1978 yılı eylül ayı… 1976 yılındaki üniversite sınavında 18’inci tercihim olarak girdiğim İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne bağlı Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nun (şimdiki Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi) Dolapdere’deki binasının önündeyiz.
O gün ilk kez karşılaştığım biri kendini tanıttı:
- Ben Haşmet Zeybek, bu okulun öğrencisiyim. 10 yıl önce siyasete dalıp okula ara verdim. Artık okulu bitirmeye karar verdim. Ders notları konusunda bana yardım eder misin?
“Düğün Ya Da Davul”, “Alpagut Olayı”, “Irgat” gibi o dönemin çok bilinen tiyatro oyunlarının yazarı Haşmet Zeybek’le abi-kardeş ilişkimiz o günden itibaren başladı.
O yılın Ekim ayında sınav çıkışı Taksim’e doğru yürürken sordu:
- Vahap, gazeteci olmayı düşünüyor musun?
Şu yanıtı verdim:
- Abi isterim ama mümkün mü? Hürriyet’in, Milliyet’in, Cumhuriyet’in kapısından bile giremeyiz.
O anda karar verdi:
- Cağaloğlu’nda belediyelere bülten çıkaran arkadaşlarım var. Gel onlara uğrayalım. Belki onların yanında bir fırsat çıkar. Okul bitene kadar Babıali’de yolunu çizersin.
Taksim’den bindiğimiz belediye otobüsünden Eminönü’nde indik. Cağaloğlu’na doğru yürürken tedirginliğim arttı:
- Abi, fotoğraf çekmeyi, daktilo kullanmayı bilmem. Yabancı dilim yok. Bu halimle işe alırlar mı?
Yanıtı beynime kazındı:
- Babıali, atlama taşına benzer. İne çıka yol alırsın.
Birlikte Hürriyet’in Cağaloğlu’ndaki binasının karşı sırasındaki bir iş hanına girdik, AKA’nın (Arşiv, Kupür, Aktüalite) ofisine geçtik. Ajansın ortakları Sevin Okyay ve Ethem Ay’la tanıştırdı:
- Vahap, benim okul arkadaşım. Durumunuz uygunsa sizin yanınızda işe başlasın.
Ethem Ay, soruları sordu:
- Fotoğraf makinen var mı?
- Fotoğraf makinem yok. Fotoğrafçılık dersi seçmeli. Derste bir kere fotoğraf makinesini gördüm. Fotoğraf çekmeyi de bilmiyorum.
Sorular sürdü:
- Daktilo biliyor musun?
- O da seçmeli ders. Daktilo başına bir kere oturdum.
Son soruyu sordu:
- Ya İngilizce?
Yanıtım olumsuzdu:
- Maalesef…
Yine de iş kapısını açık tuttu:
- Hepsini zamanla öğrenirsin. Bizim Saadet İş Hanı’nda bir arşivimiz var. Orada gazete keserek işe başla bakalım.
Okula tümüyle devamsızlığı düşünmediğimi söyledim, formülü buldu:
- Yarım gün gel, sonrasına bakarız. Sana ayda 1000 lira vermeye çalışırız. O parayı veremediğimiz dönemler olabilir.
Meslekteki yolculuğum böylece Haşmet Zeybek, Sevin Okyay ve Ethem Ay sayesinde başladı…
44 yıllık mesleki yolculuğum Haşmet Abinin dediği gibi sürdü. AKA’dan sonra sırasıyla ANKA Ajansı (1979-1980), UBA (Ulusal Basın Ajansı, 1980-1981), Dünya Gazetesi (1981-6 ay), Tercüman Gazetesi (1981-1984), Hürriyet Gazetesi (1984-1987), Söz Gazetesi (1987-6 ay), Milliyet Gazetesi (1987-1992), Hürriyet Gazetesi’nde (1992-2019) çalıştım.
Hürriyet Gazetesi’nden 31 Ekim 2019’da Genel Yayın Yönetmeni iken ayrıldım. Kasım 2019’da da Hakan Güldağ’ın önderliğindeki “Dünya çalışanlarıyla yola devam ediyor”projesine dahil oldum.
Bugün “Atlama taşı”nın yeni bir aşamasındayım:
Meslekte 44 yılı geride bıraktım ama tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte heyecanla kolları sıvadık. Bugün ilk sayımızla karşınızdayız…
Bu yolculukta da yanımızda olun, “Haber kutsal, yorum hürdür” anlayışıyla birlikte yürüyelim…
Trakya’da fabrikalar yaparken insaflı olun
TÜRKİYE-Yunanistan İş Konseyi ve Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (KEYİAD), 20 kişilik bir heyetle Selanik’e (Yunanistan) gitti.
Türkiye-Yunanistan İş Konseyi Başkan Yardımcısı, KEYİAD Başkanı Ahmet Eler’in organizasyonu ile gerçekleşen geziye katılan heyette Prof. İlber Ortaylı, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) önceki Başkanı İsmail Gülle, Tamara Tekstil Başkanı Salih Boz, Mercan Şirketler Grubu Başkanı Tolga Mercan, Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Doğan, Abay Holding Yönetim Kurulu Üyesi Tanın Abay yer aldı.
Tolga Mercan, Selanik yolculuğu öncesi heyeti Keşan’daki ofisinde ağırladı. Keşan’daki buluşmaya Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sezai Irmak, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Şapçı, Keşan Ticaret Borsası Başkanı Necmi Kaymaz da katıldı.
Prof. İlber Ortaylı, Trakya Bölgesi’ndeki sanayileşme konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
- Trakya’yı iyi bir istikbal bekliyor ama bu felaket de olabilir. Karar vermek zorundasınız.
- Ya sanayi, ya da ziraat… Bu konuda Fevzi Çakmak gibi düşünecek değilim. Ona kalsa, Genelkurmay Başkanı olarak burada bir tane sanayi bacası yaptırmazdı.
- Trakya’nın bugünkü zenginliğinde, Tekirdağ’ın patlamasında sanayinin payı var. Ancak, bir şeyi unutmayın. Burası, imparatorluğu besleyen bir ziraat bölgesiydi.
- İnsaflı olmak zorundasınız. Deniz kıyılarından ve Trakya’dan uzak yerlere gitmenizi istirham ederim. Anadolu sanayi bekliyor.
- Muhakemenizi insafla ve adil bir hakim gibi yaparsanız memleket kurtulur, yoksa hapı yutarız.
Heyet Selanik’te Başkonsolos Efe Ceylan’ı ve Atatürk’ün evini ziyaret etti. Dedeağaç’ta da Gümülcine Türk Gençlik Birliği Derneği Başkanı Sedat Hasan, İskele Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu ve Yunanistan Dostluk ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu ile buluştu.