Ayakkabı, tekstil, konfeksiyon ve deri ithalatı TAREKS kapsamına alındı

Denetime kimsenin itirazı yok. Özellikle kurumsal firmalar denetimi destekliyor. Endişe edilen, gümrükte zaman kaybedilecek olması.

B. KAAN ÖZTÜRK

Başlıkta geçen ürünler ithal edildiğinde azo boyar ve fitalat gibi kimyasalları izin verilen limitlerin üzerinde içerip içermedikleri denetleniyor. Denetimler halen ithalattan sonra yapılıyor. Ticaret Bakanlığı’nın 7 Kasım 2020 tarihinde yayımladığı (2021/18) sayılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği uyarınca yılbaşından itibaren bu ürünler önce denetlenip, sonra ithal edilecek. İşlemler, diğer Ürün Güvenliği Denetimleri gibi Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS) üzerinden yapılacak.

Öncelikle bakanlığa, gümrük müşavirleri ve ithalatçıların yıllardır dile getirdikleri talebi dikkate alarak, düzenlemeyi yılsonunda değil, iki ay önceden yayımladığı için teşekkür etmek gerekir. Bu süre zarfında sektör hazırlıklarını yapabileceği gibi, uygulamaya yönelik olası endişelerini de önceden dile getirme şansı bulacak.

Uygulamanın nasıl olacağı, gümrük süreçlerine olası etkileri ve çözüm önerilerimize geçmeden önce, azo boyar ve fitalatın ne olduğunu kısaca hatırlayalım. Düşük maliyeti, parlak ve çok çeşitli renkleri ve kolay tedarik edilebilmeleri nedeniyle özellikle tekstil sektöründe yaygın olarak kullanılan azo boyar maddelerin bazıları kanserojen aril amin içeriyor. Bu yüzden 1 gramda 30 ppm üzerinde azo boyar madde içeren ürünler “yasaklı kimyasallar” sınıfına giriyor. Fitalatlar ise plastiklerin yumuşatılmasında kullanılan fitalik asit esterleri. Kanserojen olmalarının yanı sıra, kısırlığa da neden olabiliyor.

Denetime kimsenin itirazı yok. Özellikle kurumsal firmalar denetimi destekliyor. Endişe edilen, gümrükte zaman kaybedilecek olması. Mevcut uygulamada denetimler beyanname tescili sonrasında (FAZ III) yapılıyor. Risk analizi sonucu ürün teste yönlendirilirse saatler içinde numune alınıyor ve gümrük gözetimi sonlandırılıyor. Numune test için laboratuvara giderken ürün ithalatçıya teslim ediliyor. Yeni uygulamada, denetim beyanname tescili öncesinde (FAZ II) olacak. Tescil öncesi TAREKS başvurusu yapılacak ve (risk analizi sonucu ürün teste yönlendirilirse) test uygun sonuçlanıncaya kadar beyanname tescil edilemeyecek. Bu süre boyunca eşya da ithalatçıya teslim edilmeyecek. Halen bu şekilde denetlenen oyuncak ve telefon gibi ürünlerde teste yönlendirilen ürünlerin denetiminin sonuçlanması bir haftayı buluyor. Bu sürenin giyim sektöründe tedarik ve üretim sistemlerini olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olur. Bu nedenle etkin bir risk analizi ve denetim sistemi hem insan sağlığını korumak hem de ticaretin akışını engellememek açısından çok önemli.

Akla gelen ilk çözüm, TAREKS risk kurallarının riskli ürünlere odaklanması ve az sayıda ürünün teste yönlendirilmesi. Ancak TAREKS risk analizini model (item) bazında yapıyor. Bu da TAREKS başvurularında saatlerce veri girişine neden olabiliyor. Oysa halen uygulanan Riske Dayalı Denetim Sistemi (RDDS) beyanname bazında risk analizi yapıyor. Bu da veri girişini hızlandırıyor. TAREKS’in de benzer bir yapıda çalışması sistemi hızlandıracaktır. Örneğin 50 modelden oluşan 2000 ürünlük bir partide her modelin farklı kalem olarak girilip, her kalem için alınacak TAREKS referans numarasını gümrük beyannamesine yazılması halinde beyannameye 50 farklı referans numarası yazılması gerekecek. Bu kadar uzun ve ayrıntılı bir başvuruda yapılması kaçınılmaz olan küçük hatalar ise başvuru iptali nedeniyle ithalatçının daha sık denetime düşmesine neden olabilecek. Başvuru sırasında TAREKS’e ürün görsellerinin girilecek olması da ayrı bir endişe kaynağı. Görsellerin her başvuruda değil, sadece denetime düşen başvurularda yüklenmesi uygun olur. İthalatçıların elinde her ürünün görselinin bulunmadığını vurgulamak gerekir. Özellikle hammadde ve ara mallar için görsel yüklenmesi istenmemeli. Esasen, hedef nihai ürünler olmalı, hammadde ve ara mallar tebliğden tamamen çıkartılmalı.

Yazıyı, yeni sistemin gümrük işlemlerinde gecikmelere neden olmasından endişe edenleri rahatlatacak bir bilgi vererek tamamlayalım: Ticaret Bakanlığı 2019-2023 Stratejik Planında, 2021 yılında gümrükte kırmızı hatta düşme oranını %1.4’e düşürmeyi ve ithalatta gümrük işlemlerinin yaklaşık yarısının en fazla 8 saatte tamamlanmasını hedefliyor. Bu da gösteriyor ki bakanlık yeni sistemin gümrüklerde uzun beklemelere neden olmasını istemiyor. Bu nedenle Ticaret Bakanlığı’nın; oluşturacağı TAREKS algoritması, hazırlayacağı Uygulama Usul ve Esasları, hatta yapacağı tebliğ değişikliği ile sorunları daha oluşmadan çözeceğine inanıyoruz.

Tüm yazılarını göster