Değerli DÜNYA okurları, bugün size ülkemizde, çağdaş kampüslerinde Atatürkçü, çağdaş, modern eğitimle uluslararası bir yükseköğretim kurumu olmaya özel önem veren 1996 yılında kurulan Işık Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Cemal İbiş hocayla yaptığımız söyleşimizde verdiği çok değerli bilgilerden derlediklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Üniversitenin kökleri; Osmanlı'nın batılı çağdaş fikirlere açılan kapısı Feyziye Mektepleri, 1885 yılında Feyz-i Sıbyan adıyla kurulan, 1934 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün onayı ile “Işık” adını aldığı okullara dayanır.
Işık okullarının Nişantaşı, Maslak ve Şile kampüslerini gezerken, vakfın kurucularını, başarılı çalışmalarıyla okullarını bugüne getirenleri ve okulun adını “Işık” koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla anıyorsunuz.
1991 yılında İBB Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanlığım döneminde, 1989-1994 yılları İETT Genel Müdürü değerli hocam Prof. Dr. Vural Akarçay aracılığı ile Cemal İbiş hocamı araştırma görevlisi iken tanımıştım.
Akademik kariyeri başarıyla dolu Cemal hocam 2017 yılında rektörlüğe atanmıştı.
Rektör hocayla söyleşiye dönersek;
“Arkasında bir aile, bir fon veya ortaklık yapısı bulunmayan 135 yıllık köklü eğitim geleneğine sahip Üniversitemiz, bugün 5 fakülte (Fen Edebiyat, Güzel Sanatlar, İktisadi ve İdari Bilimler, Mimarlık ve Tasarım, Mühendislik), 2 Enstitü (Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler), 2 Meslek Yüksekokulu (Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Meslek Yüksekokulu) ile İstanbul Maslak ve İstanbul Şile’de kampüslerinde eğitim hizmeti sunuyor.
Son derece donanımlı, çağdaş kampüslerimiz, gelişmiş altyapımız, uluslararası nitelikteki akademik kadrolarımız, yine uluslararası nitelikteki eğitim kalitemiz, öğrencilerimize iyi bir eğitimin yanında sunduğumuz kişisel gelişim ve yetkinliklerini destekleyecek olanaklarımızla; ülkemize, dünyaya ve insanlığa katkı sunacak, iyi eğitimli, yüksek donanımlı, soran, eleştiren, araştıran, girişimci mezunlar veriyoruz.
2000 yılındaki ilk mezunlarımızdan bu yana mezun sayımız her yıl aratarak 13 bine ulaşmış durumda.
Bugün Türkiye’de ve dünyada 13 bin Işık Üniversitesi mezunu, iş ve kariyer yaşamlarında önemli başarılara imza atmaya devam ediyor.
Mezunlarımızın bu başarısının ardında, vakıf üniversiteleri arasında en çok tercih edilen Üniversite olarak, bilime, araştırma ve geliştirme çalışmalarına verdiğimiz önemin büyük etkisi bulunuyor.
Üniversitemiz eğitim kalitesindeki sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, gerek öğrencilerimizin gerekse akademisyenlerimizin araştırma, geliştirme, iş birliği ve girişimcilik projelerine her türlü desteği sağlamaktadır.
Bunun sonucu olarak özellikle son dönemde Üniversitemiz bünyesinde ya da kurumsal işbirlikleri yürütülen, tamamlanmış ve devam üniversite – sanayi iş birliği projeleri, bilimsel araştırma projeleri, TÜBİTAK destekli projeleri ile uluslararası fon destekli projelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Ülke kalkınmasında üniversite – sanayi iş birliği, bugün herkes tarafından kabul edilen büyük bir önem taşıyor.
Üniversitemizin bilgi birikimi, deneyimi, olanakları, Kuluçka Merkezi, gerek sanayi sektöründen kurumsal iş birliği gerekse bireysel girişimcilik için gelen/gelecek iş birliği tekliflerine sonuna kadar açıktır.
Bununla birlikte, zamanın ve kaynakların, doğru ve verimli değerlendirilmesi açısından bu iş birliklerinde önerilen projelerin nitelikli katma değer üretme potansiyeli üzerinde hassasiyetle durmaktayız.
Bu kapsamda son dönemde, ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliği ile 20’ye yakın önemli projeyi tamamlamış durumdayız.
