Bankaların ‘riskli’ müşteri hesapları için ‘rehin’ hakkı var

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin aradı:

- “e-haciz borç kadar uygulanıyor, blokajı bankalar büyütüyor” başlıklı yazınıza Türkiye Bankalar Birliği adına bir cevabımız olacak.

Söz konusu yazıyı şöyle noktalamıştım:

- Gelir İdaresi Başkanlığı e-haciz’le ilgili, “10 bin lira için ‘tek tuş’la 20 milyon lira bloke ediliyor” sıkıntısı konusunda bankaları adres gösteriyor. Bu durumda bankacılık sektörünün konuya çözüm üretmesi gerekiyor.

TBB’den söz konusu açıklama dün geldi:

- “e-haciz borç kadar uygulanıyor, blokajı bankalar büyütüyor” başlıklı yazınızda uygulamaya ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmiştir. Vermiş olduğunuz bilgilere katkı sağlamak amacıyla detayları paylaşmak isteriz.

TBB açıklamasında konuyla ilgili mevzuata işaret edildi:

- İlgili kanunlardaki düzenlemeler ve Yargıtay kararları gereği bankaların muaccel olmayan alacakları için “rehin” hakkını kullanmaları, İcra ve İflas Kanunu ile 6183 sayılı kanun kapsamında gönderilen “haciz müzekkereleri”ne ilişkin uygulamaları mevzuata uygundur.

Açıklamada “e-haciz”e dikkat çekildi:

- İlgili mükellefin sadece mevcut hak ve alacakları üzerinden haciz uygulanmakla birlikte, aynı zamanda bankaya da borcunun bulunması ve ilgili bankaya “rehin” hakkı tanınmış olması durumunda, banka alacakları için de “bloke” uygulanabiliyor.

Bankalarla müşteriler arasındaki sözleşmelere de vurgu yapıldı:

- Bankaların alacaklarını güvence altına alması için müşteri ile imzalanan sözleşmeler çerçevesinde tesis ettikleri rehin hakkına ilişkin uygulamalar (bloke konması, kaldırılması v.s.) her bankanın idari ve ticari kararı olarak değerlendirilmelidir.

Bankaların “kredi risk izleme politikaları” üzerinde duruldu:

- Bankaların “kredi risk izleme politikaları” uyarınca müşterilerin hesaplarında yaşanan gecikmeler ya da haklarında açılmış olan takipler uyarınca“kredibilite”leri değerlendirilebiliyor.

“Limit ve performans” konusunun altı çizildi:

- Kredi değerlendirilmesinde sadece Gelir İdaresi Başkanlığı hacizleri dikkate alınmayıp, tüm kurum ve kuruluşlardaki “limit ve ödeme performansları” göz önünde bulunduruluyor.

Konunun hukuki yönü yeniden anımsatıldı:

- Hesaba haciz gelmesi ile birlikte bankaların borçlu olduğu bilgisini aldığı ve kredi geri ödemelerinde “riskli” gördüğü müşteri hesaplarına rehin hakkından doğan tasarruf yetkisini kullanmalarında hukuka aykırılık bulunmuyor.

TBB’nin açıklamasını temel alan bu yazıyı yazarken APS Giyim’in kurucusu, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) önceki başkanlarından Osman Benzeş arayıp, geçmişte başından geçen benzer konuyu anlattı:

- Yıllar önce 900 lira için bizim de hesaplarımız bloke edilmişti. Tam da ay sonuydu, personele maaş ödemeye hazırlanıyorduk. Sonunda bankalar anlayış gösterdi, işi çözdük. Çok küçük borçlar için tüm hesapların bloke edilmesi ciddi sıkıntı yaratıyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı, “Biz, alacağımız kadar ‘e-haciz’ uyguluyoruz” diyor.

Bankalar, “Risk görünce harekete geçmek yasal hakkım” savunmasına geçiyor.

Çok küçük borçlar yüzünden tüm varlık ve hesapların bloke edilmesi sorunu çözüm bekliyor...

Malik ‘mülkiyet hakkı’ tasarrufunu ‘rehin hakkı’ sahibine tahsis eder

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) açıklamasında, “rehin hakkı”na şöyle açıklık getirdi:

- “Rehin hakkı”, hak sahibi olan alacaklının alacağını alamaması halinde bir taşınırın veya bir başka hakkın paraya çevirerek elde edilen meblağdan alacağını alma yetkisini veren haktır. Malik mülkiyet hakkından doğan tasarrufyetkisini "rehin hakkı” sahibine tahsis eder.

Bankalara sözleşmelerde tanınan haklara işaret edildi:

- Bankaların müşterileriyle imzaladıkları kredi sözleşmelerinde yer alan düzenlemeler gereğince kredi borcu devam ettiği sürece, müşteri hesapları üzerinde bankaların "rehin hakkı” bulunmaktadır.

İki kanun üzerinde duruldu:

- İcra ve İflas Kanunu'nun 89'uncu ve 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca müşteri ile imzalanan sözleşmede yer alması nedeniyle banka, borçlusuna karşı ileri sürebileceği "rehin hakkı”nı borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebilir.

“Rehin hakkı”nın doğduğu ana dikkat çekildi:

- Banka ile müşteri arasında imzalanan sözleşme ile tesis edilen "rehin hakkı”,sözleşme imzalandığı anda doğar. Bankanın "rehin hakkı”nı kullanması için'muaccel alacak”, "muaccel olmamış alacak” ayrımı yapılması söz konusu değildir.

Medeni Kanun’a da gönderme yapıldı:

- Ayrıca Medeni Kanun'da yer alan düzenlemeler ve Yargıtay kararları gereğince bankaların "muaccel olmayan alacakları” için "rehin hakkı” kullanmaları hukuka uygundur.

Ardından şu ekleme yapıldı:

- Nitekim bankaların gerek İcra ve İflas Kanunu, gerekse 6183 sayılı Kanun kapsamında gönderilen haciz müzekkerelerine ilişkin uygulamaları hukuki gerekçelere göre yeknesaklık taşımaktadır.

TBB açıklamasının son bölümünde şu mesaj yer aldı:

- Aksine bir uygulama, bankaların müşteri hesaplarına haciz geldiğinde“kredileri kat ederek” kredi borcunu muaccel hale getirmesine neden olur. Bu durum bankaların kredi tahsilatını, müşterinin faaliyetini ve mali yapısını olumsuz etkiler, ülke ekonomisine de zarar verebilir.

Tüm yazılarını göster