ALMANYA’da tekstil mühendisliği okuyan 1935 Adana doğumlu Yücel Kurttepeli, 1960 yılında okuldan bazı arkadaşlarıyla otomatik kapı kilidi üretmek üzere “Euroka Metal”i kurdu. 27 Mayıs 1960 darbesi, Kurttepeli ve arkadaşlarının kurduğu şirketin üretim planlarını da olumsuz etkiledi:
- Amacımız kilit üretmekti. İhtilal dönemi yasakları devreye girdi, yapamadık.
Kurttepeli ve ortakları, 1957-1958 yıllarında bazı küçük çaplı iş sahiplerinin Beyrut ve Yugoslavya’da doldurdukları tüpleri Türkiye’de pazarlamaya çalıştığını görmüştü. Kilit üretimleri yasaklara takılınca İzmit Yarımca Rafinerisi’nin (İPRAŞ) yolu tutuldu:
- O günlerde LPG, İPRAŞ için bacadan çıkan atık gazdı ve yakıyorlardı. Bu gaza talip olduk ve sözleşme yapıp, tüplere doldurarak satacağımız söyledik.
İlk tüpgaz dolumu Nisan 1961’de gerçekleşti. Dönemin bakanlarından Fethi Çelikbaş da ilk dolum törenine katıldı. Kurttepeli, Çelikbaş başta olmak üzere törene katılan konuklara döndü:
- Doldurduğumuz tüp, 4 kişilik bir aileye mutfakta bir ay yetecek…
Çelikbaş, bu iddialı taahhüde inanmadı. Kurttepeli, yemeğe giderlerken bir tüpü tarttırdı, başına nöbetçi dikip ocağı yaktırdı:
- Yemekten dönüşümüzde tüpü yeniden tarttık, bizim düşündüğümüz kadar sarfiyat olmuştu. Sayın Çelikbaş yine inanmadı. Nöbetçiye, “Birileri girip tüpü yeniden doldurmuş olmasın” dedi.
Halk başlangıçta “patlar” diye korkunca, ikna formülü bulundu:
- Muhtarlara ocakla birlikte bedava tüp dağıttık. Muhtarların kullandığını gören vatandaş da yavaş yavaş tüp kullanmaya alıştı.
Tüpgaz piyasasında fırsat gören Koç Grubu çok geçmeden Aygaz’ı kurup piyasaya girdi. Aygaz piyasaya girince İPRAŞ,Kurttepeli ve arkadaşlarının şirketine gaz vermeyi kesti:
- Biz, İPRAŞ’a “Neden?” diye sorduk. Gazın tümünü Aygaz’a bağladıklarını, o şirketi daha güvenilir bulduklarını söylediler. İPRAŞ’a dava açtık, gazın bir bölümünü kurtardık.
Yücel Kurttepeli, daha sonraki dönemde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) yüzde 49 ortaklığı ile İpragaz’ı kurdu:
- 1989 yılında Kamu Ortaklığı İdaresi (KOİ), TPAO’nun İpragaz’daki hisselerini satmayı gündemine aldı. Biz istedik,“Olmaz, yabancılara satılacak” dediler.
Rastgele bir yabancı ortağın gelebileceği endişesi üzerine Kurttepeli ve ortakları daha hızlı davrandı:
- Ortaklarımla birlikte yüzde 49 hissemizi Fransız Primagaz’a 47 milyon satıp çıktık. Primagaz, 2,5 yıl sonra TPAO’nun elindeki yüzde 51 hisseyi 89 milyon dolara alıp, İpragaz’ın yüzde 100’ünün sahibi oldu.
Primagaz yönetimi, Yücel Kurttepeli’nin İpragaz’ı yönetmesini talep etti:
- Ben o zaman 50’li yaşlardaydım. Başka işler yaparım diye kalmak istemedim. Israr ettiler. Bunun üzerine yüzde 11 hisse alıp kaldım.
Söz konusu yüzde 11 hisseyi 2000 yılında satıp, emeklilik hazırlığı yapmayı planladı:
- Primagaz’ı 1999’da alan Hollandalı SHV Gas, benden yönetim kurulu başkanlığını hem de tek imza yetkisiyle sürdürmemi istedi.
Yücel Kurttepeli ve İpragaz’ın öyküsünü Aralık 2010’da şirketin 50’nci kuruluş yıldönümünde dönemin Genel MüdürüSelim Şiper’le birlikte düzenledikleri sohbette dinledim.
O günlerde 76 yaşında olan Kurttepeli, şu detayı paylaşmıştı:
- 1989 yılında İpragaz’ın yüzde 49’unu 47 milyon dolara satmıştık. 2000 yılında yüzde 11’lik hisseyi 44 milyon dolara devrettim. Yani, İpragaz’ın toplam değeri 400 milyon dolara çıkmıştı.
