Asım Kibar, iş yaşamına damga vuran sanayicilerdendir. Kibar Holding’i kurmuş, uzun yıllar yönetmiş, halen de onursal başkan sıfatı ile öncü rolünü sürdürüyor. Ekonomiye kazandırdığı eserlerini yakından tanıdığımız Asım Kibar, yeni çıkan otobiyografi kitabında prensipleriyle de yol gösteriyor okuruna. Doğan Kitap’tan yayımlanan, editörlüğünü Senem Kale’nin yaptığı ‘Güven En Değerli Servet’, bir dönem kitabı aynı zamanda.
“Babam, Anadolu’nun kalbinden gelen güzel yürekli bir adamdır, insanlarla nasıl konuşacağını, işçisiyle memuruyla, patronu ile neler paylaşacağını çok iyi bilir, ağzından çıkan tüm cümleler samimidir. Çalışanların ‘Asım Babası’dır o” ifadeleri Ali Kibar’a ait. Gazetemiz bünyesinde iki yıl önce çıkan İz Bırakan Babalar kitabında, babası Asım Kibar’a ilişkin kaleme aldığı duygu yüklü yazısında geçiyordu bu satırlar.
Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, holdingin kurucusu ve Onursal Başkanı Asım Kibar’a ilişkin yazısına bir şiirle başlıyordu.
“Kocaman bir çınardır…
Sırtınızı yaslar, güvenle bakarsınız engin gökyüzüne
Kökleri ile sımsıkı tutunur yaşamak gayesine,
Çalışmaktır, üretmektir, faydadır onun güneşi
Ve ondan sebep ısıtır içimizi, aydınlatır günümüzü, gecemizi…
Ali Kibar imzasını taşıyan şiir ve ardından gelen yazı, Türkiye’nin önde gelen babalarına ilişkin çocuklarının kalemine aldığı mektupların bir araya getirildiği, üç baskı yapan İz Bırakan Babalar kitabına değer katmayı sürdürüyor.
Kamuoyu, Asım Kibar’ı daha çok sanayici yönü ile tanıdı. İlk iş deneyimlerini edindiği Kayseri’deki kumaş mağazasında esnaflığı, 32 yaşında üstlendiği fabrika sorumluluğu ile sanayiciliği öğrenen Kibar, ailece göç ettikleri İstanbul’da kendi işletmelerini kurmayı başardı. Yıllar içinde sizlerin de yakından tanıdığı, çok çeşitli alanlarda üstün başarılı işler yürüten bir holdingin kurulmasına vesile oldu. Uzun yıllar yönetim kurulu başkanlığını yürüttükten sonra, şimdilerde de onursal başkan sıfatı ile 5 bin kişiye ulaşan Holding camiasına, yol göstermeye devam ediyor. Önemli bir kısmı kamuoyu tarafından bilinen ‘iş insanı Asım Kibar’ın birkaç satır ile çok kısa özeti yukarıda ifade ettiklerim.
Son okuduğum kitap, Türk iş yaşamının çınarı Asım Kibar ile ilgiliydi. Kendisini, kendisinin anlattığı bir otobiyografi. Editörlüğünü Senem Kale’nin yaptığı ‘Güven En Değerli Servet’ adlı eser, Kibar’ın iş insanı yönü kadar bana göre insani yönünü, yaşamdaki duruşunu ele alması açısından da önem taşıyor. Adından anlaşılacağı üzere, insani yapısından aktarımların yapıldığı pek çok anekdot ışığında hazırlanmış. Yaşadığı ve yatırım yaptığı kentleri de kapsayan içeriği bir hayli zengin. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana siyasi ve sosyal olaylardan beslenmiş. Ama ben en çok da Asım Kibar’ın kişilik yapısına ilişkin derin izler bulduğumu belirtmeliyim kitapta.
İş yaşamında başarı için tabi ki doğuştan ve sonradan edinilen kimi vasıflar önem taşır. Girişimcilik sezgisi, kazancın rotaları, hesap yapabilme, geleceği planlayabilme, rakibi ve pazarı analiz yeteneği gibi. Asım Kibar’ın yaşamından öğreniyoruz ki iş insanı olmak için öncelikle doğru insan olmak gerekiyor. Erdemli vasıflara sahip olmak, ticari yaşamda insanı sıfırdan en yükseğe çıkarabiliyor.
Huzurlu bir çocukluğu oluyor Asım Kibar’ın. Ailesinin en küçüğü. Anne babası, tadında kurulan otoriteleriyle büyütüyor çocuklarını. Evdeki sükûnetten olsa gerek, Asım Kibar, yaşamı boyunca muhafaza ettiği sakin duruşunu belki de anne babasından aldıklarına borçlu.
