Dünya borsaları dev teknoloji hisseleri öncülüğünde yükselmeye devam ediyor. Banka şokunun kontrol altına alınması, ekonomide yumuşak iniş ve enflasyonda kademeli gerileme beklentileri piyasalardaki iyimserliği besliyor.
Vadeli piyasalar banka şoku nedeniyle Fed’in faiz artırım döngüsünü sona erdireceğini ve sene sonuna kadar 50 baz puan faiz indireceğini fiyatlıyor.
Açıklanan veriler henüz Fed’in duracağı ve faiz indireceği görüşünü desteklemiyor. ABD verileri ekonominin banka şokundan sınırlı etkilendiğini, emek piyasasının gücünü koruduğunu ve enflasyonun inatçı olduğunu gösteriyor.
Fed yetkililerinden gelen sinyaller tam ters yönde. FOMC üyeleri gerekirse faiz artırımlarına devam edileceğini ve enflasyon arzu edilen patikaya girene kadar faizlerin yüksek kalacağına işaret ediyor.
Ancak piyasalar bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ediyor. Bu tercihin arkasında faiz artış döngüsü sonrasında yaşanacak yükselişi ıskalama endişesi yatıyor.
Geçmiş veri Fed’in faiz döngüsünü sona erdirdikten sonraki üç aylık dönemde borsanın yükseldiğini gösteriyor. Son yirmi yıldaki 6 faiz döngüsünün beşinde borsa kazandırıyor. Ortalama üç aylık S&P 500 getirisi yüzde 8.
Türkiye hisseleri dünya borsalarındaki yükselişe katılamıyor. MSCI Türkiye sene başından beri yüzde 11 kayıpla en çok kaybettiren gelişmekte olan ülke endeksi. Seçim sonrası izlenecek politikalara yönelik endişe Borsa İstanbul’un negatif ayrışmanın arkasındaki temel neden.
Seçimler öncesi son anketler adayların başkanlığı kazanmak için gerekli 27 milyon oya ilk turda ulaşamadığını gösteriyor. İkinci tur sonucu ilk turda adayların aldığı oylar kadar meclisin dağılımıyla da belirlenecek. Seçmen yasamanın ve yürütmenin bir elde toplanmasını tercih edebilir.
Piyasaları seçimi kimin kazandığından çok uygulanacak ekonomi politikalar ilgilendiriyor. Kurun ve faizin piyasa mekanizması dışındaki yollarla düşük tutan mevcut politika gerek dış dengede, gerekse kredi cephesinde önemli ölçüde basınç biriktirmiş durumda. Benzer politikalarla devam edilmesi veya sert U dönüşü yapılması durumunda finansal istikrarsızlık riskinin artacağından endişe ediliyor.
Ankara cephesinden resmi olmayan kanallardan gelen “S400 e ihtiyacımız yok”, “seçim sonrası ekonomi politikalarda normale dönüş” mesajları piyasaları ikna etmek için yeterli gelmedi. Daha önce Naci Ağbal döneminde yaşanan U dönüşleri piyasanın değişim mesajını satın almasını zorlaştırıyor.
Anketler net bir sonuca işaret edene ve uygulanacak politikalar netleşene kadar piyasalarda oynak seyrin devam etmesini bekliyoruz. Bizim genel görüşümüzde farklılık yok. Türkiye varlıklarını Türk lirası riski almadan almayı tercih ediyoruz.
Risk almak istemeyen yatırımcılar seçim öncesi döneme kısa veya orta vadeli Türkiye eurobondu ağırlıklı bir portföyle girebilirler. Risk almak isteyen yatırımcılar Borsa İstanbul’un büyük şirketlerinden oluşan dengeli bir hisse portföyünü ve/veya banka-şirket eurobondlarını tercih edebilir.