Bakliyatta tekelleşme riski korkutuyor

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Almanya'nın Köln kentinde 9-13 Ekim tarihleri arasında düzenlenen, dünyanın en büyük gıda fuarı olarak kabul edilen Anuga Gıda ve İçecek Fuarı’na ilişkin izlenimlerimi dünkü yazımda paylaştım. Gıda sektöründeki değişimi, yenilikleri, piyasadaki gelişmeleri ayrıntılı olarak yazmıştım.

Fuar'ın ikinci günü İzmir Ticaret Odası Gıda İmalat Meslek Komitesi Başkanı Cemil Gökçen ile birlikte gezdik. Cemil Gökçen, gıda sektörünü yakından izleyen, Türkiye'den ve değişik ülkelerden gıda ürünleri alıp ihraç eden, piyasayı yakından izleyen birisi. Bir çok firmanın yetkilisini tanıyor. O'nunla fuarı gezmek bilgi almak açısından büyük avantaj.

Daha önce de birçok kez yazdığım gibi, sağlıklı olması nedeniyle dünyada bakliyat ürünlerine ciddi bir yönelme var. Bu ilgi artarak devam ediyor. Anuga Fuarı'nda da gözlemlediğim kadarıyla bakliyatta hem ürün çeşitliliği artıyor hem de bu alana ciddi yatırımlar yapılıyor. Bakliyat ürünlerinin organik olarak üretimi artıyor. Konserve olarak zaten çok yaygın. Katma değeri artırmak için bakliyat ürünlerine yönelik inovasyon çalışmaları da devam ediyor. Bakliyatın kullanım alanlarını artırmaya yönelik bu çalışmalar sonuç da veriyor.

Dünyada üretim artıyor

Dünyada bakliyat ürünleri üretimine bakıldığında 2020 yılında kuru fasulye üretimi 2019 yılına göre yüzde 6 artışla yaklaşık 24 milyon ton, nohut üretimi yüzde 7 artışla 15,2 milyon ton, mercimek üretimi ise yüzde 13 artışla yaklaşık 7 milyon ton olarak gerçekleşti.

Ancak, bakliyatta hammadde ile ilgili ciddi bir tehlike var. Hammadde yani bakliyat üretimi belli ülkelerde yoğunlaşıyor. Kanada ve Hindistan dünya mercimek üretiminin yüzde 60'ını sağlıyor. Mercimek ihracatının ise yüzde 55'ten fazlasını Kanada tek başına gerçekleştiriyor. Kanada'da kuraklık ve benzeri sorun yaşandığında yani üretim azaldığında fiyatlar yükseliyor.

Benzer durum nohutta, kuru fasulyede var. Myanmar, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Çin dünya kuru fasulye üretiminin yüzde 50'den fazlasını üretiyor. İhracatın yüzde 25'ini Myanmar tek başına gerçekleştiriyor. Arjantin, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Kanada diğer önemli ihracatçı ülkeler. Sadece 5 ülke dünya kuru fasulye ihracatının yüzde 65’ini gerçekleştiriyor.

Nohut üretiminin yüzde 70-80’ini Hindistan yapıyor. Amerika, Kanada, Avustralya ve Meksika diğer üretici ülkeler. Rusya en çok ihracat yapan ülke konumunda. Avustralya Amerika, Meksika, Kanada ve Türkiye diğer ihracatçı ülkeler.

Üretim ve ihracat az sayıda ülkede yoğunlaşınca iklime bağlı bir sorun yaşandığında fiyatlar yükseliyor ve bunun faturası tüketiciye yansıtılıyor.

Pandemide üretici ülkeler fırsatçılık yapıyor

Koronavirüs pandemisi sürecinde bakliyat ürünlerine olan talep artınca fiyatlar yükseldi. Üretici ve ihracatçı ülkeler fırsatçılık yaparak fiyatları yükselttiği de iddia ediliyor.

Anuga Fuarı'nda Amerika Birleşik Devletleri bakliyat ürünlerinin tanıtımına özel yer verdi. Bilindiği gibi, Amerika'da tarım ürünleri ile ilgili konseyler çok aktif. Amerika Kuru Fasulye Konseyi, Amerika Pirinç Federasyonu ve diğer kurumlar Amerikan bakliyat ve tarım ürünlerini tanıtmak için fuarda büyük çaba gösterdi.

İtalya'da hammadde krizi yaşanıyor

İtalya, mutfağı ve gıda endüstrisi ile dünyada gıda piyasalarını yönlendiren ülkelerden birisi. Bakliyatta da özellikle konserve üretiminde çok büyük paya sahip. Ancak son yıllarda su sorunu nedeniyle bakliyat üretimini azaltan İtalya, pandemi döneminde fiyatların ve navlun ücretlerinin artması ile hammadde sorunu yaşamaya başladı. Bu zaman zaman krize dönüşüyor.

Bakliyat sektöründe 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren İtalyan Eurocom Srl'nin Pazarlama Müdürü Carolina Grimaldi ile bakliyat sektöründeki gelişmeleri ve İtalya'da yaşananları konuştuk.

Bakliyat ürünlerine olan yüksek talep nedeniyle fiyatların çok arttığına dikkat çeken Grimaldi sektördeki son durumu şöyle özetledi: " Bu yıl nohut üreten ülkeler üretim alanlarını düşürdüler. İtalya nohutta turfanda üretimi olan bir ülke. Ama su problemi nedeniyle üretim çok azaldı. Bu yıl havalar çok sıcak geçti ve mahsulü toplama sırasında yağmur yağdı. Bu nedenle üretim daha da düştü. İtalya'nın bu krizini gören üretici ülkeler bundan yararlanarak bizim krizimizi fırsata çevirdiler. Amerika, Kanada fiyatları artırdı.

