Bahar geliyor

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Bir TV dizisinin karamsar “Kış Geliyor” sloganına zıt; bir otomobil markasının “Spring is coming” diyerek, bir “mecâz-ı mürsel” ile elektrikli otomobiller için iyimser bir hava yaratması, ilgimizi fazlasıyla çekti…

Avrupa’da 15 milyon A-segmenti otomobil kullanıcısı var… Ve bunların yarısı araçlarıyla şehir dışına hiç çıkmadan günde ortalama 31 km yol yapıyorlar. Şehir merkezlerine içten yanmalı araçlar için yasaklar gelirken, bu minik araç sınıfının özellikle elektrikli seçeneklerle büyüyeceği öngörülüyor. A-segmenti araç kullanıcıların yüzde 66’sı elektrikliye geçmeyi düşünürken; yüzde 30’u, tam elektrikliler pahalı diyerek başka seçenekler arıyorlardı.

İşte bu talebi fark ederek; üstünde gereksiz hiç bir aksesuarı olmayan, fakat 6 hava yastığından acil fren sistemine kadar gerekli tüm güvenlik donanımına ve klimayla audio gibi yeterli konfor özelliklere de sahip, üstelik normal içten yanmalı bir otomobil fiyatına elektrikli bir gerçek bir otomobil yapsak, diye düşünmüş, Dacia ve Lada markalarının CEO’su Denis Le Vot.

Kendisiyle yaptığımız söyleşide; geri görüş kamerası, akıllı telefon eşleştirilebilen multimedya sistemi, pasif ve aktif güvenlik olarak Avrupa regülasyonlarına tam uyuma sahip, 125 km/h maksimum hıza ulaşan, 1,62 metre darlığına rağmen 290 litrelik bagajı ve 1,1 metreküplük yükleme alanında 325 kg taşıyabilen, şehir içinde 305 km yüksek hızlarda bile minimumda 230 km menzile sahip, 30 kW’lik 125A DC şarjda 90 dakikada bataryasını dolduran bir A-segmenti elektrikli otomobili 16.700 Euro’ya, Fransa’daki çevre bonusuyla 12.403 Euro ve Almanya’da 10.920 Euro fiyat oluşturarak, “elektrikli araçlar herkes için erişilebilir olmalı” diyordu.

Le Vot, Dacia’nın son 16 yılda 7 milyonluk satışa ulaşırken, 2004 yılında Dacia’nın Logan ile herkesin “satın alabileceği ekonomik otomobil” ve 2010’da da Duster ile “herkesin ulaşabileceği SUV” yarattığını hatırlatıyordu. Şimdi ise üçüncü devrimlerini Spring modeliyle başlattıklarını, duyuruyordu. Yani, elektrikli otomobilin bir ayrıcalık olmadığını ve herkes için demokratikleştirdiklerini anlatıyordu.

44 beygire denk 33 kW ve 125Nm maksimum torka sahip motoru, 27,4 kWh’lık 190 kg ağırlığındaki 12 modül 72 hücreli bataryasıyla, günde 90 km yol yapanlar için bile 3 günden önce şarj gerektirmeyecek, 970 kg ağırlığıyla beklenenden daha çevik hareket edebilen Dacia Spring’i geçtiğimiz hafta Bükreş ve çevresinde kullandığımda ve Romanya’daki 18 bin Euro’luk fiyatının (düşük güç indirimi, hurda indirimi ve yüzde 100 elektrikli olması gibi) teşviklerle 7.700 Euro’ya indiğini öğrendiğimde de çok şaşırmıştım.

Redüktörlü tek vitesiyle 5,8 saniyede 50’ye 19,1 saniyede 100 km/h hıza çıkan Spring’in özellikle 26,2 saniyelik 80-120 hızlanmada ara hızlanmasının TIR konvoylarını sollamada yeterli olduğunu da belirtelim.

Renault’nun 10 yılı aşan, 330 bini geçen elektrikli otomobillerinin birikimiyle ve Renault-Nissan ittifakının tüm ortak üretim imkanları kullanılarak Çin’de üretilip, rejenerasyon teknolojisine sahip olsa bile Avrupa için olabildiğince ekonomik fiyatla hazırlanan 3,73 metrelik Dacia Spring’in binek şeklinden başka araç paylaşım sistemleri için Business ve N1 ticari kullanım için Cargo versiyonları da var.

Aynı klasmandaki içten yanmalıların 8 Euro’luk yakıt tüketimlerine karşı 100 kilometrede sadece 2 Euro’luk elektrik masrafı olacağı hesaplanan bu mini-SUV görünümlü Dacia, 7,4 kW’lık 32A “wallbox”la 5 saatte, 3,7 kW’lık 16A prizde 8.5 saatte ve 2,3 kW’lık 10A normal prizde 14 saatte bataryasını tam doldurabiliyor.

Bataryası 8 yıl, Spring’in kendisi ise 3 yıl 120 bin km garanti ile sunulan bu ilk elektrikli Dacia, TCO yeni toplam kullanım ve sahip olma maliyetlerinde benzer sınıftaki bir araca göre yüzde 30 ilâ 50 avantaj da sunabiliyormuş.

Hatta ilk siparişler için 2 bin kilometrelik ücretsiz şarj da ikram edilen Dacia Spring, Kasım ayında Türkiye’ye bugünkü kurlarla ve yüksek vergilerimizle neredeyse iki buçuk misline, 180 bin TL’ye gelebilirse, herkese uygun ekonomik bir elektrikli otomobil seçeceği olabilir.

Elektro-Mobilite’nin en gerekli olduğu yerde yani şehir içi trafiği içinde elektrikli otomobillerin zaruri olduğu, artık bir gerçek!.. Fakat, insan yoğunluğunun ortasında gereksiz büyük bataryalı pahalı elektrikli otomobillerin olması da, bir o kadar gereksiz ve yanlış!..

Tüm yazılarını göster