Okan Can
Yönetim danışmanı
Kazanmanın kutsal, kaybetmenin ise utanılacak bir duygu olarak yaşandığı Türkiye’de, ebetteki spor kültürü oluşamaz.
Sporun ruhunda olan rekabet ve saygının, bu topraklarda pek nefes aldığını söyleyemeyiz. Bu yüzdendir ki her yıl Süper Lig’in kaosu da bitmez kavgası da. Ve hep aynı klişe gelir dayanır ve o ünlü cümleye çıkar Süper Lig.
‘Bu lig bitmez.’
Ama Türk futbolunda yaşanan kavgalar, tartışmalar ve toz duman altında gelen şampiyonlukların arkasında, oldukça büyük bir maliyeti var. Bu maliyetin karşılığında ne Avrupa’da bir başarı ne de tabana yani gençlere, çocuklara yayılmış, paylaşılacak imkanlar ile fırsatlar var.
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi( CIES)’e göre Türk futbolu, 2015-2024 yılları arasında net 1.3 Milyar euroya yakın net transfer harcaması yapmış. Yani, karşılığı olmayan bir para harcanmış. Ve bu para, kimlerin cebine gittiyse sadece onlar kazanmış. Bakıldığında şampiyon olan da kaybetmiş.
Dikkat çekici bir başka veri de Süper Lig’in yaş ortalaması. Yaş ortalaması 28,3 olan bir ligde, oyuncu yetiştirme ve gençlerin oynayabilme imkânı olmadığını söyleyebiliriz. Bu durum da neden bu kadar çok harcama yapıldığını gösteren bir rakam aslında.
Çok transfer, az altyapı.
Sonuç olarak, yaşlı oyuncuya para harcayan, gençlere fırsat yaratmayan ve dar bir kesimin milyonlarca euro harcadığı ve kazandığı bir sistem Türk futbolu. Yani biz her hafta hakem kararlarını ve tartışmalarını izlerken, 1,3 milyar euro uçup gitmiş.