Biliyorsunuz İtalya'nın çok ciddi bir konserve endüstrisi var. Yine bu dönemde pandemi nedeniyle nakliye problemi yaşandı. Navlun ücretleri 5 kat arttı. Hayatımda ilk defa bir konteynere 10 bin dolar ödedim. Dünya bir kaç nakliye firmasının elinde. Gemilerde ciddi gecikmeler yaşandı. Dışarıdan ürün gelmeyince içerdeki ürünün fiyatı da arttı."

Türkiye bakliyatta yeniden lider ülke olabilir

Türkiye, 1980'li yılların ortalarında nohut, mercimek gibi bakliyat ürünlerinde üretimde ve ihracatta dünyada söz sahibi ülkelerin başında yer alıyordu. 1988 yılında nohut üretimimiz 778 bin ton ve ihracatımız 527 bin ton ile rekor kırmıştı. 1990'da nohut üretimi 890 bin tona ulaştı.

Benzer bir tablo mercimekte vardı. 1990 yılında Türkiye'nin mercimek üretimi 846 bin ton ihracatı 241 bin ton. Düşünebiliyor musunuz, 1990'da 846 bin ton mercimek, 860 bin ton nohut, 210 bin ton kuru fasulye ve bezelye, barbunya ve diğer ürünleri ekleyince 2 milyon tondan fazla bakliyat üretimimiz var. Bugün 1 milyon tondan az.

Yeniden o üretim oranlarına, o büyük başarılara ulaşabilir miyiz? Kesinlikle ulaşabilir ve daha fazlasını üretip ihraç edebiliriz.

Mercimek, nohut, bezelye, bakla gibi bakliyat ürünlerinin gen merkezi olan Türkiye'nin hemen her bölgesinde yetişen bu ürünler, yakın zamana kadar yoksulların besin kaynağı olarak kabul edilirdi. Et alamayanlar için en önemli protein kaynağı kuru fasulyeydi. "Et alamıyorsan kuru fasulye tüket" denilirdi. Nohut, mercimek ve diğer baklagiller de en önemli protein ve sağlıklı besin kaynağı.

Bugünlerde bakliyat ürünleri de zengin yemeği oldu. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bakliyat ürünlerinin sağlıklı besin kaynağı olması nedeniyle diyetlerde en çok önerilen yemeklerden. Doktorlar, uzmanlar sağlıklı yaşam için bakliyat ürünlerinin tüketilmesini öneriyor.

Baklagiller üretimi, ihracatı konusunda Türkiye, çok büyük bir potansiyele ve üretim kültürüne sahip. Kanada'nın dünya mercimek üretiminde ve ihracatında söz sahibi olmasının temelinde de Türkiye'den götürülen mercimek tohumu ve uzun vadeli politikalarla üretimin yönlendirilmesi ve desteklenmesi var.

Mercimek tohumunu Türkiye'den temin eden Kanada, dünya üretiminin yüzde 40'ını, ihracatının ise yüzde 55'ini tek başına karşılıyor. Türkiye de mercimek ithalatının yüzde 80'ini Kanada'dan yapıyor. Bu nedenle Kanada'nın mercimek ve bakliyat politikası çok iyi irdelenmeli.

Özetle, sağlıklı ürünler olması nedeniyle bakliyat ürünlerine olan talebin artması, iklime bağlı üretim düşüşü fiyatları artırıyor. Türkiye, bakliyatta üretici, ithalatçı ve aynı zamanda ihracatçı konumunda. Potansiyelini değerlendirebilse üretici ve en büyük ihracatçı ülkelerden birisi olabilir.

Fiyat artışına rağmen talep düşmüyor

İtalya'da fabrikalara doğalgazı devletin değil özel şirketlerin getirdiğine dikkat çeken Carolina Grimaldi: “2020 yılı Şubat ayında Euro bazında 19 sent olan doğalgazın metreküpü şu anda 50 sent. Yanlış ekonomi politikası ile fiyatlar yüzde 60 arttı. Bunların hepsi bizim maliyetlerimizi ve dolayısıyla ürün fiyatını artırıyor" dedi.

"Fiyat artışı bakliyat talebini düşürür mü?" sorumuza ise Grimaldi şu yanıtı verdi: "İtalya'da bakliyat ürünleri fakirin yemeği olarak kabul edilir. Bu nedenle fiyat artsa da insanlar yine de alıp tüketiyor.

Ayrıca eskiden vegan, vejeteryan tüketici bu kadar çok değildi. Sağlıklı beslenmeye inananlar bu yiyeceklere para buluyor. Bu nedenle fiyat artışına rağmen bakliyatta talep düşmez.

İtalya olarak biz eskiden tarım ülkesiydik. Bugün tarım ülkesi değil, gıda endüstrisi olan ülkeyiz. Hammadde kaynaklarımız azalıyor. Avrupa'daki talep o kadar kuvvetli ki, biz uzun zaman hiç geriye dönüp hammaddeye bakmazdık. Ama, bu pandemi döneminde hepimiz hammadde ile daha yakından ilgilenmek zorunda kaldık."

Tüm yazılarını göster