Önce bir düzeltme ve özürle başlamam gerekiyor. Bu köşede dün yer alan yazımda Merkez Bankası verilerinden yola çıkarak üç aya kadar vadeli mevduatın, yani ağırlıkla 32 gün vadeli mevduatın yıllık faizinin 8 Aralık’ta yüzde 50.49’a ulaştığını, bu faizin bileşiğinin de yüzde 60 dolayına geleceğini belirttim. Gözden kaçırdığım gerçek şu oldu; yüzde 50.49 faiz, zaten bileşik faizdi; oysa ben bu oranı basit faiz gibi dikkate alıp bileşik oran hesapladım.
Dolayısıyla veri seti tümüyle değişmiş oldu...
Merkez Bankası verilerine göre 8 Aralık itibarıyla bankaların mevduat tutarıyla ağırlıklandırılmış ortalama bileşik faizi vadelere göre şöyle:
“Bir aya kadar vadeli yüzde 41.97, üç aya kadar vadeli yüzde 50.49, altı aya kadar vadeli yüzde 47.46, bir yıla kadar vadeli yüzde 39.35, bir yıl ve daha uzun vadeli yüzde 38.10, tüm vadelerin ortalaması yüzde 44.94.”
Tasarruf sahiplerinin vadede ağırlıklı tercihinin 32 gün olduğu biliniyor. Buna göre esas alınıp irdelenmesi gereken üç aya kadar vadeli mevduatın faizi olan yüzde 50.49...
Net yüzde 47-48’e iniyor
Üç aya kadar vadeli mevduat ağırlıkla 32 gün vadeli, ancak tabii ki herhangi bir hesabı bir yıl boyunca 12 kez 32 gün vadeli olarak döndürmek mümkün değil. Çünkü bu durumda yıl yetmiyor!
Ancak hesaplama kolaylığı sağlaması açısından yıllık yüzde 50.49 faizin aylık hesaplara uygulandığını varsayalım.
Buna göre yıllık yüzde 50.49 bileşik faiz sonucunu verecek yıllık brüt faiz yüzde 42, aylık brüt faiz ise yüzde 3.5 düzeyinde. Aylık faizin stopaj düşüldükten sonraki neti yüzde 3.3.
Bir hesap yılda 12 kez net yüzde 3.3 faiz ile döndürüldüğü takdirde yıllık net getiri yüzde 47-48 ediyor. Tabii ki bu bir yılda faiz oranı hiç değişmediği takdirde...
Yürürlükteki oranlara göre Türk Lirası cinsi mevduatta altı aya kadar vadeli olanlara yüzde 5, altı ay ile bir yıl arası vadeli olanlara yüzde 3 stopaj uygulanıyor. Bir yıldan uzun vadeli mevduatın stopajı ise sıfır.
Buna göre 32 gün vadeli mevduattan yüzde 5 stopaj kesintisi yaparak net faize gidiyoruz. Sonuç; aylık yüzde 3.3, yıllıkta ise yüzde 47-48 dolayında net faiz.
Nerede kaldı reel faiz?
“Çok arttı, tırmandı gitti” denilen faiz işte bu!
Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın “Böyle bir faize rağmen dövize geçilmesi matematiksel olarak saçma” dediği faiz de!
Aylık ortalama yüzde 3.3, yıllık da net yüzde 47-48...
Ya enflasyon, enflasyon hangi düzeyde?
Tamam, geride kalan enflasyona bakmıyoruz.
Bu faizin verileceği önümüzdeki döneme bakalım ve kıyaslamayı öyle yapalım.
Örneğini bu ay, aralık ayında enflasyon hangi düzeyde bekleniyor?
Yüzde 3 dolayında; belki bu oranın biraz altında bile kalınabilir. Oran biraz şaşar ve yukarı giderse, reel faiz sıfır, hatta kim bilir bakmışsınız reel kayıp oluşmuş!
Hadi aralık ayını iyi kötü atlattık; mayısa kadar olan dönem ne olacak?
İlk beş ayda yüksek enflasyon bekleniyor.
Bu ne benim beklentim, ne piyasanın beklentisi...
Bu tahmin tümüyle Merkez Bankası’na ait.
Merkez Bankası’na göre yıllık enflasyon yüzde 74 ile mayıs ayında zirveye çıkacak. Bu yılı yüzde 65’te kapatırsak yıllık oranın mayısta yüzde 74’e çıkması, ilk beş aydaki aylık ortalama fiyat artışının yüzde 4 olması demek. (Ekonomi 14 Aralık 2023.) Aylık net faiz kaç, yüzde 3.3...
Ocak-mayıs döneminde beklenen aylık enflasyon kaç, yüzde 4...
Sormayalım mı şimdi “Nerede reel faiz” diye...
3.3’ün 4’ten büyük olduğu sonucunu veren yeni bir matematik formülü keşfedilmemişse bu faizi yetersiz bulup dövizi seçenek olarak görenleri “matematiksel olarak saçma” bir davranış sergilemekle itham etmek biraz haksızlık olmuyor mu?
Bu söylediğimden kimse şu sonucu çıkarmasın. Demiyorum ki “Döviz enflasyondan daha fazla getirir, dolayısıyla faiz yerine döviz tercih edilmelidir”, yok böyle bir garanti. Ama dövizi seçenler de herhalde tercihlerinden dolayı hiç hak etmedikleri bu ithama maruz kalmamalı.
Yine dün yazdım, bankalarda milyarlarca dolar döviz tevdiat hesabı var; vatandaşın ve şirketlerin. Onlar da dövizini bozdurup bu faize rağmen TL’ye geçmiyor. Ne yani şimdi onlara da mı “Matematiksel olarak saçma bir davranış sergiliyorlar” diyeceğiz?
Vatandaş tasarrufunu istediği gibi değerlendirmeyi seçebilir; hatta hiç tasarruf etmez, yer, içer, gezer...
Asıl devletin parasını harcarken kendi parasına gösterdiği özeni sergilemeyenlere, aldıkları kararlarla tüm vatandaşları zora sokanlara, yaptıkları bir açıklamayla ortalığı karıştıranlara bakmak lazım.