Tarım elbette insanlık için önemini hiçbir zaman kaybetmedi. Fakat kalkınma üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu düşüncesiyle zaman zaman geri plana itildiği oldu. 2 yılı aşkın süredir yaşadığımız pandemi dönemi ise gıdanın, dolayısıyla tarımın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Geçtiğimiz hafta İzmir’de düzenlenen 17. Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı da bu durumu teyit eder nitelikteydi.
Geçen yılki fuara 80 ülkeden 774 marka katılırken, 120 bin kişi de fuarı ziyaret etmişti. Bu yıl 90 ülkeden, bin 50 markanın katıldığı fuarda, henüz tam rakam açıklanmasa da, pandemi tedbirlerinin de hafiflediği düşünülürse ziyaretçi sayısının iki katına yakın gerçekleştiğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Eğer bir fuar doğru yerde yapılıyorsa ve sektör bileşenleri bir amaç etrafında kilitlendiyse başarı kendiliğinden geliyor. İzmir bunu en bariz şekilde, mermer, gelinlik ve turizm fuarlarında yaşıyor. Agroexpo da bu yolda hızlı şekilde ilerliyor.
Tarım Fuarı için İzmir’in doğru yer haline gelmesi noktasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çabalarına değinmemek haksızlık olur. İzmir’in bir önceki belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kooperatifler aracılığıyla küçük üreticileri destekleyerek başlattığı tarım politikalarını, şimdiki başkan Tunç Soyer devam ettirmekle kalmadı, “Başka Bir Tarım Mümkün” adıyla kurumsallaştırdı ve sistematik hale getirdi.
Geçtiğimiz yıllarda Prof. Dr. Yaşar Uysal tarafından yapılan bir araştırmada İzmir tarımının Türkiye ortalamasından 2.4 kat daha fazla büyüdüğü ortaya konmuştu. “İzmir Tarımında Büyümenin Analizi” başlıklı araştırmaya göre, İzmir tarımında üretim artışı 1990-2003 dönemini kapsayan 14 yılda sadece binde 9 düzeyindeyken, belediyenin tarım desteklerini artırdığı 2004-2017 döneminde bu oran yüzde 7.5 olmuştu. Henüz 2017 sonrası için yapılmış bir çalışma yok ama o tarihten bu yana büyüme trendinin sürdüğünü gözlemlerimize dayanarak bile iddia edebiliriz.
Fuarın bu yılki ana teması olan “ Tarım ve İklim Stratejileri”, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonunun tartışılması, tanıtılması, yaygınlaşması için güzel bir zemin hazırladı. Başkan Tunç Soyer de açılış konuşmasında en çok bu konuya temas etti. Onun sözleriyle özetleyelim: “İzmir’de tarımı değiştirmek için basit gibi görünen iki adım attık. Bunların birincisi atalık tohumları ve yerli hayvan ırklarını, ikincisi de küçük üreticiyi desteklemekti. Dünya nüfusunun atalık tohumlar ve küçük üreticilerle beslenemeyeceği yönünde çok yaygın bir inanç var. Biz bunun yanlış olduğunu, şimdikinden daha iyi, daha adil ve daha temiz bir gıda üretim zinciri kurabileceğimizi gördük. Bunun için kamunun planlama ve örgütlenme olmak üzere iki konuda düzenleyici olması gerekiyor. Yani önce hangi ürünün, nerede ve ne kadar süre ile ekileceğinin bilimsel olarak planlanması, tarım teknolojilerinin doğru şekilde ve yerde kullanılması, ikinci olarak tarladan sofraya tüm zinciri yönetebilmeleri için küçük üretici kooperatiflerinin desteklenmesi şart.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Başka Bir Tarım Mümkün vizyonu üretim süreçlerin desteklenmesi ile sınırlı değil. Tanıtım ve pazarlama da bu vizyonun çok önemli bir parçası. Belediye bu kapsamda önümüzdeki Eylül ayında dünyanın en önemli gastronomi fuarlarından biri olan Terra Madre’yi İzmir’e taşıyacak. Türkiye’nin her yerinden katılacak olan küçük üreticiler ürünlerini dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen alıcılarla buluşturacaklar. Dünya küçüldü. Bu fuar, küçük üreticinin de dünya pastasından pay almasına vesile olacak.
Yerelde kalkınmanın en önemli yollarından biri tarım sektöründeki küçük işletmelerin para kazanmasını sağlamak. İzmir, bunun mümkün olduğunu göstermesi açısından önemli bir örnek.