Uğraş alanı ne olursa olsun, Asım Kibar’ın aldığı görevi büyük bir sorumluluk duygusu ve ciddiyetle yerine getirdiğine şahitlik ediyoruz kitapta sık sık. Daha ilkokul sıralarında, öğretmeninin yanında öğrenci arkadaşlarına ders anlatıyor. Üç arkadaşı ile birlikte yürüttükleri görev, ekip çalışmasını öğretiyor kendisine, cesaret ve özgüven kazandırıyor. Dersi okulda öğrenen, bunun için de öğretmenlerini sıkı sıkıya takip eden Asım Kibar, kendi ifadesiyle “O dönemlerde edindiğim bu disiplin, bana okuduklarımı kolaylıkla anlama yeteneği de kazandırıyordu” diyor.
Kumaş ticareti yapan bir ailenin ferdi olarak iş yaşamını sürdürürken, Kayseri’nin ortak akıl ve sermaye ile kurulan ve bu yönü ile Türkiye’ye örnek olan fabrikalarından, halen de değer üretmeyi sürdüren Orta Anadolu Tekstil’ten teklif alır. Yaşamında danışma üslubunu hep devam ettirecek olan Asım Kibar, ağabeyleri ile konuşup görüşür, kısa süre sonra Orta Anadolu Tekstil’de fabrikadan sorumlu genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak göreve başlar. Burada örneğini gördüğümüz ortak değerlendirme, danışma davranışını, farklı farklı konularda yaşamı boyunca uygulayacaktır. Örneğin eşi Semiha Kibar’a hemen her konuyu tanışacak, yol göstericiliğinden yararlanacaktır. 16 Ağustos tarihli yazısında Vahap Munyar’ın vurguladığı gibi Assan Alüminyum’un tesislerinin inşa edileceği arazinin seçiminde de Semiha Kibar’ın fikirleri öncü rol oynayacaktır. Çocuklarından, çok uzun süreli ilişkiler kurdukları yöneticilerine hatta işçilerine uzanıyor Asım Kibar’ın ‘danışma meclisi’…
Orta Anadolu Mensucat, çok ortaklıdır. Asım Kibar genç yaşına rağmen kendisinden beklenen ‘denge’ yönetici pozisyonunu çok iyi doldurduğu gibi işçiler tarafından da çok sevilecektir. Sakin, dinleyen üslubu, adaleti, astı ile ast olabilen yapısı, kendinden büyüklere, zenginlere derdini anlatabilme kabiliyeti ile iyi yöneticiliği birleşir, Orta Anadolu Mensucat sayesinde önemli mertebelere ulaşır.
Ailesi, Asım Kibar için başarıya ve mutluluğa giden yegâne yoldur. İyi aile babası ve reisidir. Mutlu yuvası, işine huzurlu uğurlayacak, huzurla dönmesini sağlayacaktır. 38 yaşındaki Asım Kibar’ın hızlı ilerlediği Kayseri’deki iş yaşamını bırakarak eşi Semiha Hanım ile birlikte aldıkları karar gereği İstanbul’a taşınmaları kendisi ve üç çocuğu ile birlikte aile yaşamındaki dönüm noktasıdır.
Ortak verilen bu karar aslında Türkiye için de büyük bir şanstır. Perşembe Pazarı’nda gösterilen yüksek performansla edinilen deneyim, gözlem yeteneği sayesinde otomotiv fabrikaları gezilir, yurt içi ve dışında tesisler araştırılır, rakipler değerlendirilir. Alüminyum ve otomotiv alanında Türkiye’de önemli işler başarıldığında arkasında, işinde çalışkan patron, evinde müşfik baba Asım Kibar imzası vardır.
Kitaba da ismini veren ‘güven’ Asım Kibar için yaşamdaki en önemli prensiplerden olur. Kayseri’de iki ağabeyi ile yönettiği mağazalarında müşterileriyle, yöneticisi olduğu fabrikada astları ve üstleriyle de İstanbul’da Perşembe Pazarı’nda da güven esasıyla başarıyı yakalar. İstanbul Perşembe Pazarı’nda kısa sürede hızlı yol almasında sözünde durması, müşteriye güven vermesi önemli rol oynar.
Bir büyüğünden aldığı “Asım; zaman, en büyük servettir. Onu israf etme” nasihat kulağına küpe olur. Zamanını hep iyi kullanır. İşinde 14 saatten aşağı çalışmaz. Yanı sıra evini de ihmal etmez, çocuklarının istikbaline de zaman ayırır, eşinin ev ve alışveriş işlerine de…
375 sayfalık kitap son derece öğretici. İş insanının başarıya giden yolda, davranış biliminden nasıl yararlandığını ders niteliğinde anlatan bölümleri ile dikkat çekiyor.
Her şeyden önce de okuruna ‘önce insan olunur, sonra iş insanı’ dedirtiyor.