Yine aynı zaman diliminde tamamlanan ve ileriki tarihlerde tamamlanacakları da kapsayan 20’ye yakın TÜBİBAK destekli projemiz söz konusudur.
Ar-Ge çalışmalarımız kapsamında 2’si tescil edilmiş, diğerleri de tescil sürecinde olan üniversitemiz adına ulusal ve uluslararası düzeyde başvurusu bulunan 15 patentimiz söz konusudur.
Bu noktada üniversitemiz bünyesinde yer Optomekatronik Uygulama ve Araştırma Merkezi’mize (OPAM) özellikle değinmek isterim.
Bildiğiniz üzere Türkiye’nin 2023 vizyon projeleri içinde en önemli bilim yatırımlarından biri olarak yer alan Erzurum’daki, 4 metre çaplı teleskobuyla kırmızı ötesi gözlem yapabilme kabiliyetine sahip Doğu Anadolu Gözlemevi (DAG) projesiyle ilgili çalışmalarda artık sona yaklaşılıyor.
DAG teleskobu, Türkiye’nin astronomi, astrofizik ve uzay bilimleri çalışmaları açısından büyük önem taşıyor.
OPAM bu önemli projede; teleskobun ve kubbesinin geliştirilmesi konusunda yapılan çalışmaların tasarım ve proje yönetimi konularında aktif rol alarak DAG Odak Düzlemi Aygıtları projesi kapsamında, milli Adaptif Optik Sistemi ile Derotator sistemlerinin tasarım ve üretimini gerçekleştirdi.
Sistemler üstün görüntüleme performansı sağlayacak
OPAM’ın DAG için tasarladığı sistemlerden özgün ve dünyada ilk kez bir teleskopun ana yapısına entegre edilebilen Derotator Sistemi (DAG-DR), uzun pozlu görüntülerde imge sabitleme ve görüntü netliği sunmasının yanı sıra astronomlara birden fazla bilimsel ekipmanla aynı anda çalışma olanağı sağlayacak.
Tasarım itibariyle dünyanın ilk uyarlanabilir yapıya sahip Ekstrem Adaptif Optik (EXAO) Sistemi olan TROIA (Turkish Adaptive Optics System for Infrared Astronomy) ise; DAG teleskobunu daha “ilk ışık” aldığından itibaren ulusal ve uluslararası alanda, kendi sınıfındaki dünyanın en üstün teleskobu haline getirecek.
TROIA; atmosferik türbülansın, astronomik gözlemlerdeki etkilerini ortadan kaldırarak, DAG teleskobuna uzay teleskoplarından gözlem yaparcasına üstün bir optik performans sağlamanın yanında kimi yakın uydu gözlemlerinden de üstün bir görüntüleme performansı sağlayacak.
Üretilen sistemler ile OPAM, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmesine ek olarak dünya çapında söz konusu sistemleri üretebilen ilk 10 kurum/kuruluş arasına girerek Türkiye’nin bu alandaki teknolojik bağımsızlığına da büyük katkıda bulundu.
OPAM ayrıca, tasarladığı bu sistemlerle ilgili Avrupa Patent Ofisi’ne (EPO) 2 ve Dünya Patent Ofisi’ne de (WIPO) 1 adet başvuru yaptı ve bu başvurular da şu anda kabul sürecinde bulunuyor.
Işık Üniversitesi olarak bir yandan öğrencilerimize en iyi eğitimi vermek diğer yandan da sanayimizin gelişmesi, ülkemizin kalkınması için nitelikli projelere destek vermek için durmaksızın çalışıyoruz.
Kâr amacımız yok, tüm gelirimizi çeşitli oranlarda verdiğimiz burslarımızla öğrencilerimizin nitelikli eğitimi, Ar-Ge ve diğer projeler için kullanıyoruz” Diyor Prof. Dr. Cemal İbiş hocam.
Hocamın anlattıklarını ve projeleri öğrendiğinizde inanın müthiş heyecanlanıyorsunuz.
Ülkemizde, Atatürkçü, çağdaş, modern eğitim vermekte olan Feyziye Mektepleri Vakfı’nın kurucularını saygıyla anıyor, bugüne değin mütevellisinde, üniversitenin her kademesinde görev yapan akademisyen ve idari personele; çağdaş eğitime, inovasyona, Ar-Ge’ye üniversite –sanayi işbirliğine her platformda destek veren bir kişi olarak Cemal İbiş hocam nezdinde kendilerine teşekkür ediyor başarılar diliyorum.