FRANSA Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mayıs 2022’de “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”nin toplanmasını gündeme getirdiğinde akıllara 1970’li yıllar geldi:
- “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi” benzeri bir buluşmayı 1970’lerde ilk gündeme getiren dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing olmuştu. D’Estaing, Sovyetler Birliği hariç, tüm Avrupa ülkelerinin bir araya gelmesini önermişti.
Dışişleri Bakanlığı’ndaki Avrupa Birliği’ni (AB) yakından izleyen ekip Macron’u dinlerken 1997 yılını irdeledi:
- 1997 yılında 10 aday ülke açıklandığında Türkiye, AB tarafından dışlandı. Bu nedenle, o dönemde gerçekleşen “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”ne katılmayı reddetmiştik.
Macron, Mayıs 2022’de “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”ni gündeme getirirken Ukrayna ve Moldova’nın tam üyelik için beklediğini dikkate almış, Türkiye’yi saymamıştı:
- Önümüzdeki 3-5 yılda AB’nin genişlemesi söz konusu olamayacak. O nedenle“Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”ne ihtiyaç var. Yalnız, bu toplantıyı AB’ye tam üyelik konusunda verilen bir garanti gibi görmemek gerekiyor.
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da gerçekleşen zirveye Ukrayna, Moldova ve Gürcistan dahil tam üyelik için bekleyen ülkeler ile İngiltere de davet edildi.
İngiltere, zirveye katılma konusunda şartlarını ortaya koydu:
- İngiltere’ye AB adayı ülke muamelesi çekiliyor gibi bir görüntü ortaya asla çıkmasın. Böyle bir görüntü, algı ortaya çıkarsa biz orada olmayız.
- Zirve, “eşitler arası bir toplantı” şeklinde planlansın.
- Zirve sonunda ortak bildiri yayınlanmasın.
Türkiye de Prag’da gerçekleşen, 27 üye ülke ve AB ile farklı ilişkileri söz konusu olan 17 ülkenin katıldığı “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”ne şöyle yaklaştı:
- Avrupa’nın bir parçasıyız. AB’ye tam üyelik konusunda aday ülkeyiz. NATO üyesiyiz. Biz bu zirveye katılırız ama AB’nin genişlemesine bir alternatif gibi görülmesini kabul etmeyiz. Bu zirveyi AB’ye tam üyelik sürecimizi kolaylaştıran bir yol gibi değerlendiririz.
İngiltere’nin itirazları üzerine zirvede AB’nin genişlemesi konusu, yani tam üyelik bekleyen ülkelerin durumunun görüşülmesi gündeme konulmadı.
İki ana gündem maddesi belirlendi:
Her iki başlıkta, ikişer ayrı oturum düzenlendi. Bu formül de aynı toplantıda asla bir araya gelmesi söz konusu olmayacak ülkeleri birbirinden ayrı tutabilmek için devreye alındı.
“Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”yle ilgili şu noktanın da altı çizildi:
- Kurumsal bir yapısı yok. Yani, AB’nin bir organı değil.
- Karar alma yetkisi yok.
Bu durumda “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”nin Rusya-Ukrayna Savaşı ortamında gerçekleşmesinin ana gerekçesi konusunda şu değerlendirme yapıldı:
- Rusya’ya karşı, “Biz bir aradayız, bütünüz” havası ve görüntüsü vermek.
Yunanistan, zirveye Türkiye’nin katılmasına itiraz etse de AB’nin lokomotifi olanlar başta, diğer üye ülkeler bu itirazı uygun görmedi.
Zirve, kimileri için şu soruyu da gündeme getirdi:
- Acaba bu zirve formülü AB üzerindeki genişleme baskısını gidermek, yumuşatmak için mi bulundu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”nin açılış oturumu “Barış ve Güvenlik” konulu yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la görüştü, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Fiala ile görüştü. İspanya BaşbakanıPedro Sanchez, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı kabul etti.
Kısacası “Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla Türkiye açısından AB yolculuğunda önemli bir adım oldu.
Burası Atatürk’ün gazi olduktan sonra tedavi gördüğü topraklar
TÜRKİYE’nin Prag (Çek Cumhuriyeti) Büyükelçisi Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti öncesi mail ortamında bir rehber gönderdi:
- Vatandaşlarımız İçin Prag ve Çek Cumhuriyeti Rehberi…
Bağış, rehberin önsözüne şu notları düştü:
- Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gazi olduktan sonra tedavi amaçlı bu topraklarda uzun süre kaldı.
- Türkçemizi en güzel kullanan şairlerimizden Nazım Hikmet, sürgün döneminin en güzel şiirlerini burada yazdı.
- Edebiyatımızın klasiklerine imza atan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, burada büyükelçilik görevinde bulundu.
- Türkiye, Çek halkının en çok tercih ettiği turizm destinasyonlarından biri.
- Çekya, Türk öğrenciler için değişim programları kapsamında en çok tercih edilen ülkeler arasında.
AB Bakanlığı ve Başmüzakereci görevinde bulunan Bağış, zirveyi şöyle yorumladı:
- “Avrupa Siyasi Topluluğu”nun kurumsallaşması durumunda Türkiye, bu birlikteliğin en önemli aktörlerinden biri olur.
AB’nin küresel bazı sorunları çözmekte yetersiz kaldığını farkettiğini vurguladı:
- “Avrupa Siyasi Topluluğu” daha büyük bir güç birliğine gitme ihtiyacıyla ortaya çıktı.
Türkiye’nin bu dönemdeki rolünün altını çizdi:
- Türkiye’nin enerji, göç ve güvenlik gibi birçok konuda Avrupa’nın en önemli çözüm ortağı olduğu görüldü. Türkiye ile işbirliği yapılmadan bu konuların çözülmesinin zor olduğu da anlaşıldı.