Ardından şu noktanın altını çizmişti:
- Sayın Demirel 1991 seçimlerinde meydanlarda çiftçiye “Alacalarınızı en kısa sürede ödeyeceğiz” sözü vermişti. TPAO’nun elindeki İpragaz hisselerinin satışından sağlanan kaynakla çiftçiye olan borçlar ödenmişti.
İpragaz’ın ve Türkiye’de LPG sektörünün kurucusu Yücel Kurttepeli, geçen hafta 89 yaşında vefat etti.
Yücel Bey’e Allah’tan rahmet diliyorum.
Mekanı cennet olsun…
HATAYLI psikolog Özlem İflazoğlu, 6 Şubat 2023 asrın depreminde 5 yaşındaki kızı ve annesiyle birlikte evlerinden 45 dakikada çıktıktan sonra ne yapacaklarını bilmez halde soğukta bekleşirken Antalya’daki ablası aradı:
- Bulabildiğiniz ilk araçla Antalya’ya gelin…
Özlem İflazoğlu’nun şansı yaver gitti, deprem sonrası Hatay’dan ayrılan ilk kafileler arasında yerini aldı. İlk günlerin şokunu atlatmaya başlarken kızını Antalya’da ablasının evine yakın bir okula yazdırdı. Kendisi de iş arayışına girdi:
- Bundan sonra Hatay’a dönmeyiz. Artık Antalya’ya yerleşiriz.
Çok geçmeden Hatay Psikologlar Derneği Başkanı Gülşen Filazoğlu, dernek üyesi meslektaşı Özlem İflazoğlu’nu aradı, hatırını sordu, şu yanıtı aldı:
- Antalya’dayız. Hatay’a dönmeyi düşünmüyoruz.
Gülşen Filazoğlu, meslektaşı Özlem İflazoğlu’nu sık sık aradı, Hatay’da psikologlar olarak yaptıklarını anlattı. Telefon görüşmeleri sonunda etkisini gösterdi. Özlem İflazoğlu, Hatay’a dönme kararı aldı. Dönünce de Samandağ’da kurulan Travma Merkezi’nde çalışmaya başladı:
- Hatay’a dönüp Samandağ Travma Merkezi’nde görev almak bana daha iyi geldi.
Özlem İflazoğlu, bu kısa deprem öyküsünü Sevdil Yıldırım’ın bir grup arkadaşıyla 6 Şubat depremlerinin vurduğu kentlerdeki depremzedelere destek verebilmek amacıyla kurduğu “Yol Açık Yola Çık” derneğinin İstanbul’da gerçekleşen buluşmasında anlattı.
KITA Lojistik CEO’su Didar Sevdil Yıldırım, 6 Şubat 2023 sabaha karşı Pazarcık depreminin hemen ardından bölgeye destek için kolları sıvamak üzere arkadaşlarıyla irtibat kurdu.
Deprem bölgesine ilk yardım kamyonu kısa sürede yükletildi. Yolda sıkıntı yaşanması olasılığına karşı kamyon bir gün gecikmeli yola çıkarıldı.
Bölgeye yardımda sürdürülebilirliği sağlamak üzere hızlıca bir platform kurma kararı alındı:
Platform, Nisan 2023’te de dernek statüsü kazandı. Dernek yönetimi, geçen pazar günü başta Hatay olmak üzere deprem bölgesinde yaptıklarını anlatmak üzere bir toplantı düzenledi.
Hatay Psikologlar Derneği Başkanı Gülşen Filazoğlu, 6 Şubat depremlerinin travma tedavisinde literatürü değiştirdiğini belirtti:
- Travma tedavisi hemen başlamazdı. Travmaya yol açan olayın üzerinden bir süre geçmesi tavsiye edilirdi. Ancak, 6 Şubat depremleri travma tedavisi için bekleme süresini ortadan kaldırdı. Çünkü, travmaya yol açan sarsıntılar sürüyor, enkazlar hemen kalkmıyordu.
Depremde yaşadıklarıyla ilgili duygularını da şöyle paylaştı:
- Biz psikologlar, tedavi eden taraftaydık. Ancak, depremin yarattığı travmayı biz de yaşadık. Bir yandan kendimizi toparlamaya çalışırken, diğer taraftan çevremizdeki depremzedelere destek olma çabasına giriştik.
DEFNE Çocuk Evi’nde görev yapan psikolog Ayça Yıldırım, 6-12 yaş grubu çocukların oyunlarından birkaç görüntü ekrana yansıttı:
- Bakın çocuklarla birlikte lego evler yaptık. Hepsi, tek katlı ev yaptı. Bir tek ben iki katlı yaptım.
Çocuklara lego evleri bile tek katlı yapmalarının nedenini sorduğunu belirtti:
- Çocuklar tek katlı evin depremde daha güvenli olduğunu dikkate almış. Yani, deprem çocukların oyunlarında da etkisini gösteriyor.