatırdı. Ben de onu anlayıncaya kadar soru sorardım. Bazı yöneticilerin Murat Bey’e soru sormaya çekindikleri için eksik anlayıp sıkça hata yaptıklarına tanık oldum.
Murat Ülker’in şu özelliğinin altını çizdi:
- Murat Bey, Osmanlıcaya düşkündü. Konuşurken Osmanlıca kelimeler kullanmaktan keyif alırdı. Hal böyle olunca, iletişimimizin selameti için bir Osmanlıca-Türkçe sözlük edinmiştim.
Ardından ekledi:
- Osmanlıca-Türkçe sözlük çalışma masamın hemen arkasındaki kitaplıkta durur, anlamadığım her kelime için sözlüğe bakardım. Murat Bey de kullandığı kelimeleri anlamayanlara, “Siz de Metin Bey gibi yapın” tavsiyesinde bulunurdu.