Son yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayları, AK Parti’nin kaleleri olarak bilinen birçok ilde ve ilçede zafer kazanıp Başkanlık koltuğuna oturdu. Ancak içlerinde en dikkat çekici olanlardan biri Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan CHP’li Ahmet Akın’ın zaferiydi. Başkan Akın, geçen hafta İstanbul’a geldi ve ekonomi gazetecileriyle buluştu.
Arkadaşlarımız Akın’ı ‘icraat planları’ açısından adeta soru yağmuruna tutarken, ben de kendisine “Balıkesir’de, CHP en son ne zaman kazanmıştı” diye sordum. Akın, tereddüt etmeden, “Balıkesir Belediye olduğundan beri hiç kazanmamışız, sanırım 1950’den beri” dedi. Dile kolay, Balıkesir ilimiz 74 yıldır, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi, MHP, AK Parti derken hep siyasetin sağ kanadından belediye başkanları tarafından yönetilmiş. Başkan Akın’a “Sizin işiniz ve sorumluluğunuz daha ağır, yeniden kazanacak icraat lazım” dedim. O arada masada da “CHP’nin yerel yönetimlerde icraat başarısının ya da başarısızlığının, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de en önemli etken olacağı” konuşuluyordu.
Ahmet Akın, enerji sektöründeki kuruluşlarında genel müdürlük, bazı holdinglerde CEO’luk ve yönetim kurulu üyeliği gibi görevler üstlenmiş ‘iş insanı’ vasfı öne çıkan bir isim ve kendisine ‘icraat’ deyince ‘tarım, enerji, çevre, altyapı yatırımları’ diye başladı söze ve ekledi: “Belediyemiz için ‘planlama ve kalkınma şirketi’ kurduk. Bir anlamda, AK Parti iktidarında kapatılan Devlet Planlama Teşkilatı’nın benzerini Balıkesir’de faaliyete geçirdik. Üniversitelerden akademisyenler ve iş dünyasından isimlerle birlikte çalışacağız. Planlı icraat yapacağız ve sonuç odaklıyız.”
‘Gömeç Bamyası’nı 41 dolara ihraç edeceğiz’
Türkiye belediyecilik tarihinin en sıkıntılı yıllarında ‘belediye muhabirliği’ yapmış bir gazeteci olarak hem şaşırdım hem heyecanlandım. Çünkü böyle icraat odaklı başkanları, en son 1984, 1994, 1999 ve 2004 seçimlerinde görmüştüm. Neyse Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a döneyim ki ilginç bazı projelerini sizlere aktarabilelim. Başkan Akın’ın heyecanla anlattığı ilk projesi şöyle: “Benim ilimde 49 tane kırsal mahallem var. Kent yoksulluğu da çok yükselmiş durumda. Bu yüzden tarımsal kalkınmayla ilgili güzel bir proje geliştirdik. Hemen ürünleri planlayalım, vatandaşın karşısına gidelim, ‘kardeşim bunu ekin, biz alacağız’ diyelim. Balıkesir’in ‘dünya markası’ olacak ‘yöresel ürünleri’ var. Bunların katma değeri çok yüksek olabilir. Bunu başarırsak çiftçi iyi kazanır, ekmeye devam eder ve memleketini de terk etmez. Tarımsal kalkınma için üretim yaptığımız şirketimiz de var. Gömeç Bamyası ile başladık. Çiftçinin elinde kalmış ve kilosunu 70 liraya satamıyor. Biz 90 liraya aldık, parasını da ödedik. Şimdilik 10 ton kadar aldık, işleyip ambalajladık ve ABD ile İngiltere pazarına ihracat için bir şirketle anlaştık. Kilosu 41 dolara ihracat yapabileceğiz. Bamya, fasulye nohut gibi ürünleri değerlendireceğiz. Mesela, köylere salça makineleri dağıttım. En azından evde kalan domatesleri salça yapsınlar.”
Bamyanın yolculuğunu iyi takip etmemiz gerekiyor. Zira, Gömeç Bamyası, kilosu 41 dolara ihraç edilebilirse, Türkiye’nin 1,60 dolar olan ortalama kilogram ihracat değerinin çok üzerinde bir rakam yakalanmış olur. Başkan Akın, planlama şirketinin, Balıkesir’in ulaşım, altyapı, enerji, çevre yatırımları gibi diğer ihtiyaçlarını da stratejik olarak planladığını belirtiyor ama en çok da tarım konusunda heyecanlandığını anlıyoruz.
Belediyelerin, vatandaş için ‘doğum anından mezara defin işlemlerine kadar’ her işi yapabileceğini bildiğim için söylediklerini yapacak yetkisi olduğunu da biliyorum ama acaba kaynak sorununu nasıl aşacak ya da bu projelerin sürdürülebilirliği nasıl sağlanacak? Şimdiden olmaz demek tabii ki doğru değil, icraatını hepimizden önce Balıkesir halkı görecek. “Bu kadar geniş, verimli arazileri olup da kent yoksulluğuna mahkûm ettirilen bir Türkiye veya Balıkesir olamaz. Onun için genel idarenin ve bizim birlikte hareket etmemiz lazım ama mevcut ekonomi ve tarım politikalarının yetersizliğini görüyorum. Onun için belediye olarak elimizi taşın altına koyuyoruz” diyor. Atalarımız ‘rızkın onda dokuzu cesarette ve ticarettedir’ demiş. Bakarsınız Balıkesir Belediye Başkanı cesaretle niyetlendiği bu ticarette güzel bir örnek ortaya koyar.
Altyapıya 12 milyar lira yatırım yaparız
1960 yılında kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kapatılmasını ülkeye yapılmış en büyük kötülüklerden biri olarak niteleyen Ahmet Akın, “Bu tür kurumlar Türkiye'nin sigortasıydı. Bunların bağımsızlığının da tam olması lazımdır. Biz en azından Balıkesir için DPT mantığı ile çalışıyoruz” diyor ve ekliyor: “Balıkesir’de altyapı sorunu ciddi boyutlarda. Mesela su kayıp kaçağı yüzde 70’lerde, bu oran Türkiye genelinde en yüksek oran. Altyapı yatırımlarımız 12-13 milyar lirayı bulabilir. Bununla Körfez bölgesinin tamamının altyapı sorununu çözeceğiz. 74 yıl sonra kazandığımız Balıkesir’de tablo hiç hoş değil. Sahil şeridinde, Güre’de arıtma, kanalizasyon yok. Olan yerler de yeteri kadar çalışmıyor. Neredeyse bütçemiz kadar yatırım yapacağız, ilk 10 yatırımı da planladık. 12-13 milyar lira bütçeyle körfez bölgesine altyapı yatırımı yapmaya hazırlanıyoruz. Kredi çalışmalarımızı yapıyoruz. İller Bankası başta olmak üzere Dünya Bankası, EBRD, Japonya hepsiyle görüşüyorum.”